2025-02-17
Suriye’de yaşanan devrim IKBY siyasetinde de büyük kırılmaları beraberinde getirdi ve İran’a yakın tarafların masadaki etki gücünü azalttı. KYB, daha önce başkanlık, başbakanlık ve kritik bakanlıklardan aşağısına razı olmaz ve “Süleymaniye’ye karışmama” şartıyla masaya otururken, şimdi bu taleplerin uzağında olduğu görülüyor.
MUHAMMET KURŞUN
Suriye’deki devrimin bölgede en çok etkilediği ülkelerin başında Irak geliyor. Devrimden sonra Irak’taki Şii liderler hızlı pozisyon alarak bu dalganın kendi ülkelerini teğet geçmesi için dengeleri gözeten bir politika izledi. Başbakan Sudani, birinci ağızdan Suriye’deki devrim sürecinde üzerlerinde baskı olduğunu ancak kendi ülkelerinin çıkarlarını öncelediklerini ve diplomasiye ağırlık verdiklerini söyledi. Irak’ta bu durumun ne kadar süreceği şimdilik meçhul ancak dikkat çeken bir başka husus, Suriye’deki gelişmelerin Irak Kürdistan Bölgesi’ne (IKB) ve buradaki dengelere doğrudan etkisi.
Suriye Devrimi IKB’de KDP ile KYB Arasındaki Dengeleri Etkiledi
Suriye’de 8 Aralık 2024’te yaşanan devrimden önce Bafel Talabani liderliğindeki Süleymaniye merkezli KYB, seçimlerde elde ettiği kısmi başarı ve siyasi atmosferin de kendisine sağladığı avantajların etkisiyle KDP’ye karşı el yükseltmişti. KYB, 20 Ekim 2024’te yapılan seçimlerin ardından hükümetin kurulması görüşmelerinde başkanlık ya da dönüşümlü başbakanlıktan aşağısına razı olmayacak bir tavır geliştirdi ve söylemlerini de bunun üzerine kurdu. Diğer yandan içişleri ve petrol bakanlıkları gibi kritik bakanlıkları da talep ediyor ve KDP’nin elindeki güçlü kartları almaya çalışıyordu.
KYB lideri Bafel Talabani, “iktidarı değiştireceğiz” sloganıyla girdiği 20 Ekim seçimlerinden sonra elde ettiği kısmi başarı rüzgârını da arkasına alarak KDP’ye meydan okuyan çıkışlarını sürdürdü ve “hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” yönünde çıkışlar yaptı. Talabani bu çıkışları yaparken Haşdi Şabi’nin radikal komutanları Reyyan Kildani, Kays Haz Ali ve Ebul Ala Velayi ile askerî kıyafetlerle poz vermeyi de ihmal etmiyordu.
Suriye’deki devrim ve İran’ın burada aldığı darbenin etkisinin en fazla hissedildiği yerlerden biri de şüphesiz Süleymaniye oldu. KYB, İran’ın bölgesel ve Irak yönetimi üzerindeki etkisi sayesinde Irak genelinde ve IKB’deki gücünü artırdı. Irak yargısı ve hükümetinin üç-dört senedir maaşlar, enerji sevkiyatı, seçim sistemi ve askerî konularla ilgili Erbil yönetimi aleyhine aldığı kararların tamamı KDP’nin elini zayıflatırken KYB’nin elini güçlendirdi.
KYB Lehine Esen Rüzgâr Tersine Döndü ve KDP Belirleyici Konuma Yükseldi
Örneğin Irak yargısı IKB’deki kota sistemini ve daha önce KDP’nin hanesine yazılan 11 sandalyeyi kaldırdı. KDP’nin itirazı üzerine kotayı geri getirdi ancak 11’den beşe düşürdü ve yine KYB’nin lehine olacak şekilde Süleymaniye, Erbil ve Duhok arasında böldü. Enerji sevkiyatının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti ve Erbil’in temel gelir kaynağı olan petrol satışını zora soktu, sonra da Bağdat, Uluslararası Tahkim’de açtığı davayı kazanarak Erbil’in gelir kaynaklarını sıfıra indirdi. IKB Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizeyi, Erbil yönetiminin Mart 2023’ten itibaren petrol sevkiyatının durması nedeniyle 24 milyar dolar zarara uğradığını söyledi. Irak yönetiminin buradaki kazancı ise Türkiye’den 1,5 milyar dolar tazminattı. Yani 1,5 milyar dolar kazanç elde edilirken 24 milyar dolar kayıp yaşandı.
Elbette buradaki mesele ekonomik olmaktan çok siyasiydi ve KYB, tüm bu süreçlerde Erbil’i değil Bağdat’ı destekledi. Çünkü maaşlar ve yönetimle ilgili sorunların KDP’nin hanesine eksi, kendi hanesine ise artı yazılacağı hesabını yaptı. Nitekim KYB, 18 Aralık 2023’te yapılan yerel seçimlerin ardından kritik önemdeki Kerkük valiliğini de İran ve Irak’taki müttefikleri sayesinde alarak 20 Ekim 2024 IKB seçimleri için büyük moral üstünlük elde etti. Bu ve buna benzer gelişmelerin tamamı KYB’nin hanesine artı, KDP’nin hanesine ise eksi olarak kayda geçti.
KDP ile KYB arasında 2024’ün sonlarına doğru yapılan koalisyon görüşmelerinde de KYB çıtayı hep yüksek tuttu ve bu nedenle uzmanlar hükümetin kısa vadede kurulamayacağı ve işin Irak seçimlerine kadar sarkabileceği yorumlarını yaptı.
Suriye’de yaşanan devrim IKBY siyasetinde de büyük kırılmaları beraberinde getirdi ve İran’a yakın tarafların masadaki etki gücünü azalttı. KYB, daha önce başkanlık, başbakanlık ve kritik bakanlıklardan aşağısına razı olmaz ve “Süleymaniye’ye karışmama” şartıyla masaya otururken, şimdi bu taleplerin uzağında olduğu görülüyor.
KDP ile KYB arasında hükümet kurma görüşmelerinin beşinci turu 4 Şubat’ta Erbil’de yapıldı ve heyetler teknik konuları son aşamaya getirdi. Bu da koalisyon müzakerelerinde büyük ilerlemelerin sağlandığı ve KYB’nin 8 Aralık’tan önceki tutumundan uzak olduğu sonucuna götürüyor bizi. KYB’nin müzakere heyetinde yer alan parti sözcüsü Sadi Pire ve Revaz Faik, uzlaştıkları konuların pürüzlü maddelerden daha fazla olduğunu dile getirdi.
KDP lideri Mesud Barzani, kabinenin Mart başına kadar kurulacağını ifade ederek iki büyük partinin temel ilkelerde uzlaştıklarını deklare etmiş oldu. Ana prensiplerde uzlaşma sağlanmamış olsa Barzani kabine için Mart tarihini vermezdi.
Türkiye’ye Yakın KDP Avantajlı Bir Konuma Geldi
Öte yandan Suriye olayları muhalefet partilerini de etkiledi ve Türkiye’ye karşı olumsuz bir tavra sahip olan Yeni Nesil lideri Şahsuvar Abdülvahid’in 2024’ün son günlerinde gerçekleşen Ankara ziyareti KYB açısından büyük bir şok yarattı. Abdülvahid’in ziyareti KYB’nin masada elini zayıflatan belirleyici bir faktördü. Süleymaniye’deki sosyal medya kullanıcıları KYB’nin de etkisiyle Yeni Nesil ve Abdülvahid’e karşı yoğun eleştirilerde bulunup onu “hainlikle” suçlarken, IKBY’deki siyasi atmosfer yeni sürece çoktan girdi.
Başbakanlık almadan hükümete katılmayı tartışmayacağını beyan eden Yeni Nesil’in koalisyon görüşmelerine sıcak baktığı ve bazı milletvekillerinin “hükümete katılacaklarını” ifade etmeleri KYB’yi harekete geçirdi. Yeni Nesil liderinin Ankara ziyaretinin ardından 25 Ocak’ta Süleymaniye’deki malvarlığına geçici olarak en kondu.
KYB Sözcüsü Sadi Ahmed Pire bu durumu şöyle izah etti: “Şahsuvar hükümetin gücü ve imkânlarıyla ucuz arazi aldı ve çok proje yaptı. Hükümete borçlu. Sinek gibi insanların burnunun dibinde geziniyor ve onları rahatsız ediyor. KYB onun malına el koymadı. KYB böyle bir şey yapmaz.” KYB, mala el koyma iddialarını yalanlamadı ve hükümete borcu olduğunu saklamadı ancak bunu bir parti değil hükümet icraatı olarak sundu.
Yine 8 Aralık 2024’ten önce hükümete “kesinlikle katılmayacağı” yönünde bir tavra sahip olan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) de KYB’nin tavrı netleşmeden kabinede yer almayı tekrar tartışmaya başladı ancak KYB, KDP ile tekrar masaya oturunca Yekgirtu muhalefette olacağını ilan etti.
Öte yandan eli zayıflayan KYB lideri Bafel Talabani 9 Ocak’ta Bağdat’a gitti ve Şii taraflarla görüşmeler yaparak destek aradı. Talabani, Bağdat dönüşü 16 Ocak’ta Erbil’de sert muhalefet yürüttüğü ve “bir daha genel müdür olamayacağını” iddia ettiği Mesrur Barzani ile görüştü.
Bağdat-Erbil Hattında da İbre IKB’den Yana Döndü
Bağdat’ta ise bu süre içinde IKB ve dolayısıyla da KDP’nin lehine değerlendirilebilecek birkaç önemli gelişme oldu. Bunlardan biri, Kürtlerin ve Türkmenlerin uzun süredir çıkması için mücadele ettiği “Gayrimenkul Yasası”nın Meclis’ten geçmesiydi. Bu yasaya göre Baas rejimi döneminde Kerkük, Selahaddin, Diyala ve Musul gibi vilayetlerde gasp edilen/el konulan Kürt ve Türkmenlere araziler ile gayrimenkuller iade edilecek. Yine Irak Meclisi bütçe yasasını onayladı ve Erbil’in petrol işletiminde varil başı maliyet olarak ödenmesini istediği 16 dolarlık fiyat kabul edilmiş oldu. Bunun yanında 3 Şubat’ta Bağdat’a giden IKB müzakere heyeti Irak hükümeti ile memur maaşları konusunda anlaştıklarını duyurdu. Birkaç senedir Erbil ile Bağdat arasında kriz nedeni olan maaşların 2025’te sorunsuz olarak gönderileceği bildirildi.
Erbil-Bağdat hattında yaşanan bu gelişmeleri doğrudan Suriye devrimiyle irtibatlandırmak zorlama olmayacaktır. Zira yukarıda da izah etmeye çalıştığımız gibi Irak’taki ılımlı ve sağduyulu Şiiler ülkedeki bileşenler arasındaki anlaşmazlıkları minimize etmek için çabalıyor. Başbakan Sudani, bunların başında geliyor. Haşdi Şabi grupları ve onların siyasi uzantıları ise bundan hoşnut değil ve Irak’ın stabilize olmasını arzu etmiyor. Çünkü İran lideri Hamaney’in de işaret ettiği gibi Suriye’deki yeni yönetime karşı bir kalkışmanın olmasını hedefliyorlar. Bunun için de Irak’tan oraya bir “kaos” ihraç etme niyetindeler.
İran ve ona yakın gruplar ile devlet içindeki odakları, ülkenin kronik sorunları çözmesi ve topluluklar arasındaki derin ayrışmayı hafifletmek için “radikal adımlar” atmasından yana değil. Bunun somut göstergesini de Irak Federal Mahkemesi’nin Meclis’in onayladığı yasalara müdahalesiyle gördük. Irak Federal Mahkemesi, Meclis’te kabul edilen Kürtler, Sünniler ve Türkmenler için çok önemli olan “Gayrimenkul İadesi” ve “Genel Af” yasalarını durdurma kararı aldı.
Bu yasalar yukarıda zikrettiğimiz gibi “sağduyulu” ve “ılımlı” Şiilerin de desteğiyle Meclis’ten geçmişti, ancak bundan yana olmayan Şiilerin itirazı üzerine yine aynı kampta yer alan “Federal Mahkeme” tarafından durduruldu. Tüm bu yaşananları Suriye olayları bağlamında değerlendirmek ve Şam’ın Bağdat’a etkisi olarak okumak lazım.
Özetlemek gerekirse IKB özelinde KDP’nin eli şu an güçlenmiş durumda ve Aralık 2024’ten bu yana rüzgâr tersine esiyor. Mazlum Abdi’nin Erbil’e gelerek KDP lideri Mesud Barzani ile görüşmesi ve PYD’nin ENKS ile “birlik/ittifak” görüşmelerine ağırlık/önem vermesi de yine bu gelişmelerin bir etkisi ve KDP/Barzani’nin daha avantajlı bir konuma yükselmesiyle izah edilebilir.
Perspektif
POLITIKA