yazarlar makaleler
Türkiye ILO 190’u imzalarsa ne olur?
6/23/2024

Türkiye, 1932 yılında ILO'ya üye olmasına rağmen, özellikle kadınlar açısından hayati önemde olan ILO 190’u halen imzalamış değil.

Evrim Kepenek

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ile 206 sayılı Tavsiye Kararı, tam 5 yıl önce dün (21 Haziran 2019), ILO’nun 100’üncü kuruluş yıldönümünde kabul edildi.

Sözleşme, kamu ve özel, kırsal ve kentsel, kayıtlı ve kayıtdışı ekonomi olmak üzere tüm sektörleri kapsar. Kapsamı sadece gerçek işyerinden daha fazlası olan çalışma yaşamıdır. Sözleşme 190 kimseyi dışarda bırakmamayı temel ilke benimsiyor. İş hayatında herkes için eşitliği hedefliyor. 

Başka bir deyiş ile, ILO 190, iş yerindeki herkesin güvenliğini ve refahını sağlamak için uluslararası bir çerçeve sunar.

Türkiye, 1932 yılında ILO'ya üye olmasına rağmen, özellikle kadınlar açısından hayati önemde olan ILO 190’u halen imzalamış değil. Fransa, İspanya, İtalya, İsveç, Almanya, Birleşik Krallık ILO 190’ı imzalayan ülkeler arasında.

Ayrıca, Türkiye, Gebelik ve Analık Koruması Sözleşmesi’ni de henüz imzalamadı.Yine ev işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının korunmasını hedefleyen 189 No’lu Sözlemeyi de imzalamamakta ısrarcı.

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçenler ILO 190’u imzalar mı?

Erkek şiddetine karşı kadınları koruyan en güçlü sözleşmelerden olan İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldıran Türkiye’nin kadınları iş hayatında koruyan, tacize, şiddete karşı koruyan ilgili ILO Sözleşmeleri’ni de imzalamaması, kadın haklarının gidişatı açısından soru işaretlerine neden oluyor. Soru işaretlerini bir kenara bırakılım, kadınların hayatına mal oluyor.

Kadınların iş gücü piyasalarına katılımı artmış olsa da kadınlar hâlâ erkeklerden daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyorlar.

2021 ile 2022 yılları arasında 33 OECD ülkesinin 20’sinde cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan ücret farkları artış gösterdi.

Rakamlara detaylıca bakalım

TÜİK’in 2023 verilerine göre, kadınların iş gücüne katılım oranı %34 civarındadır, erkeklerde ise bu oran %72’dir. Kadınların istihdam oranı %29,4 iken, erkeklerde %65,3’tür.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPC) - Türkiye’de Kadınların Ekonomik Yaşama Katılımı raporuna göre, Kadın girişimcilerin oranı %10 civarındadır, bu oran erkek girişimcilerle kıyaslandığında oldukça düşük.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) - İnsani Gelişme Raporu’na göre, Türkiye, cinsiyet eşitsizliği endeksinde 162 ülke arasında 66. sırada yer almaktadır. Bu endeks, sağlık, eğitim ve ekonomik katılım gibi alanlarda cinsiyet eşitliğini ölçüyor.  Aynı rapora göre, kadınların okur-yazarlık oranı erkeklere göre daha düşüktür. Okur-yazar olmayan kadınların oranı %9,1 iken, erkeklerde bu oran %1,7.

Kadir Has Üniversitesi Kadın Çalışmaları Merkezi’nin 2023’te hazırladığı Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na göre, kadınların %27'si iş yerinde cinsel tacize maruz kaldığını bildirdi, kadınların %34'ü iş yerinde cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kaldığını açıkladı.

Sayılar, kadınların sadece sokakta, ev içinde değil işyerinde de şiddete karşı korunmadığını, ücret eşitsizliği, taciz ve mobbingle mücadele etmek zorunda bırakıldığını gösteriyor.

Yasal düzenleme yapmak çok mu zor?

Öncelikle, Türkiye'de iş yerinde şiddet ve tacize karşı koruyucu yasal çerçeve güçlendirilecek. Bu, iş yerinde şiddet ve tacizi açıkça yasaklayan ve bu tür eylemlere karşı caydırıcı cezalar getiren yeni yasaların ve düzenlemelerin kabul edilmesine yol açacak.

İkinci olarak elbette, mevcut iş hukuku, cinsiyet eşitliği ve insan hakları mevzuatına ILO 190'un gereksinimlerini karşılayacak şekilde değişiklikler yapılabilir.

Üçüncü olarak, işverenler, iş yerinde şiddet ve tacizi önlemek için koruyucu politikalar ve prosedürler geliştirmek zorunda kalacak. Bu politikalar, şiddet ve taciz durumlarında nasıl hareket edileceğini açıkça belirtecektir.

Son olarak ise kadınların iş yerinde şiddet ve tacizi güvenli bir şekilde bildirebilecekleri etkili şikayet mekanizmaları oluşturulacaktır. Bu mekanizmalar, mağdurların kimliğinin korunmasını ve olayların hızlı ve adil bir şekilde soruşturulmasını sağlayacaktır.

Türkiye ILO 190’u imzalarsa sadece, kamuda veya özel sektörde çalışan kadınlar değil, evlerde çalışan ev emekçisi kadınlar da iş yerlerinde daha güvende olacak ve büyük olasılıkla ücret eşitsizliği konusundaki sorunlar da azalacak.

O zaman bu haftayı bir çağrı ile kapatalım. Türkiye ILO 190’u imzalasın…

Unutmadan, ILO 190'un maddelerine buradan, Türkiye Ofisi'nin 190 çağrısını da şuradan okuyabilirsiniz.

Şiddetsiz yeni bir bir hafta olsun…

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar