2025-04-19
Mariel Müller
Türkiye'nin de aralarında olduğu ülkelerde yasa dışı organ nakli ameliyatları yaptığı iddia edilen isimlerin yer aldığı uluslararası bir organ kaçakçılığı ağının izini sürdük. Karanlık çark nasıl işliyor? Kim koruyor?
Kenya'nın batısındaki bir köyde yaşayan 22 yaşındaki Amon Kipruto Mely, böbreğini sattığı takdirde daha iyi bir hayata başlayabileceğine inanmış.
Mely, koronavirüs salgınından sonra sabit bir iş bularak düzenli bir gelire kavuşmanın imkansız hale geldiğini, bir işten diğerine savrulduğunu, umutsuzluğa kapıldığı esnada da bir arkadaşının ona böbreğini sattığı takdirde hızlı ve kolay yoldan 6 bin dolar kazanabileceğini söylediğini anlatıyor.
Kenyalı Mely o an, bu teklifi kendisi için yeniden hayata başlamak için bir fırsat olarak gördüğünü söylüyor.
Ancak fırsat diye düşündüğü bu teklif onu hayatı boyunca pişman olacağı bir sürece, karanlık bir ağın kucağına sürükledi.
Alman medya kuruluşları Der Spiegel ve ZDF ile birlikte DW olarak aylarca yürüttüğümüz araştırmalarla organ nakilleri yapılan bu uluslararası ağın izini sürdük. Hem ağı, hem alıcıları araştırdık, belgeleri analiz ettik, nakillerin yapıldığı hastanede çalışmış isimlerle, konuyu bilen hekimlerle görüştük.
Bu ağın, para için böbreklerini vermeye razı savunmasız yoksul insanları ve Almanya'da hayatta kalmak için organ bekleyen hastaları nasıl sömürdüğünü gün yüzüne çıkardık.
Vadedilen para verilmedi, sağlığı da bozuldu
Amon Kipruto Mely, bu ağın aydınlatılmasında kilit rol oynayan isimler arasında.
Böbreğini para karşılığında satmaya karar verdikten sonra önce bir aracı ile tanıştırıldığını, onun vasıtasıyla Kenya'nın batısındaki Eldoret kentindeki Mediheal Hastanesi'ne gidişinin organize edildiğini anlatan Mely, hastanede kendisini Hintli doktorların karşıladığını, İngilizce bilmediği halde eline İngilizce belgeler tutuşturulduğunu, herhangi bir sağlık riski konusunda da bilgilendirilmediğini söylüyor.
Kendisine eşlik eden aracının çevrelerindeki insanlara işaret ederek "Bak bunların hepsi organlarını bağışladı, işlerine dönerek yeniden çalışmaya başladılar" dediğini aktarıyor.
Böbreği alınan Mely'ye ameliyattan sonra söz verilen 6 bin yerine 4 bin dolar veriliyor. Bu parayla bir telefon, bir de kısa süre sonra bozulan eski bir araba alıyor. Bu arada Mely'nin sağlığı bozulmaya başlıyor. Kendisini halsiz hissediyor, baş dönmeleri artıyor ve sonunda bir gün evde bayılıyor, hastaneye kaldırılıyor.
Annesi Leah Metto, hastanede oğlunun böbreğini sattığını öğrendiğinde şok geçirdiğini anlatırken, öfkesini gizleyemiyor, "Amon gibi genç çocuklar üzerinden para kazanıyorlar" diyor.
"Bu bir organize suçtur"
Nairobi merkezli Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde organize suçlar alanında araştırmalar yürüten Willis Okumu'nun bu konuda Interpol tarafından desteklenen araştırması Ocak ayında yayımlandı.
Böbreklerini Oyugis kentinde sattıklarını söyleyen çok sayıda genç erkek ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiğini, sadece bu kentte böbreklerini satmış kişi sayısının 100'e ulaştığını anlatan Willis Okumu, "Bu organize bir suçtur" diyor. Okumu, böbreklerini satanların büyük bir çoğunluğunun sağlık sorunları yaşadıkları bilgisini paylaşırken, "Muhtemelen 60 yaşını göremeyecekler" diyor.
DW, Oyugis'te böbreklerini 2 bin dolara sattıklarını söyleyen dört genç erkekle konuştu. Bu gençler, ameliyatlardan sonra aracıların kendilerinden 400 dolar komisyon karşılığında yeni donörler bulmalarını istediğini anlattı.
Uzman Willis Okumu, bu ağın nasıl faaliyet gösterebildiğini anlatırken, yasal bir boşluğa işaret ediyor.
Aslında Kenya yasaları, sadece akrabalara veya hiçbir çıkar gözetmeden yardım amacıyla yapılan organ bağışlarına izin veriyor.
Ama Okumu, "Bu çetenin istismar ettiği yasal bir gri alan var... Böbreğinizi para karşılığında bağışlamanızı engelleyen bir yasa yok, yani bunun için yargılanmıyorsunuz" diye konuşuyor.
Sahte beyanlarla ört bas etme çabası
Mediheal Hastanesi'nin eski bir çalışanı DW'ye çarpıcı bilgiler aktardı. Hastanede organ nakli ameliyatlarının uzun yıllar önce başladığını, ilk zamanlar Kenya vatandaşlarından para karşılığında alınan organların bu hastanede Somalili alıcılara nakledildiğini anlatan eski hastane çalışanı, 2022 itibarıyla İsrail'den, 2024 itibarıyla da Almanya'dan alıcıların gelmeye başladığını söylüyor.
Hatta iyi ödeme yapan müşteriler için donörler Azerbaycan, Kazakistan veya Pakistan gibi ülkelerden getiriliyor.
Aslında birbirlerini hiç tanımayan donörler ile alıcılar, akraba olduklarına dair belgeler imzalıyorlar.
Organlarını verenlere 4 bin hatta 2 bin dolar ödeme yapılırken, uluslararası organ ağı İsrail ve Almanya'dan gelen alıcılardan bir ameliyat için 200 bin dolara kadar para alıyor.
Eski hastane çalışanı DW'ye, "MedLead" adlı bir ajansın uluslararası donörler ile alıcıları bulmakla görevli olduğunu aktarıyor.
Şirketin internet sitesinde 30 gün içinde "organ bağışı yasasına uygun böbrek bağışı sağlandığı" ve "bağışçıların yüzde 100 yardım amacıyla organlarını bağışladıkları" iddia ediliyor.
Şirketin Facebook sayfasında, Kenya'nın Eldoret kentinde kendilerine yeni bir böbrek bulunmasına yardımcı olduğu için MedLead'e teşekkür eden insanların referans videoları yer alıyor.
Videosu paylaşınlardan biri de Almanya'nın Gunzenhausen kentinden 57 yaşındaki Sabine Fischer-Kugler.
Fischer-Kugler, 40 yıldır böbrek hastası olduğunu, ilk böbrek nakli ameliyatının başarısızlıkla sonuçlandığını, çok uzun yıllar beklememek için MedLead'e başvurduğunu anlatırken, "Belki biraz bencilim, ama bu böbreği istedim" diyor.
Almanya'da böbrek nakli için bekleyen yaklaşık 10 bin kişi var.
Ve Almanya'da ancak ölmeden önce organlarını bağışlamış kişilerin böbrekleri bekleyen hastalara nakledilebiliyor. Hastalar bazen 8, bazen de 10 yıl kadar beklemek durumunda kalabiliyor.
Sabine Fischer-Kugler, organ nakli için ne kadar para ödediği sorusuna, "100 bin ila 200 bin dolar arasında bir meblağ" yanıtını veriyor. Kendisine böbreğini veren 24 yaşındaki Azerbaycan vatandaşı donörüyle kısaca tanıştığını, ona organ nakli için herhangi bir ödemenin söz konusu olmadığına dair bir belgenin imzalatıldığını anlatıyor.
Bu arada Alman yasalarına göre para karşılığında organ nakli yasa dışı ve bu suçu işleyenler 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilir.
MedLead arkasındaki ismin Türkiye bağlantısı
MedLead'in arkasındaki isim İsrail vatandaşı Robert Shpolanski.
Tel Aviv Sulh Mahkemesi'nin 2016 tarihli iddianamesine göre Shpolanski, Türkiye'nin yanı sıra Sri Lanka, Filipinler ve Tayland'da "çok sayıda yasa dışı böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirmekle" suçlanıyor. Bu suç örgütüne Boris Wolfman adlı bir kişinin liderlik ettiği belirtiliyor.
Shpolanski, Wolfman ile bağı olduğu iddialarını reddediyor.
Medlead ise Der Spiegel, ZDF ve DW'ye gönderdiği e-postada donör bulmada hiçbir rolü olmadığını, tüm donörlerin hayır amaçla organlarını verdiklerini, şirketin kuruluşundan bu yana şeffaf ve yasalara tam uyumlu şekilde faaliyet gösterdiğini iddia ediyor.
Nakil bekleyen hastalar konuştu: Bedava değil
Ancak araştırma ekiplerimiz Mediheal Hastanesi'nin sadece bir kilometre uzağındaki Eka Hotel'de organ nakli için bekleyen yabancı hastalarla gizlice görüştü.
Kocasının ameliyatı için böbrek bekleyen bir Rus kadın, "Kimse böbreğini bedava vermez" diyor.
Mediheal hastanesinde diyalize giren 72 yaşındaki İsrailli bir hasta ise İsrail'de bu yaşta kendisine böbrek nakledilmeyeceğini aktarıyor, Kenya'da sağlanan organ nakli imkanı hakkında "Ödeme yapmıyor olmanız gerekiyor. Ama ödeme yapıyorsunuz" diyor. Ayrıca donör ile ilgili uydurulan bir hikaye olduğunu söyleyerek, bunu "İşte benimle nasıl olduysa aynı zamanda Doğu Afrika'ya gelmiş bir kuzenim organını veriyor" sözleriyle bunu aktarıyor.
Organ nakli ameliyatları sonrası sadece organ bağışlayanlarda değil, alıcılarda da ciddi enfeksiyonlar, komplikasyonlar yaşanabiliyor.
Kenya Böbrek Derneği Başkanı Dr. Jonathan Wala, bu durumdaki pek çok hastayı tedavi etmek durumunda kaldıklarını anlatırken Mediheal Hastanesi'nde etik olmayan organ nakli ameliyatları konusunda Kenya makamlarının uyarıldığını da söylüyor.
Çarpıcı bulgular hasır altı mı edildi?
2023 yılında Kenya Sağlık Bakanlığı, Mediheal Hastanesi'ndeki organ nakli ameliyatları hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma esnasında organlarını bağışlayanlar ile alıcıların çoğunlukla akraba olmadığı tespit edildi. Çarkın nakit ödemelerle döndüğü belirlendi.
Hatta kanser hastaları veya ileri yaştaki kişilere de yüksek risklere rağmen organ nakli yapıldığı, olası riskler konusunda uyarılmadıkları ortaya çıktı.
Raporda "Organ kaçakçılığı iddiası sorumlu makamlar tarafından soruşturulmalı" ifadeleri yer aldı.
Alarm niteliğindeki bu endişe verici bulgulara rağmen, rapor hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı ve sorumlu makamlar harekete geçirilmedi.
Ağı kim koruyor?
Eldoret'te yasadışı organ nakli ticaretini takip eden ve araştıran bir uzman, en az iki hastanenin daha bu işe karıştığını söylüyor.
Araştırmalarına devam ettiği takdirde hayatının tehlikeye gireceğinden endişe ettiğini ifade eden bu uzman, bu ağın içinde "çok güçlü insanların" yer aldığına dair endişelerini de dile getiriyor.
"Hükümetin en tepesine kadar mı uzanıyor?" sorusuna da kısaca "Evet" yanıtını veriyor.
Mediheal Grubu'nun kurucusu ve başkanı Swarup Mishra. Hindistan asıllı Mishra eski bir milletvekili ve Kenya Devlet Başkanı William Ruto ile iyi ilişkileri olduğu söyleniyor.
Defalarca organ kaçakçılığı suçlamalarına hedef olmasına rağmen Devlet Başkanı Ruto onu geçen Kasım ayında devletin bir kurumu olan Kenya BioVax Aşı Enstitüsü'nün başkanlığına atadı.
Bu rol Mishra'ya, Kenya'yı Dünya Sağlık Örgütü ve yabancı hükümet yetkilileri nezdinde temsil etme fırsatı sağlıyor.
Mishra, röportaj taleplerimize yanıt vermedi ve sorularımızı yanıtsız bıraktı.
Bu arada, 4 bin dolar için böbreğini satan Amon Kipruto Mely, sağlığı bozulmuş, umutları yıkılmış bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyor.
Mely, "Zamanı geri alabilseydim, böbreğimin alınmasını kabul etmezdim. Bunun için kendimden nefret ediyorum" diyor.
Kenya hükümeti inceleme başlatacak
DW'nin konuyla ilgili haberinin ardından Kenya hükümeti tarafından Perşembe günü yapılan açıklamada ise organ kaçaklığı ile gündeme gelen hastanedeki böbrek nakli ameliyatlarının durdurulacağı bildirildi.
Sağlık Bakanı Aden Duale gazetecilere yaptığı açıklamada, Kenya hükümetinin Mediheal Hastanesi'ne yönelik iddialardan haberdar olduğunu ve Aralık 2023'te "ciddi endişeleri" araştırmak üzere bir komisyon kurulduğunu belirtti.
Ancak komisyon üyeleri arasındaki bazı "karşıt görüşler" nedeniyle ilgili raporun imzalanmadığını ifade eden Duale, "Ancak üzülerek söylüyorum ki daha başka adımların atılması için bu rapor resmi olarak Sağlık Bakanlığı'na sunulmadı" diye konuştu.
İki bakanlık yetkilisinin görevden uzaklaştırıldığını kaydeden Duale, "Olası çıkar çatışmalarını önlemek ve daha sonraki incelemelerin yasalara uygun şekilde bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülebilmesi için bu adımın gerekli olduğunu söyledi.
İddialar üzerine Sağlık Bakanlığı'nın yeni ve kapsamlı bir inceleme başlattığını belirten Duale, son beş yıldaki böbrek nakil ameliyatlarının araştırılacağını kaydetti.
Kenya hükümeti, yabancı doktorların lisanslarını da askıya alacağını ve Doğu Afrika Topluluğu ülkelerinden gelenler hariç, tüm yabancı hekimleri denetime tabi tutacağını bildirdi.
DW
DÜNYA