2025-08-11
Yasa var, adalet yok
Irak Parlamentosu’nun 2025 başında kabul ettiği Mülkiyet İadesi Yasası, Kürt ve Türkmen çiftçiler için umut oldu. Ancak altı ay geçmesine rağmen uygulama iradesi eksikliği ve güvenlik sorunları nedeniyle yasa hayata geçirilemiyor. Çiftçiler, siyasi birlik çağrısı yaparken, tarihi toprak ihtilaflarının çözümü hala belirsizliğini koruyor.
Irak’ta 2025 başında kabul edilen “Mülkiyet İadesi Yasası”, demografik değişim politikalarının mağduru binlerce Kürt ve Türkmen çiftçi için umut ışığı olmuştu.
Ancak aradan altı aydan fazla süre geçmesine rağmen, yasanın hayata geçirilip geçirilemeyeceği belirsizliğini koruyor. Kamuoyunda en çok sorulan soru şu: Bu yasa, tarihi bir haksızlığa son verecek mi, yoksa Anayasa’nın 140. maddesi gibi kağıt üzerinde mi kalacak?
Rûdaw TV’de yayınlanan "Legel Ranj” (Renc İle) programında bu hafta, Irak'ın ve Kürdistan Bölgesi idaresi dışındaki Kürdistani bölgelerin en hassas konularından biri masaya yatırıldı.
Mülklerin asıl sahiplerine iadesini öngören yasanın akıbeti.
Yasa 2025 yılı başlarında Irak Parlamentosu'nda onaylandı. On yıllardır demografik değişim politikalarının kurbanı olan binlerce Kürt ve Türkmen çiftçi için bir umut ışığı olan yasa, altı aydan uzun bir süredir uygulanmıyor.
Bu yasa, tarihsel bir zulmü sona erdirebilecek mi, yoksa Anayasa'nın 140. Maddesi gibi kağıt üzerinde mi kalacak?
Program, konuyu farklı açılardan ele almak üzere önemli isimleri ağırladı.
Irak Parlamentosu Milletvekili Suzan Mansur, Irak Adalet Bakanlığı temsilcisi Sadiye Abbas, Kerkük İl Meclisi Tarım Komisyonu Başkanı Abdullah Mirveys ile mağdur çiftçilerin temsilcileri Muhammed Emin ve Sati Nasih.
Sahadaki gerçekler: Bitmeyen toprak kavgası ve şikayetler
Durumun gerçek veçhesi, çiftçilerin dilinden dökülen acı ve ıstırap dolu ifadelerle ortaya kondu.
Çiftçi temsilcileri, yasanın çıkmasına rağmen hala atalarından kalma topraklarında güvenlik güçlerinin ve bölgeye sonradan yerleştirilen Arapların baskısıyla karşılaştıklarını anlattı.
Programa izleyici olarak katılan bir çiftçi, "Kendi toprağımızda askerler bizi taciz ediyor ve hakkımızda dava açıyor" dedi.
Bir diğeri ise sadece toprağını sürmek istediği için altı ay hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı. Yetkililerin onlara verdiği cevap ise durumu özetler nitelikteydi: "O yasa bize gelmedi."
“Hala Baas'ın kararlarıyla hareket edilmesi reva mıdır?"
Irak Parlamentosu Milletvekili Suzan Mansur, bunun bir "toprak savaşı" olduğunu ve tarihinin 1968'e dayandığını vurguladı.
"Hala Baas'ın kararlarıyla hareket edilmesi reva mıdır?" diye soran Mansur, "O toprağın bir santiminden bile vazgeçmeyeceğiz" diyerek kararlılığını dile getirdi.
Mansur, bu zulmün sadece Kerkük ile sınırlı olmadığını, Xaneqin ve diğer bölgelerde de devam ettiğini, hatta Selahaddin valisinin binlerce dönüm Kürt toprağının işgaline destek verdiğini belirtti.
Yasa çıktı, peki uygulama iradesi nerede?
Diğer taraftan Adalet Bakanlığı temsilcisi Sadiye Abbas ise iyimserliğini korudu.
Abbas, yasanın yönetmeliklerini hazırlayan komisyonun bir üyesi olarak, "Yönetmelikler çiftçilerin azami yararını gözetecek şekilde hazırlandı" güvencesini verdi.
Sadiye Abbas, yönetmeliklerin Şura Konseyi'nde onaylanıp Başbakan tarafından imzalanmasının ardından yasanın bir ay içinde yürürlüğe girmesinin beklendiğini aktardı.
Ancak bu iyimserlik, Kerküklü temsilciler tarafından şüpheyle karşılandı.
İl Meclisi Tarım Komisyonu Başkanı Abdullah Mirveys, "Asıl sorun yasanın çıkarılmış olup uygulanmamasıdır" dedi.
Mirveys, bunun nedenini "bir arada yaşama yönelik iyi niyetin olmayışına" bağladı.
Suzan Mansur da "Karar çıkarmak, aynen uygulanacağı anlamına gelmez" diyerek, yasanın hayata geçmesi için yerel ve uluslararası siyasi baskının şart olduğunu ifade etti.
140. Madde’nin gölgesi ve çiftçilerin güvensizliği
Anayasa'nın 140. maddesinin uygulanmamasının acı tecrübesi, bu yeni yasanın üzerine de ağır bir gölge düşürüyor.
Topzavalı çiftçilerin temsilcisi Sati Nasih, "18 yıldır Madde 140'ı bekliyoruz" diyerek Irak hükümetinin vaatlerine olan güvensizliklerini dile getirdi.
Bu tecrübeler, çiftçilerin "gerçeklik böyle söylemiyor" diyerek şüphelerini korumasına neden oluyor.
Birlik çağrısı ve dağınıklık uyarısı
Programın en dikkat çekici anlarından biri, çiftçilerin Kürt siyasi partilerine yönelik birlik çağrılarıydı.
Bir çiftçi üç kez üst üste, "Lütfen, Kerkük'teki Kürt partileri birlik olsun" diye seslendi. Çiftçiler, "Eğer birlik olursak kimse bir karış toprağımızı işgal edemez" inancını taşıyor.
Sitemler sadece siyasi partilere değil, aynı zamanda Bağdat'taki diğer Kürt bakanlara da yönelikti.
Çiftçiler, bakanların bu konuya müdahil olmasını talep ederken, Kerkük İl Meclisi'nin toplantılara katılmayan Kürt üyelerini de eleştirdi.
Sergeranlı çiftçilerin temsilcisi Muhammed Emin, tüm sorunların temel nedenini "güçlü bir siyasi iradenin olmayışına" bağlayarak, "Bu irade olursa her yasa ve karar uygulanır" dedi.
Rudaw
KÜRDISTAN