

6/15/2024 10:13:56 AM
Alın tüm sevginizi, tüm neşenizi, bayramı bayramlara götürüverin. Yoklarınızı anarak; varken yok olanlarınızı, varken sizi yok edenleri, yoktan var olanları; bir merhaba esirgeseler bile hep aynı kalple sevdiklerinizi, özlemleri, tutkuları, aşkları, ruhunuza sarılanları sarıp sarmalayarak
Hazırlayıverin bavulunuzu...
Bir bayram kaçışı içindeyseniz mekân değiştirerek, ne kadar kaçabileceksiniz ki?
Döndüğünüzde yeniden, yine aynı biçimde sizi bekliyor bulmaktansa, alıverin yanınıza hepsini.
Acıysa acı...
Hüzünse hüzün...
İhanetse ihanet...
Zulümse zulüm...
Yalnızlıksa yalnızlık...
Yalansa yalan...
Nefretse nefret...
Boyun eğdirişlerinizi, boyun eğişlerinizi, hayal kırıklıklarınızı, kırdığınız hayalleri...
Kaybettikleriniz, kaybedebilecekleriniz...
İşte ne varsa, bir köşesine onları koyuverin.
Bir köşeyi de ayırıverin:
Dolu dolu sevgileriniz, varsa eğer...
İyi ki varlarınız...
Üstüne titredikleriniz...
İnsana dair inandıklarınız, sarıldıklarınız...
Umutlarınız, hayalleriniz, emin olduklarınız...
Bir köşeden bir köşeye vicdanınız, ruhunuz, aklınız, bedeniniz; bir köşeden bir köşeye muhasebeniz, bilançonuz, dökümünüz.
İster bir dost evine, ister bir otel odasına, ister bir deniz kıyısına...
Taşıyıverin neyiniz varsa "içiniz"e dair; açıverin. Hesaplaşıverin.
Yok, hiçbir yolculuk halinde değilseniz de...
Yine hazırlayıverin bavulunuzu...
Bir köşesinden diğer köşesine dolduruverin.
Şimdiki zamandan tüm zamanlara, tüm zamanlarınıza yayılıverin.
Aklarla karalar, bembeyazlarla simsiyahlar, açıktan koyuya rengârenkliğiniz, ne umdular ne buldular, ne istedi ne oldular, pek öğündükleriniz, vah dövündükleriniz, ah geçmiş günler, ey parlak gelecek...
Karıştırıverin, birbirine çarpıverin.
Hayatla ölümü...
Sevinçle acıyı...
Sevgiyle hüznü...
Umutlarla yıkımları...
Başka bir gücü değil, yüreğinizdeki güç ile güçsüzlüğü...
Çarpın, bölün, toplayın, çıkarıverin.
Ne kaldığına bakıverin.
Doldurun, taşıyıverin neyiniz varsa "içiniz"e dair.
Her neredeyseniz, açıverin dökümünüzü. Kendinize hesap verin.
Her kurbanın ardında bir bayram, her bayramın ardında bir kurban...
Hayatla ölümünün, bayramla kurbanın iç içeliğinde, birlikteliğinde, bir de kendinizi buluverin.
İster mekândan mekâna, ister zamandan zamana uçuverin, ister hep aynı yerde, aynı vakitte durup bekleyin, bekleyin...
Kendinizden kaçamazsınız!
Kaçamazsınız!
Alın kendinizi de yanınıza, iyilik ve umutla taşıyıverin.
(Bu yazı, 26 yıl önceden, Milliyet’teki Dipsiz Kuyu köşemdendi.)
Not: Siz bakmayın yazana, yaza yazıya... Alın tüm sevginizi, tüm neşenizi, bayramı bayramlara götürüverin. Yoklarınızı anarak; varken yok olanlarınızı, varken sizi yok edenleri, yoktan var olanları; bir merhaba esirgeseler bile hep aynı kalple sevdiklerinizi, özlemleri, tutkuları, aşkları, ruhunuza sarılanları sarıp sarmalayarak.
Bir zamanlar gazete emekçilerinin direnişinin mirası olan, patronların çalışan haklarını ezmek için makineleri durdurmak istemesine inat, gazetelerini onurla çıkaranlara saygı olan "işsiz gazetecilerin bayramı Bayram Gazetesi"nin hatırasıyla, bir gecede o dayanışmayı yok edenleri hiç unutmadan; işte o eski gelenekle de, bayramda yazım olmayacak. İzninizle. Sevgiyle, bayram gibi bir bayram dilerim.
T24
BASıNDAN
2025-11-01Gökhan Bacık: Kürt siyasetinin eleştirisi
2025-10-31Selahattin Demirtaş: Sürecin muhasebesi
2025-10-29Yusuf Ziya Cömert: Rüşvet parasıyla cami yapılır mı?
2025-10-28Yetvart Danzikyan: PKK hükümete ‘top sende’ diyor
2025-10-28Murat Sevinç: Yoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? 
2025-10-28Yıldıray Oğur: PKK neden Schrödinger’in kedisine benzedi?
2025-10-28Vahap Coşkun: Menzile doğru bir adım daha
2025-10-26Yetvart Danzikyan: Kıbrıslılar dertlenmesin
2025-10-28Berrin Sönmez: 11.Yargı Paketi: Rejim bulanık suda balık avlar
2025-10-08Sedat Ulugana: Barutun yanında bıyık yağı ve puro
2025-10-08Yıldıray Oğur: Çözüm sürecinde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor
2025-10-07Ayşe Hür: İrade
2025-09-30Yıldıray Oğur: Komisyon’da bir gün
2025-09-23Özge Mumcu: Kara kutu, sabun ve tuğla
2025-09-23Yıldıray Oğur: Şara, SDG’yi Türkiye ile tehdit etti mi?
2025-09-20Berrin Sönmez: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar
2025-09-18Taner Akçam: Kürt açılımına iki engel
2025-09-18Fethiye Çetin: Adım adım
2025-09-18Özgür Amed: Barışın triyajı
2025-09-17Taner Akçam: İkinci Tanzimat