Türkçe | Kurdî    yazarlar
TÜSİAD ses verdi: Sistem bozuk

2025-02-13

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras son dönemdeki politik gelişmelerin ‘güveni sarstığını’ söyledi ve ekledi: “…‘Söylesek de hiçbir şey değişmiyor’ zihniyetine kapılamayız.”

TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Aras “Tutukluluğun istisna değil, kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorununun kanunlar değişse çözülmediğini görüyoruz” dedi.

Aras eleştirilerini şöyle dile getirdi:

‘Moralimiz bozuk, güven bunalımı yaşıyoruz’

* Ülke olarak moralimiz bozuk, güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya’da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar, çöken bir sistemdir. Ama unutmayalım geçen İliç’teki maden faciasında dokuz işçi hayatını kaybetti. Depremde onbinlerce insanımızı çöken binaların altında kaybettik. Soma’daki madende 301 işçi hayatını kaybetti. Tüm bu ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmelik uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetimsizlik var. Kaliforniya’da koca Los Angeles şehri yandı, kaç kişi öldü? Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizlik vardır.

‘Sorumlular hesap vermeli’

* Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur. Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onlarına yarattığı ve uyguladığı sistemdir. Sistem kendi kendini düzeltmeli. Sorumlular hesap vermeli, yerine yetkin kişiler gelmelidir.

‘Politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz’

* Son zamanlarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanlarının yerlerine kayyum atanıyor, bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenden tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, yayın yönetmeni tutuklanıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Bu olaylarda suç vardır, yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını, güveni sarstığını söyleyebiliriz. Tutukluluğun istisna değil, kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorununun kanunlar değişse çözülmediğini görüyoruz.

‘Söylesek de hiçbir şey değişmiyor‘ zihniyetine kapılamayız’

* Ancak bugünkü endişe ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceğiyle ilgili umudumuzu hiç kaybetmiyoruz. Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan, usanmadan dile getireceğiz. “Söylesek de hiçbir şey değişmiyor” zihniyetine kapılamayız. Görevimiz doğru bildiklerimizi söylemek, mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermektir.

Aras ekonomik gelişmelere ilişkinse şöyle konuştu:

‘Kamunun da kemer sıkması şart’

* 2024’te yatırımcılar için güven ortamı oluşturamadık. 2025’te enflasyonla mücadele kararlılıkla sürmeli, ihracatçının pazar kaybı engellenmeli. Kamunun da vatandaşlarla eşit düzeyde kemer sıkması şart. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor.

‘Eğitim sistemini tarikatların etki alanının dışına taşımalıyız’

* Vergi gelirlerini artırmak için kayıtdışılıkla mücadele etmeliyiz. Sürdürülebilir büyüme ve sağlam bir ekonomi için eğitim ve liyakat esastır. Hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı da bu sürecin temel taşlarıdır. Bu iki reformu başarırsak, diğer tüm reformlar kolaylıkla gerçekleşecektir. Yapmamız gereken en önemli yapısal reform, gençlerimizi iyi yetiştirmek ve iş gücünü yeniden eğitmektir. Okul öncesi eğitim zorunlu ve ücretsiz olmalı. Müfredat değişimlerini şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yapmalıyız. Eğitim sistemini tarikatların etki alanının dışına taşımalıyız.

Diken

TÜRKIYE