2024-12-18
Kürtler, tarih sahnesinde belki de hiç olmadığı kadar güçlü ve kararlı bir şekilde varlıklarını sürdürüyor. Bu mücadelenin en anlamlı yanının, Kürtlerin bitmek bilmeyen dirençlerinden çıkacağı aşikâr.
“Esad rejiminin devrilmesinin arkasında Türkiye var. Erdoğan çok zeki biri. Bunu binlerce yıldır istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu bilmiyor ama bence Türkiye kazandı. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan, dostane olmayan bir şekilde kontrolü ele geçirdi.”
“Şimdi orada 900 askerimiz var. İki taraftan söz ediliyorsa bir taraf yok edildi. Diğer tarafın kim olduğunu kimse bilmiyor, ama ben biliyorum. Kim olduğunu biliyor musunuz? Türkiye.”
Son dönemde Suriye'deki gelişmeler, özellikle Kürtler için oldukça karmaşık ve belirsiz bir geleceği işaret ediyor. Donald Trump'ın açıklamaları, Türkiye'nin bölgedeki stratejik oyununu ve Esad’ın devrilmesindeki rolünü vurgularken, Kürtlerin geleceği üzerine karanlık bir tablo çiziyor. Erdoğan’ın Türkiye’si, Suriye'deki güç dengelerini büyük ölçüde değiştirdi ve bu değişim Kürtler için yeni zorlukları beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin güçlü askeri ve stratejik pozisyonu, bölgedeki en önemli aktörlerden biri olarak dikkat çekiyor. Trump, Türkiye’nin bölgedeki etkisini "çok akıllı" bir liderin başarısı olarak tanımlarken, Kürtlerin uluslararası desteklerinin azalması ve bölgedeki yalnızlıkları, gelecekteki mücadelelerini daha da zorlaştıracak gibi görünüyor. Kürtlerin hem Türkiye hem de Suriye açısından tarihi bir önemi bulunuyor. Ancak, Kürtlerin geleceği hala belirsizliğini koruyor.
Kürtler, Suriye’de özerklik taleplerini savunurken hem Türkiye'nin askeri baskısı hem de Esad rejiminin kendilerine yönelik politikaları ile karşı karşıya kaldılar. Özellikle Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilmesi Kürtler için büyük bir boşluk yaratacak. Bu boşluk, Kürtlerin Türkiye ve Suriye'nin iç dinamiklerinde etkili olabilme kapasitesini çok zorlaştıracak.
Trump’ın açıklamalarının Kürtler için kötü bir haberi işaret etmekte olduğu kesin. Uluslararası desteklerinin giderek azaldığını ve Erdoğan’ın Türkiye’sinin daha fazla alan kazandığını görmek gerekiyor. Kürtler bir kez daha uluslararası güç oyunlarının arasında sıkışmış durumda. Türkiye'nin bölgedeki gücünün artması, Kürtlerin ulusal bir kimlik oluşturma ve bu kimliği savunma çabalarını zorlaştırıyor. Suriye'deki Kürt hareketleri, hem bölgesel hem de uluslararası alanda daha fazla destek aramak zorunda kalacaklar. Ancak bu süreçte güçlü bir askeri ve siyasi destekten mahrum kalan Kürtler, yeniden bir hayatta kalma mücadelesi verecekler.
Kürtlerin kolektif direniş ruhu, geçmişte yaşadıkları zorluklardan beslenerek her zaman yeniden ayağa kalkmalarını sağladı. Kültürlerini ve kimliklerini koruma çabaları, onları yalnızca Suriye'de değil, tüm bölgede güçlü bir aktör haline getirdi. Bu direnişin ve taleplerin uluslararası destekle birleşmesi, Kürtlerin umutlarının tükenmediğini ve gelecekteki mücadelelerinde önemli bir zemin oluşturduğunu gösteriyor.
Kürtler, tarih sahnesinde belki de hiç olmadığı kadar güçlü ve kararlı bir şekilde varlıklarını sürdürüyor. Bu mücadelenin en anlamlı yanının, Kürtlerin bitmek bilmeyen dirençlerinden çıkacağı aşikâr.
Artı Gerçek
BASINDAN