

6/8/2024 10:41:12 AM
IŞİD'in kaçırdığı Ezidi çocuk
Kendisini kaçıran IŞİD'li aileye verildiği ortaya çıkan 11 yaşındaki Ezidi kızla ilgili dosyada çarpıcı bir gelişme yaşandı. Annesi olduğunu açıklayan kadın Irak'tan Türkiye'ye geldi. Mahkeme DNA testine sevk etti. Ezidi anne Adli Tıp'tan sonuç bekliyor.
Hale GÖNÜLTAŞ
IŞİD tarafından 2017 yılında Türkiye'ye kaçırılıp derin internette (dark web) satışa çıkarılan ve Ankara'da Şubat 2021'de örgütün hücre evine düzenlenen operasyonla kurtarıldığı açıklanan Ezidi kız çocuğun annesi olduğunu bildiren kadın hukuk mücadelesi başlattı.
Irak’tan gelen Ezidi kadın dün Ankara Asliye Dördüncü Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile Ankara Adli Tıp Kurumu’nda DNA örneği verdi. Mahkeme, Ezidi kızın DNA örneğinin alınıp alınmamasına ilişkin de karar verecek.
Mahkeme başkanı bu kararı, çocuğu Irak’tan Türkiye’ye kaçırdıktan sonra sahte beyanla kimlik çıkartıp satışa çıkaran IŞİD yöneticisi Sabbah Ali Oruç hakkında Ankara’da süren iki dosyayı inceledikten sonra vereceğini söyledi.
ŞUBAT 2021’DE POLİS BASKINI İLE KURTARILDI
Ankara’da Şubat 2021’de polis ve istihbarat ekiplerinin IŞİD’in hücre evine düzenledikleri operasyonla, 11 yaşındaki Ezidi bir kız çocuk kurtarılmıştı. Çocuk operasyonun düzenlendiği gece IŞİD’liler tarafından karanlık internette (dark web) satışa çıkartılmıştı. Operasyon sırasında evde bulunan Irak vatandaşları Anas V., Nasır H. R.ve Sabbah Ali Oruç göz altına almıştı. Gözaltına alınanlardan Anas V. ve Nasır H.R., ifade ve savcılık sorgularının ardından 27 Şubat’ta adli kontrol şartı ile serbest bırakılmış, Sabbah Ali Hüseyin Oruç ise tutuklanarak Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu.
İDDANAME: BU KİŞİLER IŞİD’İN ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİ
IŞİD’lilere ilişkin iddianame Ağustos 2021’de hazırlandı. İddianamede her üç IŞİD’li için de “DAEŞ terör örgütü üyeliği” ve “örgüt yönetiminde yer almak” suçlamasında bulunuldu. Örgüt üyesi Oruç’un iddianamede yer verilen ifadesinde, Ezidi kız çocuğu 2014 yılında ağabeyi tarafından Irak’taki evlerine iki - iki buçuk yaşındayken getirdiğini belirtip şu bilgileri aktarıyordu:
"Abim bir gün yanında bir kız çocuğu ile eve getirdi. ‘Bu çocuk Ezidi. DAEŞ’ten pazardan 500 dolara satın aldım. Artık bu evde büyüyecek’ dedi. Çocuğun Irak’taki evimize getirilmesinde benim sorumluluğum yok. Abim Sabbar tarafından getirildi. 'A.' ismini de abim koydu. Abim sonra bombalamada öldü. Ben Ezidi kadın çocuk satış piyasasını bilmem. Ben çocuk kaçırmadım, pazardan çocuk satın almadım."
SABAH ALİ ORUÇ, IŞİD’İN SÖZDE IRAK VALİSİNİN YARDIMCISI
Oruç ifadesinde, Ebu Abdullah’ın çağrısıyla, örgütün kuruluşu sırasında IŞİD’e katıldığını itiraf etmişti. Ebu Abdullah’ın Irak’ta IŞİD’in üst düzey isimlerinden biri olduğunu, onun emir ve talimatlarını uyguladığını belirten Oruç, örgütte maaşlı olarak çalıştığını, görevlerinden birinin de köylerde “ribat” (nöbet tutma) ile gelişmeleri örgüt yönetimine bildirmek olduğu anlattı.
TÜRKİYE'YE 2018'DE SAHTE PASAPORTLA GİRDİ
İddianameye göre, Sabbah Ali Oruç 2018 yılında “Said Ahmet Muhammed” adına düzenlenen sahte pasaportla Suriye üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı. Eşi, öz çocukları, yengesi ve Ezidi kız Türkiye’ye daha önceden kaçak yollarla göndermişti. Oruç, 2018 yılında Ankara İl Göç İdaresi’nden Ezidi çocuk için A.S.O adıyla kimlik çıkarttırdı.
ÇOCUK KAÇIRMA, SAHTE EVRAKLA KİMLİK ÇIKARTTIRMA; ÜÇ AY HAPİS
Oruç, Şubat 2021'de Ezidi kız çocuğu karanlık internetten (dark web) satışa çıkarttı. IŞİD’in köle satış odasında satışı takip eden Ankara Terörle Mücadele ekipleri sabah saatlerinde eve baskın düzenledi ve IŞİD’lileri göz altına aldı. Çocuk da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlilerine teslim edildi. Gözaltı sonrası tutuklanan Oruç ise dört ay tutuklu kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile bırakıldı.
SEVGİ EVİNE YERLEŞTİRİLDİ
Ezidi kız çocuk IŞİD’liden kurtarıldıktan sonra Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı bir “sevgi evine” yerleştirildi. Ulusal ve uluslararası Ezidi derneklerinin çocuğun annesinin bulunmasına yönelik arayışları sonuç vermedi. Annenin IŞİD’lilerin elinde olduğu ya da katliam sonrası öldürüldüğü görüşü ağırlık kazandı.
Geçen süreç içinde Ankara’da bir grup kadın avukat IŞİD’lilerin Ezidi çocuğu Türkiye’ye getirip, ellerinde tutmalarına ilişkin “uluslararası insan ticareti” ve “insanlığa karşı suçlardan” yargılanmaları için çalışma sürdürdü. Geçen ağustos ayında Türkiye yargısında ulusal ve uluslararası hukuk açısından emsal teşkil edilecek bir karar verildi. IŞİD’li Sabbah Ali Oruç hakkında, "uluslararası insan ticareti" suçlamasıyla dava açıldı. Sabbah Ali Oruç’un yargılaması halen Ankara 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
AİLE BAKANLIĞI, EZİDİ ÇOCUĞU IŞİD’LİYE GERİ VERDİ
Yargı, IŞİD’li Sabah Ali Oruç’un “uluslararası insan ticaretinden” yargılanmasına ilişkin karar verirken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, koruması altındaki çocuğa ilişkin ciddi bir güvenlik ihlaline imza attı. Bakanlık, Ezidi çocuğunu kendisini kaçırıp Türkiye’ye getiren ve sonra da “karanlık internette” (dark web) satışa çıkaran IŞİD’lilerin Ankara’daki evine “yatılı olarak” gönderildi. Bakanlığın, 21 Haziran 2022 tarihinde ise koruma kararını kaldırıp tutanak karşılığında çocuğu IŞİD’lilere teslim ettiği ortaya çıktı.
ARTI GERCEK YAZDI, BAKANLIK VE VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI
Çocuğun, kendisini kaçıran IŞİD yöneticisi Sabbah Ali Oruç'un ailesine teslim edildiğini Artı Gerçek belgeleriyle ortaya koydu. Bakanlığın kararına kamuoyunda yükselen tepkiler sonucu Valilik haberin yayımlandığı günün akşamı Oruç’un gözaltına alındığı ardından tutuklandığı, IŞİD’li aileye teslim edilen Ezidi çocuğun ise yeniden koruma altına alındığını duyurdu.
Valiliğin ardından Aile Bakanlığı da bir açıklama yaparak, çocuğun 'örselenmemesi adına' tedbir amaçlı korumaya alındığını duyurdu.
AÇIKLAMALARI GERÇEĞİ YANSITMIYORDU
Kamu kurumları “IŞİD’linin göz altına alındığı/tutuklandığı” yönünde açıklama yapsalar da gerçek saatler sonra ortaya çıktı. IŞİD’li Oruç için gözaltı veya tutuklama işlemi yapılmamıştı. Oruç, 27 Ekim 2023 tarihinde Ankara Adliyesi’ne gelerek “uluslararası insan ticaretine” ilişkin davada hâkimin talebi ile kapalı oturumda ifade verdi. IŞİD’linin eşi ise Artı Gerçek’in sorusu üzerine "Çocuğu gelip aldılar. Ama eşim göz altına alınmadı" dedi.
EZİDİ ANNE: BU ÇOCUK BENİM
Ezidi çocuğa ilişkin tüm bu süreç hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Geçen yılın son günlerinde bana ulaşan Ezidi bir kadın “halen devlet korumasında olan Ezidi kız çocuğunun” annesi olduğunu söyledi.
Kısa bir süre önce IŞİD’in elinden ailesi tarafından fidye ödenerek kurtarılan Ezidi kadının iddiasına göre, şu anda 14 yaşında olan büyük kızı Berfin de aynı IŞİD’linin evinde tutuluyor.
İddiasına dayanak olarak her iki kızının 2014 Ağustos Şengal katliamı öncesinde evlerinde çekilen fotoğraflarını gönderen Ezidi kadın, söz konusu IŞİD’lilerin çocukları kendilerine teslim etmek için para istediklerini, parayı da hawala yöntemi ile Türkiye’ye gönderdiklerini anlattı.
Ezidi kadın iddialarını aktarmadan önce, kendisi ve abisi ile Kürtçe tercüman yardımıyla sık sık görüntülü görüşme gerçekleştirdik. Ellerinde bulunan IŞİD’lilerle daha önce kurdukları temaslarda kayıt ettikleri görüntü, bilgi ve belgeleri ileten aile ile yapılan görüşmeler izinleri karşılığında kayıt altına alındı.
EZİDİ ANNE ADLİ TIP’DA DNA ÖRNEĞİ VERDİ
Güvenlik nedeniyle kimlik bilgileri gizli tutulan Ezidi kadın, halen devlet koruması altındaki Ezidi kızın annesi olduğunu ispatlamak için Türkiye’de hukuk mücadelesi başlattı. Ezidi kadın, bugün (6 Haziran 2024) Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki ifadesinde iddiasını yineleyerek, DNA örneği vermek istediğini belirtti. Mahkeme başkanı DNA örneğinin alınmasına ilişkin karar yazdı. Ezidi kadın ve avukatı Ankara Adli Tıp Kurumu’na giderek DNA örneği verdi.
ÇOCUKTAN DNA ÖRNEĞİ ALINIP ALINMAYACAĞINA MAHKEME KARAR VERECEK
Mahkeme başkanı, çocuğun da DNA örneğinin alınmasına yönelik kararı verebilmesi için onu kaçıran kişiye karşı açılan iki ceza dosyasını incelemesi gerektiğini söyledi.
Bunlardan birincisi, 2021 Şubat ayında MİT, TEM ve Siber Suçlarla Mücadele birimlerince Sabbah Ali Oruç ve beraberindekilerin göz altına alınmasına dair dosya. Diğeri ise Sabbah Ali Oruç’un “Uluslararası insan ticareti” suçlaması ile yargılandığı dosya. Hâkim söz konusu iki dosyayı inceledikten çocuğun da DNA’sının alınmasına yönelik kararını verecek.
Artı Gerçek
TÜRKIYE
2025-12-12Nevşehir'deki çöp evde yaşanan dram:
2025-12-12Raftan indirilen Akbil davasında Erdoğan'a "gizli" beraat
2025-12-11Kayıp Çocuklar Atlası
2025-12-10Türkiye'de evrensel insan hakları 77. yılında ne durumda?
2025-12-08Devlet yurdunda ölen 5 aylık bebeğin ölümüne dava açıldı
2025-12-0611 yaşındaki engelli çocuk, 7 yıldır güvercin kümesinde tutuluyor!
2025-12-06MESEM: Eğitimin gölgesinde çocuk işçiliği
2025-12-01“Yeni Süreç Ve Batı Kürdistan'daki Gelişmeler” Konferansı Yapıldı
2025-12-01Ekonomik çöküş çeteleşmeyi körüklüyor
2025-12-01Süleymancılar yurdunda çocuğa şiddet
2025-12-01Türkiye’ye getirilen Ukraynalı yetimlere yönelik ihmal ve istismar zinciri
2025-11-29Basın ve ifade özgürlüğü raporunda çarpıcı tablo
2025-11-29Düzenleme değil af
2025-11-24Eski AYM raportörü Prof. Dr. Osman Can: “Yürütme yasamayı yuttu, yargı kırılganlaştı”
2025-11-22Uğur Kaymaz ve babasının öldürülmesinin üzerinden 21 yıl geçti
2025-11-22Katliam dosyasını “itinayla” kapatmak
2025-11-21Okuldan kopartıldılar, çalışırken öldüler...
2025-11-18Cocuk işçi ölümleri artıyor: İSİG verileri endişe verici
2025-11-15İHD’nin 2024 hak ihlali raporu
2025-11-15Bir ekmeğe muhtaç insanların yok oluşunu seyrettik'