Türkçe | Kurdî    yazarlar
Mümtaz’er Türköne: Ahmet Türk İmralı heyetinde Bahçeli’yi temsil ediyor

2025-01-07

DEM Parti heyeti CHP’yi son derece olumlu bir havada ziyaret etti. CHP’nin ihtiyatlı iyimserliği “seçim mi, çözüm mü?” ikileminde devam ediyor. Esaslı bir itiraz olmadığına gör CHP’yi, vurguladığı “toplumsal mutabakat”ın önemli bir aktörü olarak görebiliriz. Özel’in Meclis vurgusu da topu sahada tutmaya yönelik, yapıcı bir adım.

Peki dışarıda kim kaldı?

Siyaset incelikli iş. Doğru cevabı vermek istiyorsanız, Ahmet Türk’ün uzun boyu ve yaşlı yüzüyle DEM Parti heyetinde neden yer aldığını bulmalısınız.

Konuşmasına gerek yok. Ahmet Türk’ün İmralı’ya gitmediği halde kadroya dahil olup Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’la birlikte TBMM’de Meclis Başkanı ve parti temsilcileri ile görüşmesi birçok şey anlatıyor.

Kürt sorunu, Türkiye’nin hâlâ en önemli sorunu. DEM Parti, aldığı halk desteği ile siyasî yelpazede çok kritik bir alanı işgal ediyor. Bütün kişisel hesaplar, siyasî oyunlar ve stratejiler için mutlaka dikkate alınması gereken bir değişken. Siyasî rekabetin değişmeyen kuralı: Kasap et derdinde, koyun can derdinde olacak. Kişisel hesapları dikkate almadan memleketi düze çıkarmak çok zor. Nitekim 2013-15’teki çözüm süreci, kişisel hesaplar arzu edildiği gibi görülemediği için çökmedi mi? Selahattin Demirtaş neden hapiste?

Kürt sorununun, devletin bekasıyla, ülkenin güvenliğiyle, millî birlik ve beraberlikle ilgili kısmını değil, doğrudan iç politikadaki çekişmeye dair yol açtığı sarsıntılarla meşgulüz. Malum, iç politikadaki tahkimatı aşmadan asıl meseleyi hal yoluna sokmak mümkün değil. İşte tam da sürecin kişisel rekabetle-oy hesaplarıyla ilgili kısmında Ahmet Türk, sürecin sembol ismi olarak öne çıkıyor. Hatta Abdullah Öcalan’dan bile daha fazla sembol değeri taşıyor.

Ahmet Türk, tecrübeli bir politikacı. Renkli bir siyasî geçmişi var. Feodal değerlerin olumlu kısmından, “ağalık vermekle olur” düsturundan hareket eden bir Kürt ağası. Dengeli, sorumlu, saygın bir şahsiyet. Bahçeli’nin özel değer verdiği, hürmet ettiği bir politikacı. Malûm: Hiçbir gerekçe gösterilmeden yerine kayyım atanan Mardin’in belediye başkanı.

Ahmet Türk neden heyette?

Soruyu tekrar soralım.

Ahmet Türk İmralı heyetine neden dahil oldu?

Bahçeli’nin 22 Ekim’de, deprem etkisi yaratan konuşmasına karşılık, belediye başkanlığı görevinden alındığı için.

Ahmet Türk, AK Parti veya Erdoğan ile Bahçeli-MHP arasında, süreç konusunda hâlâ devam eden görüş ayrılığını tek başına temsil ediyor. Heyetteki mevcudiyeti Bahçeli’nin süreci yönetme gücünü gösteriyor. Doğrudan söyleyelim: Ahmet Türk İmralı heyetinde Bahçeli’yi temsilen bulunuyor.

Kime karşı?

Cevap ortada: “Yerine kayyım atayanlara karşı.”

Çoğu kimse hâlâ, Bahçeli’nin 22 Ekim konuşması ile Suriye’de Türkiye’nin kazandığı başarı arasındaki bağlantıyı kuramıyor. Suriye’de operasyon kararı Bahçeli’nin çıkışı sayesinde verildi. En sağlam delil: PYD/YPG aradan bir ay geçmesine rağmen pasif savunma durumunda ve Şam hükümeti ile yakınlaşmak için kıvranıyor. Mazlum Abdi’nin panik halindeki çabalarını takip etmelisiniz. ABD’nin yeni üs kurması hikâye; Kürtler çoktan ABD tarafından Türkiye’ye satıldı.

Bahçeli bugünkü grup konuşmasında Suriye ve çözüm süreci (kardeşlik) arasındaki ilişkiyi tekrar kuvvetle vurguladı. Sözleri doğru okunursa AK Parti-MHP arasında, bu sürece dair görüş ayrılığının devam ettiği, Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Cumhur İttifakı’nın sağlamlığı hakkındaki abartılı vurgularından çıkartılabilir. Demek ki Erdoğan hâlâ kenarda duruyor.

Erdoğan’ın sürece tam olarak dahil olması ve onay vermesi için alın size en sağlam ölçü: Ahmet Türk’ün Mardin belediye başkanlığı koltuğuna iadesi.

Mesele Suriye:

Çözüm süreci, Suriye’deki devrimin hem en önemli sebebi hem de Türkiye için en önemli sonucu.

“Silahları da adamları da gömme” tehdidi ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın “Gazze” mukabelesi, sürecin karşılıklı yoklamalarla devam ettiğini ve henüz rayına oturmadığını gösteriyor. Problem hâlâ AK Parti kanadında. Bahçeli bugünkü konuşmasında elinin hâlâ taşın altında olduğunu gösterdi. Ayrıca sürece dair çok iyimser ve umut dolu mesajları var. Anlaşılan aklı eren devlet bürokrasisi, bütün ağırlıkları ile Bahçeli’nin yanında duruyor.

Öcalan önemli bir figür, ama asıl belirleyici aktörler Suriye’deki Kürtler ve Kürt siyasetinin temsilcisi olan DEM Parti. Dikkat ederseniz PKK’yı saymadım. “Öcalan’ı dinlemezler” itirazı anlamsız; çünkü zaten Öcalan’ı dinlemeleri gerekmeyecek. Öcalan onlara talimat vermeyecek, düştükleri bataklıktan kurtarmak için arkasındaki devletin yardımıyla PKK’ya bir can simidi atacak, bir kaçış yolu aralayacak. Hemen “Bu oyuna neden geliyoruz?” demeyin. Kedinin sıkıştığı köşeden çıkması lâzım, yoksa çok can yakar.

Çözüm süreci ile son 14 yılda bütün sermayesini Suriye’ye yatıran PKK ve Kürt siyaseti, iflas eden stratejileri yerine yeni bir yol arıyorlar.

CHP’nin kendisi dışında gelişen sürece bütün itirazları, Erdoğan’ın muhtemel kazançlarına dair spekülasyonlara dayanıyor. Siyasî rekabet üstünlüğünü kaptırmamak için yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Sürecin Erdoğan’a yeniden seçilme kapısı aralayacağından, anayasanın bu amaçla değişeceğinden endişe ediyorlar. Çoğu endişeleri süreci oluşturan denklemin ve zamanlamasının yanlış okunmasına dayanıyor.

Süreç AK Parti aleyhine işliyor. Erdoğan bu yüzden hâlâ oyuna doğrudan dahil olmuyor.

Ahmet Türk’ün İmralı heyetinde yer alarak CHP’yi ziyaret etmesi tek başına bu tabloyu gözler önüne seriyor. Sizce de bir meydan okuma değil mi?

Benim önerim: Sürecin hangi dağları tepeleri aştığını, nerede mola verdiğini, nerede savrulduğunu takip ederken en doğru ölçü olarak Ahmet Türk’ü takip etmelisiniz.

Mesela Mardin’deki görevine dönmesi, çözüm sürecinin hangi istikamete evirildiğine dair çok önemli bir gösterge.

Serbestiyet

BASINDAN