yazarlar makaleler
İki “boran” arasında
8/24/2024

Şeyhmus Diken

Mehmet Veysi Boran, romanında iki ölüm ve bir vadi üzerinden yeniden bir kadim mekânı ayağa kaldırıp yaşanabilir hâle getirmenin hikayesini kurmuş olsa da aslında bir coğrafyanın kaderine, muktedir güçlerce yazılmış karayazının tecellisiyle yüzleştiriyor okuru.

“Burada her şey beklemeyi öğrenir”

Hurî’nin mezar taşına kazılan.

Doğu Karadeniz’in harika vaha’sı Fındıklı edebiyat programımın gidiş-dönüş seyahatimin yol okuma paydaşı Mehmet Veysi Boran’ın “İki Meltem Arasında”* ilk kitabı olan romanı oldu.

Mehmet Veysi Boran aile örgüsü üzerinden; Huri kadının bir vadide ölümüyle başlayıp, Sadullah Beyi’n çok çok uzaklarda bir daha dönemeyeceğini bilerek vadisinin özlemiyle ölmeye yatışının hikâyesini yazmış.

Romanın serencamı Mardin üzerine. Acımasız bir sürgünlük ve zalim bir telefat üzerine kurulu; “gündüz bağrından, gece dağından” koparak gelen ve insanı sarıp sarmalamaya teşne rüzgârların ruhu sağaltmaya ve dinginleştirmeye çare olması mümkünken tersine işleyen bir çarkın insana zulmünün hikâyesi!Öyle ki derin uçurumların dibi sanki kaderleriymiş misali artık bitap düşerek hatıralarını taşıyamadığından ruhunu teslim edip parçalanan bedenleri anlatıyor.

Roman iki ölüm ve bir vadi üzerinden yeniden bir kadim mekânı ayağa kaldırıp yaşanabilir hâle getirmenin hikayesini kurmuş olsa da aslında bir coğrafyanın kaderine, muktedir güçlerce yazılmış karayazının tecellisiyle yüzleştiriyor okuru.

Zamanın sanki cesaret edemeyip kalın duvarlardan içeri giremeden bir nevi kapıda bekleme halini anlatmış. Oysa o kalın duvarların ardında hatıraların bütün zamanlardan azade izleri ve daha kim bilir neleri paylaşmaya kadir.

Yarım kalmış hikâyeler, kan kusan nehirler, kuyulara atılmış kurbanların kemikleri ve artık acıyı ruhunda hissedebilenlerin ancak duyması muhtemel derinden gelen çığlıklar!

Sadullah Bey yaban ellerde yüzünde endişeyle, bir insandan çok! Adeta bir yurdun endişeli bekleyişi ve kederi gibi bekler ölümü.

Mehmet Veysi Boran sanki çok uzun yıllar evvelinden hep birilerine unutulmasın kayıt altında kalsın diye anlatılmış, sonra aktarılmış ve bir daha bir daha anlatılmış bir serencamı edeple yazıya dökmüş.

Vaktiyle eksik kaldığı varsayılan, söylenmemiş her sözü o vadiye bakan dağ söylemiş sanki! Söylemiş ve susmuş dağ. İşte o susma haline kelam olmanın edebiyatı olmuş Mehmet Veysi Boran’ın bu ilk romanı.

İyi edebiyat okuruna önerim şu; Benim gibi bir haftaya sığan bir seyahatin iki ucuna hapsolan bir okuma yerine 112 sayfalık bu güzel kitabı elinize alın ve ara vermeden başladığınız gibi bitirin derim…

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar