Türkçe | Kurdî    yazarlar
Kürtlerin ulusal stratejisizliği, Kerkük ve Kürdistani Bölgeleri tartışmalı hale getiriyor

3/27/2024 12:12:51 PM

Güney Kürdistan’ın Kerkük, Musul, Xurmatu (Selahaddin) ve Diyala Vilayetleri stratejik konumlarından dolayı 1970 Deklarasyonu ile Baas rejimi tarafından resmen Güney Kürdistan’dan kopartılarak Irak’a bağlandığı günden bugüne sorunlu bölgeler olarak ulusal ve uluslararası siyasette çözüm bekleyen sorunlar arasına girdi. Bu vilayetler idari olarak Bağdat Hükümetine bağlı olmasına rağmen 18 Aralık Irak Yerel Seçimleri’nde zorlu koşullara rağmen Kürdistani rengini sandıklara yansıttı.

Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgeler olarak bilinen bu vilayetler, Irak’ta 2013 yerel seçimlerinden sonra 2018 yılında yapılması gereken seçimler, IŞİD terör örgütünün saldırıları, Irak’ta süregelen ekonomik ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle 10 yıl sonra 18 Aralık 2023 tarihinde gerçekleşti. Kerkük’te ise 2005’ten bu yana, yani 18 yıl sonra yerel seçimler yapılabilindi.

Kerkük olağanüstü durumu nedeniyle 2005’ten sonraki yerel seçimlere dahil edilmedi

Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerin en önemli kentlerinden biri olan Kerkük’te 2005 yılında yerel seçimler yapıldı. Yapılan bu yerel seçimde Kerkük'te Kürtler 41 üyeli İl Meclisi'nin 26 sandalyesini kazandı.

16 Ekim 2017 yılında Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’na Kerkük kentinin de dahil edilmesi gerekçe gösterilerek, Kerkük İran ve Türkiye’nin desteği ile Bağdat merkezi hükümeti tarafından işgal edildi. Irak Parlamentosu, Kerkük eski valisi Necmeddin Kerim'i görevden alarak, yerine o dönemin Irak Başbakanı Haydar Abadi'nin kararıyla Rakan Said Cuburi’yi Vekil Vali olarak atadı.

Irak Parlamentosu kentin Irak güçlerince işgal edilmesi sonrasında 2019 yılında Kerkük İl Meclisi’ni feshetti.

Kerkük’ün Kürt İl Meclis Üyeleri, Arap ve Türkmen üyler tarafından şikayet edildi, haklarında davalar açıldı ve cezalar verildi. 28 Mart 2017 tarihinde resmi daire ve hükümet kurumlarına Vali Necmeddin Kerim ile İl Meclisi Başkanı Rebwar Talabani öncülüğünde Kürdistan bayrağının asılması, Kerkük İl meclisi’nden Kürdistan’ın Bağımsızlık Referandumu’na katılma kararının onaylanması bahane edilerek, Kürt Vali Necmeddin Kerim ile Meclis Başkanı Rebwar Talabani hapis cezasına çarptırıldılar.

Kayyım Vali Rakkan Cuburi tarafından Kerkük Kürtsüzleştirildi

Kerkük’e kayyım olarak atanan Sunni Arap Rakan Said Cuburi Vekil Vali olarak il meclisi olmadan 6 yıla yakın tek başına kenti yönetti. Kentin bütün idari, güvenlik kurumlarında görev yapan yönetici ve memur Kürtler işten çıkarıldı. Resmi dairelerde Kürtçe yasaklandı. Kürtçe eğitim veren Kürt okullarının bütçeleri kesildi. Kürtlerin toprakları dışarıdan ithal edilen Araplara verildi. Kürtlerin Kerkük’ten çıkarılması için insanlık dışı yöntemler uygulandı. Kerkük Kürtsüzleştirilerek Kürdistani kimliğinden uzaklaştırılmak istendi.

Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) bütün çalışma ofislerine el konuldu. KDP Kerkük’ten tümüyle çıkmak zorunda kaldı. Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) sembolik düzeyde etkisiz bir güç olarak Kerkük’te kaldı. Kürtler Kerkük’te çok dezavantajlı bir durumda seçimlere girmesine rağmen kentte yaşayan Kürtler seferberlik ruhuyla sandıklara koştu ve Kerkük’ün Kürt kenti olması lehinde oylarını kullandı.

Kürdistani İttifak’ın geliştirilmemesi Kürt kentlerinin Kürdistani kimliğini zedeledi

Irak İl Meclis seçimleri Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgeler için Kürdistani kimliğinin sahiplenilmesi açısından bir referandum özelliğini taşımaktaydı. Kerkük, Xurmatu, Ninova ve Diyala vilayetlerindeki sonuçlar Kürtler açısından bu nedenle büyük önem taşıyor.

Kürt partileri seçimlere beş ittifak ve liste ile katıldı. YNK-Komünist Partisi ile ittifak yaparken KDP diğer bazı küçük partilerle koalisyon kurdu. Kürdistan İslami Birlik (Yekgırtu) ve Adalet Topluluğu’nun (Komel) kurduğu “Meşale Koalisyonu”, Yeni Nesil (Newey Nwê) ve Sosyal Demokrat Parti ise farklı listelerle seçime girdi. Bu parçalanmışlık Kürtlerin il meclis seçimlerinde daha fazla sandalye kazanamamasına neden oldu ve Kürdistani Bölgelerin kaderini olumsuz etkiledi.

Kürdistani güçbirliğinin oluşmaması Kerkük valiliğini tehlikeye attı ve 106 bin Kürt oyunu heba etti

Irak İl Meclis Seçimlerinde Kürt partilerinden Newey Nwê, Kerkük Meşalesi Koalisyonu ve Kürdistan Sosyal Demokrat Parti'nin (KSDP) oyları tek başına sandalye kazanmaya yetmedi. Kürtlerin 106 binden fazla oyunun boşa gitmesine neden oldu. Kerkük'te 53 bin 617, Diyala’da 16 bin, Selahaddin’de 791, Ninova’da (Musul) 34 bin 426 Kürt oyu maalesef boşa gitti.

Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı vilayetlerdeki 75 sandalyeden sadece 15’ini Kürt partileri kazandı. Bu sandalyelerin vilayetlere dağılımı şu şekilde oldu; Kerkük YNK 5, KDP 2, toplam 7 sandalye, Ninova (Musul) KDP 4, YNK 2 olmak üzere 6 sandalye kazandı. Ayrıca YNK adayları Diyala ve Selahaddin’de ise 1’er sandalye kazandı. Bağdat’ta da Feyli Kürtler kendi kota adayı ile seçime katıldı ve 1 sandalye kazandı.

Kerkük İl Meclisi toplam 16 sandalyeden oluşmakta. Seçimlerde 9 sandalye kazanan taraf tek başına vali adayını çıkartabiliyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Arap Partilerinin kendi aralarında ‘Arap Bloku’ oluşturması, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Türkmenler ve Sunni Araplar üzerinden yürüttüğü diplomasi, Kürtlerin ya da diğer kesimlerin kendi başına Kerkük Valisini belirlemesini kilitledi. Kayyım Vali Rekan Cuburi’nin yeniden Kerkük Valisi olma istemi ‘Arap Bloğunu’ parçaladı. Hamis Hançer’in partisi bu bloktan ayrıldı. Kürt valinin seçilmesi için fırsatlar doğdu. YNK ve PDK görüşmelerinde Kerkük valiliği konusunda ortak mutabakat sağlanmış görünüyor. Ancak bu durum üçüncü bir tarafla kendi aralarında uzlaşarak ittifak kurmalarını da zorunlu hale getirdi.

Kürdistan İdaresi Dışındaki Bölgeler nasıl oluştu?

Mela Mustafa Barzani ile BAAS (Yeniden Doğuş Arap Sosyalist Partisi) arasında görüşmeler sonucu 11 Mart 1970 yılında bir Deklarasyon imzalandı. Bu antlaşmayla Güney Kürdistan özerk statü kazandı ve atılan bu adımla 11 Mart 1974'e kadar tüm antlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi karara bağlandı. Ancak Baas rejimi Güney Kürdistan’ın Irak ile sınır olan 4 kentini kapsam dışı bırakarak bugünkü Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerin oluşmasına neden oldu.

11 Mart 1970 Deklarasyonu ile Güney Kürdistan’ın Xurmatu kenti Irak’ın Salahaddin kentine bağlandı. Dicle Nehrinin Kuzey ve Batı tarafı Güney Kürdistan’dan kopartıldı. Kürt yerleşim alanları olan Ninova Ovası, Zumar, Maxmur, Gûwer ve Şengal Musul’a bağlanarak kentin kimliği Araplaştırıldı. Kerkük kenti ve tüm ilçeleri Irak’a bağlandı. Saddam Hüseyin döktatörlüğü döneminde Kifri ile Kelar ilçeleri’de Kerkük’e bağlandı. 2003 yılında Baas rejiminin yıkılmasının ardından Kifri ve Kelar bağımsız özerk idareler şeklinde kaldı. Ancak halen resmi bir statüye kavuşmuş değiller. Kürdistan’ın Diyala kenti ve ona bağlı Xaneqîn, Mendelî, Celawla, Sadiya ilçeleri Irak idaresine dahil edildi.

Kürtlerin stratejik düşünmemesi Kürdistani Bölgelerin kaderini etkiledi

2003 yılında ABD öncülüğünde Saddam Hüseyin diktatörlüğü yıkıldıktan sonra 2005 yılına kadar Irak’ta geçici hükümet kuruldu. 11 Mart 1970 Anlaşması ile Güney Kürdistan’dan kopartılan Kürdistan’ın bu dört vilayeti ve ilçeleri İran ile Türkiye’nin yönlendirmesi, Arap ve Türkmenlerin itirazları sonucu Kürdistan Bölgesi’ne bağlanamadı. Bu nedenle 118. Madde ile Irak’a dahil edilmesine devam edildi. Kürtler’de güncel menfaatlerini ön planda tutarak bu konuda fazla ısrarcı olamadı. Oysa ki Peşmerge Güçleri’nin sınırlı bir askeri harekatı ile bu bölgelerin alınması imkan dahilindeydi.

Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerin statüsünü belirleyecek olan 140. Madde nedir?

2005 Irak Anayasası’nın oluşturulmasıyla bu bölgeler, Irak Anayasası’nın 140. Maddesi kapsamına alınarak sorunun kesin çözümünün 2007 yılına kadar gerçekleşecek refarandum ile nihai sonuca bağlanmasına karar kılındı.

Irak Anayasasında Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerin statüsünün belirlenmesi için oluşturulan 140. madde üç aşamadan oluşuyor.

1-Irak hükümetlerinin 1957 yılından itibaren bölgede yaptığı demografik yapı değişikliğinin eski haline getirilmesini sağlamak.

2-Normalleşme ardından bölgede nüfus sayımının yapılması.

3-Bölgelerin statüsünün belirlenmesi için referandumun yapılması.

140. Madde çok geniş kapsamlı bir madde olmakla birlikte en temel başlıkları; Kerkük, Diyala, Xurmatu ile Musul’da Saddam Hüseyin döneminde yaşanan demografik değişiklik durumunun normalleştirilmesi ardından nüfus sayımının yapılması ve daha sonra bu bölgelerin Bağdat’a mı yoksa Kürt Bölgesi’ne mi bağlanmasına karar verilmesi için referanduma gidilmesi. Anayasaya göre tüm bunların Aralık 2007’ye kadar gerçekleştirilmesi gerekiyordu.

140. Madde’nin uygulanması için Kürt, Arap ve Türkmen siyasi temsilcilerin oluşturduğu komisyon hiçbir sonuca ulaşamadı. 2007 yılı sonunda yapılması gereken referendumun gerçekleşmemesinden dolayı 140. Madde zaman aşımı ile karşı karşıya kaldı.

Kürtler Kerkük’ün statüsünün belirlenmesi için 140. Maddenin uygulanması gerektiğini savunurken, Türkmen ve Araplar ise maddenin 2007 yılı sonunda hukuken sona erdiğini savunmaktalar.

Kürt siyasi partileri, Kürdistan İdaresi Dışında kalan Kürdistani Bölgelere özellikle Irak kentlerinden Kürt nüfusun demografik yapısını değiştirecek ölçüde Arap nüfusun kaydırıldığını savunmakta ve bunun önüne geçilmesini talep etmekteler.

140. Madde neden hayata geçirilmedi?

140. Madde’nin hayata geçirilmesine Araplar tümden karşı çıkarken Türkmenler ise sadece ekonomik zararlarının tanzim edilmesinden yana oldu. Her iki kesimde bölgenin referendum yoluyla Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmasını istemedi. Irak Merkezi Hükümeti de referandum için gerekli koşulların oluşması için kararlaştırılan ödeneği sunmadı. İthal Arapların Irak’a dönmesi için merkezi hükümet gerekli mali yardımı sunarken, Kürdistani Bölgeler’den göçertilen Kürtlerin geri dönüşü için bütçe yardımı yapılmadı, İdari kurumlarda gerekli düzenlemeler gerçekleştirilmedi. Kürtlerin işgal edilen topraklarının geri verilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmadı. Kerkük başta olmak üzere Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerde referandumun yapılması bu şekilde engellenmiş oldu. 2003 yılında Saddam rejiminin çökmesi sonucu Kerkük’ten ayrılan ithal Arapların Kerkük’e geri dönmesi için Irak’ın Arap Başbakanları’ndan Ahmet Çelebi ve İyad Allavi’nin Mam Celal’e ricada bulunması sonucu Mam Celal İthal Arapların yeniden Kerkük’e geri dönmesine izin verdi.

Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgeler’in yeniden Kürdistan Bölgesi’ne bağlanması için BM Irak Özel Temsilciliği rolünü oynamadığı gibi bu bölgelerin etnik ve dini yapısının çoğulluğuna işaret ederek Irak’ta Sunni, Şia ve Kürdistan Bölgesi’nin yanı sıra Hristiyan, Ezidi, Yahudi, Şebek, Asuri ve Keldaniler’den dolayı Hristiyan Bölgesi’nin gerekliliğine odaklandı.

IŞİD terör örgütünün Musul işgali ve saldırıları, Irak’ta süregelen ekonomik ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle 140. Madde uygulanmadı.

Kürdistan Bölgesi İdaresi Dışında Kalan Kürdistani Bölgelerin yeniden Kürdistan Bölgesi’ne bağlanması için Irak ve Bölgesel devletler ile değil, uluslararası mekanizmaların işlatilerek bir çözüm geliştirilmesi şart.

Deng Dergisi, sayı: 131

MAKALELER