Türkçe | Kurdî    yazarlar
Hak İnisiyatifinden Kürt sorununun çözümü için 7 maddelik delarasyon

2025-02-18

Hak İnisiyatifi Derneği'nin Diyarbakır’da düzenlediği forumda, "sürecin kapalı kapılar ardında yürütülen bir pazarlık olmaktan çıkarılarak toplumsallaşması, ana dilde eğitimin hayata geçirilerek anayasal güvenceye alınması, yerel yönetimlere hukuk dışı müdahalelerin son bulması, kayyum atanan belediyelerin iadesi" talep edildi.

Hak İnisiyatifi Derneği tarafından Diyarbakır’da düzenlenen III. Kürt Forumu farklı toplumsal kesimlerden 28 konuşmacının katılımıyla 15-16 Şubat 2025’te Diyarbakır’da gerçekleştirildi.

Forumda Kürt meselesinin tarihsel süreçte dönüşümü, güncel gelişmeler ışığında siyasete yansıması, sivil toplumun ve İslami camianın bu sorunu nasıl ele aldığı, meselenin yeniden çözme girişimi ve beklentileri gibi konu başlıkları tartışıldı.

III. Kürt Forumu’nun sonuç bildirgesi yayımladı.

Bildirgede, yeni çözüm sürecinin kapalı kapılar ardından yürütülmemesi gerektiği vurgulandı, ana dilde eğitimin tartışmasız bir gereklilik olduğu hatırlatıldı, “Tüm taraflar, şiddet ve çatışma yöntemlerini kesin bir şekilde geride bırakarak bölgesel barışı bozacak hamlelerden kaçınmalı” denildi.

Kürt halkının yüzyıla varan bir süre boyunca yok sayılması nedeniyle ağır acılar yaşadığı vurgulandı, “Hem diğer bölge ülkelerinde hem de Türkiye’de bu mesele uzun yıllardır demokrasi ve insan hakları ihlallerinin gerekçesi olarak öne sürüldü” ifadelerine yer verildi.

Forum sonuç bildirgesinde, barış sürecinin şeffaf ve topluma açık yürütülmesi gerektiği vurgulandı.

Kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelerin toplum nezdinde güven kaybına yol açtığı belirtilerek, sürecin tüm aşamalarının kamuyla paylaşılması ve geniş toplumsal mutabakata dayandırılması talep edildi.

Öne çıkan talepler arasında kayyum uygulamalarının sonlandırılması, yerel yönetimlerin demokratik temsiliyetinin korunması, anadilde eğitim hakkının anayasal güvence altına alınması ve sivil toplumun sürece özgürce katkı sunabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması yer aldı.

Forumda, silah ve şiddetin siyasetin aracı olmaktan çıkarılması gerektiği vurgulanırken, tarafların barışa yönelik kararlı adımlar atmaları çağrısında bulunuldu. Ayrıca, İslami kesimlerin süreçte adil bir şahitlik görevi üstlenerek barışın toplumsallaşmasına katkı sunması gerektiği ifade edildi.

“Kapalı kapılar ardında pazarlık” vurgusu

Hak İnisiyatifi’nin öneri ve çağrısı şöyle:

Süreç, tüm toplumsal kesimlerin takip edebileceği ve dahil olabileceği bir şekilde yürütülmeli, kapalı kapılar ardında yürütülen bir pazarlık olmaktan çıkartılmalıdır. Sürecin aşamaları toplumun her kesimine anlatılmalı ve geniş bir toplumsal mutabakata dayandırılmalıdır. Sürecin toplumsallaşması için ülkenin doğusunda olduğu gibi batısında da güçlü bir farkındalık yaratılmalıdır.

Türkiye’de sivil toplumun yıllar içinde geliştirdiği deneyim ve birikim görmezden gelinmemeli, sivil toplum kuruluşlarının bağımsız ve özgür bir şekilde sürece katkı sunmaları önündeki her türlü engel kaldırılmalıdır.

Bahsi geçen toplumsal katılımın sağlanabilmesi ve yaşanan sürecin toplum tarafından özgür bir şekilde tartışılması, eleştirilmesi, ve değerlendirilmesi için gerekli güvenceler temin edilmelidir. Bu süreçteki en çarpıcı fikir ve kanaat açıklamalarının dahi ilerleyen günlerde bir suç konusu olarak kabul edilmemesi için ilgili düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Kayyum atamalarına tepki

Yerel yönetimlere hukuk dışı müdahaleler son bulmalıdır. Kayyum uygulamaları, demokratik temsiliyet ilkesini zedelemekte, toplumda derin bir güvensizlik yaratmaktadır. Seçilmiş yöneticilere uygulanan idari yaptırımlar, hukuk çerçevesinde yeniden ele alınmalıdır. Kayyum atanan belediyeler, halk tarafından seçilmiş belediye meclislerine iade edilmelidir.

Anadilde eğitim hakkının sağlanması

Anadilde eğitim hakkının sağlanması tartışmasız bir gerekliliktir. Bu temel hak, hiçbir pazarlığın konusu yapılmadan anayasal olarak tanınmalı ve hızla hayata geçirilmelidir. Yürütülen süreç sonucunda özellikle bireysel ve/veya kolektif temel hak ve özgürlüklerle ilgili mutabık kalınan hususların yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması büyük önem taşımaktadır.

Silahı siyasetin bir aracı olmaktan çıkması

Silah ve şiddetin siyasetin bir aracı olmaktan çıkması hayati önemdedir. Tüm taraflar, şiddet ve çatışma yöntemlerini kesin bir şekilde geride bırakarak bölgesel barışı bozacak hamlelerden kaçınmalı ve sivil siyaset alanında ilerleme konusunda kararlı bir duruş sergilemelidir.

İslami kimliği benimseyen özgür ve bağımsız toplumsal kesimlerin bu süreçte inançlarından kaynaklanan özel bir sorumluluğu vardır. Bu kesimler mevcut sürecin toplumsallaştırılmasında ve tüm olası sorunlara rağmen istikrarla sürdürülmesinde baskı unsuru olarak inisiyatif almalı ve adil şahitlik görevini yerine getirmelidir.

Rudaw

POLITIKA