7/31/2024
Mesud Tek
aa@aa
Bugün 31 Temmuz.
31 Temmuz 1983 yılında gerçekleştirilen ve “Barzanilerin Enfalı” olarak bilinen soykırımın üzerinden 35 yıl geçti.
Geçen sürede genel olarak Enfal ve özel olarak da Barzanilerin Enfalı üzerine çok şeyler söylendi, yazıldı. Ama henüz daha yazılacak çok şey var.
Umarım Güney Kürdistan Bölgesi Enfal ve Şehitler Bakanlığı bu konudaki çalışmalarını sürdürür ve insanlığın yüzkarası olan ve Enfalı ve Güney Kürdistan’daki sosyal ve psikolojik tahribatlarını bütünüyle ortaya koyar, Enfalın, Kürdlerin değimiyle “Ermeni Qaflesi” gibi, Yahudi Soykırımı gibi uluslararası arenada soykırım olarak tanınmasını sağlar.
BAAS diktatörlüğü 1983 yılında Barzani Enfalini gerçekleştirdiğinde ben Güney Kürdistan’daydım. 1988 yılındaki geniş Enfal operasyonları döneminde de…
Birçok yürek sızlatan olaya bizzat şahit oldum ve onlarcasını en yakın ve güvenilir çevremden dinledim.
O dönemde Kuzey Kürdistan’da bir avuç aydın ve dar bir siyasi kadro dışında Enfal yeterince bilinmiyordu. Bugün elbette eskiye nazaran belirli bir ilerleme var ama yeterince bilindiği kanısında değilim.
2003 yılında Saddam diktatörlüğünün yıkılması ve BAAS arşivinin açığa çıkması, Enfal kurbanlarının gömüldükleri toplu mezarlara kolayca ulaşılması ve benzeri nedenlerden dolayı, Güney’de konu yakıcı bir biçimde gündeme geldi. Enfalı tüm yönleriyle konu eden konferanslar yapıldı, medya bu konuya geniş bir yer ayırdı.
Bu süreçte ben de Kuzey Kürdistan’daki kamuoyunun Enfal konusunda bilgilendirilmesine az da olsa katkı sunmak amacıyla o dönemde yayınlanan Dema Nu gazetesine “Enfal Nedir” başlıklı yazılar yazdım. Güney’de yapılan konferanslardan, çıkan belge ve yayınlanan makalelerden derlediğim bilgileri kamuoyu ile paylaşmaya çalıştım. Bu yazılarım Dengê Kurdistan ve Roja Welat sitelerinde de yayınlandı. Eğer zaman bulursam bu yazıları derli toplu bir hale getirerek kitap olarak basmayı düşünüyorum. Kısmet…
Okuduklarım, duyduklarım ve şahit olduklarım bana Kürd kadınlarının Enfalın en ağır yükünü yüklenen ve en büyük acısını çeken kesim olduğunu söylüyor. Barzani kadınlarının içinde bulunduğu durum, çektikleri ve gösterdikleri direnç bu konuda somut bir örnektir.
Barzani Enfalinde eşlerini, nişanlılarını ve erkek evlatlarını kaybeden kadınlar, her an tecavüze uğrama korkusunun yanı sıra geride kalan çocuklarına sahip çıkma ve onları büyütme gibi bir görevle de yüz yüze kaldılar. BAAS diktatörlüğü Enfalın ilk günlerinde kampta kalanlara yiyecek dağıtmayı kestiği gibi, kadınların kampın dışına çıkıp yiyecek bulmalarını da yasakladı. Güney Kürdistan kısmen özgürleştikten, BAAS diktatörlüğü yıkıldıktan sonra, kadınlar açlıktan ağlayan çocuklarının çığlıklarına dayanamayıp, her türlü riski göze alarak gece kampın dışına çıkarak çevrede yiyecek aradıklarına ilişkin yüzlerce hikaye anlatılar. Ki bunlardan en çarpıcısı kanımca “kampın dışında elimize ot olarak ne geçtiyse toplayıp kaynattık ve çocuklarımıza yedirdik, öyle ki kampın çevresi kısa bir sürede çöle döndü” şeklinde olanıdır.
İlerleyen günlerde kamplarda baskı biraz gevşeyince Barzani kadınları kampların dışına çıkma ve daha rahat yiyecek bulma olanağına kavuştular. Ama o onurlu, BAAS rejimine karşı dimdik ayakta kalan kadın iş bulamadığı için dilenmek zorundaydı. İşte bu noktada yardımlarına başta Hewlêr olmak üzere bölge halkı yetişti.
Çarşı pazar esnafı, evlerdeki kebaniler karalar bürünmüş bir Barzani kadını gördüğünde, utanmasın diye daha yetişmeden vereceğini kapısının önüne koyuyor ve yüzünü dönüp gidiyordu. Kadın ise sadece ihtiyacı olanı alıyor, diğerini kendisi gibi bir başka kadın alsın diye bırakıyordu. Ben Hewlêr ve çevresinde bu biçimde yaşanan birçok olaya şahit oldum.
Hewlêr halkının, eşleri çocukları Enfal edilmiş Barzani kadınlarına bu desteği ve yardımı her türlü takdire şayandır. Kak Mesud Barzani de konuya ilişkin yaptığı konuşma ve açıklamalarda özellikle Hewlêr halkına teşekkür ediyor.
35. yıldönümünde Enfal kurbanı Barzanilerin anısı ve geride kalan Barzani kadınlarının göstermiş olduğu direnişin önünde saygıyla eğiliyorum.
(*) 6 yıl önce yazdım. Barzani Enfali’nin 41 yıldönümünde, Enfal’dan en çok mağdur olan “reşpoş”ların (Kara çarşaflı Barzani kadınları) anısına...
- Ne ile cebelleştiğini bilmek!
- Zaloğlu Rustem Kürddür Ama Kürdler Zaloğlu Rustem Değiller
- Antirasyonel Ve Antimodern Bir İdeoloji Olarak İslam
- Kürdistan'da Milliyetçilik: Tarihsel ve Sosyopolitik Bir İnceleme
- Kürt Meselesinde Neredeyiz? *
- Kürdlerin Geleceği Konusunda Birkaç Söz
- Yeni Ortadoğu ve Kürdistan*
- 31 Mart Seçim Sonuçları Kürt Meselesi Bakımından Ne İfade Ediyor?*
- Nasrallah’ın ölümü
- ULUSLARARASI KAMU HUKUKU BAKIŞ AÇISI İLE TRÜKİYE–IRAK-GÜVENLİK PORTOKULU VE KÜRTLER