yazarlar makaleler
Sevinç Özarslan: “Oğlum akıl sağlığını kaybetmek üzere”
2.03.2024

Eğer İhsan'ın başına bir şey gelirse... Onu hapiste tutan kararları veren savcısından hakimine sıralı yetkililer... Kim varsa... Bu yaptıklarının hesabını vermeyeceklerini mi zannediyorlar?

“Oğlum hapiste. Bir haftadır psikolojisi çok kötü. Hastaneye sevk edilmiş ama geri hapse göndermişler. Sonra tekrar hastaneye çıkarılmış. Bir şey yapamamak çok kötü, elimiz, sesimiz ulaşmıyor, haber alamıyorsun, çok kötü bir şey acziyet, çocuğum akıl sağlığını kaybetmek üzere.”

Bu sözler, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi 27 yaşındaki İhsan Siner’in annesine ait. İki hafta önce, 16 Şubat’ta mesaj kutuma düşen bu sözlerinden sonra İhsan’ın annesini hemen aradım.

Bir anne olarak çaresizliğini gözyaşlarıyla anlattı. Oğlunun daha da kötüleşmesinden, kendine ya da başkalarına zarar vermesinden, hücreye konulmasından korktuğunu söyledi.

İhsan’ın tutuklandığı, 36 öğrencinin yer aldığı dosyayı daha önce okuduğum için hemen annesine bunun duyurulması gerektiğini, o dosyadaki öğrencilerin ciddi hukuksuzluğa uğradığını söyledim ama biraz beklemeyi tercih ettiler. Dün ise fikrinin değiştiğini, artık oğlu için çok endişelendiği için yazılmasını istediğini söyledi.

39 ay önce tutuklanan İhsan Siner (27), Marmara (Silivri) 3 Nolu Cezaevinde psikolojik sorunlar yaşıyor. Üç hafta önce eşyalarını toplayıp koğuş kapısına gelecek ve “Benim sürem bitti, beni buradan çıkarın” diyecek kadar…

Endişe verici tavırlar gösterdiği için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine kaldırıldı. Ama çok kalmadı orada; ağır ilaçlar verildikten sonra tekrar cezaevine götürüldü. Durumu gün geçtikçe kötüye giden İhsan’ın bir an önce tedavi altına alınması lazım ama… Kaç haftadır hastaneye yatırılmıyor.

Cezaevi psikoloğunun avukatına verdiği bilgiye göre, İhsan’ın hastaneye yatırılması gerekiyor… Ancak orada kalıp kalamayacağına doktorların karar verdiğini söylüyorlar.

Peki İhsan’ın suçu ne? Cezası bile onanmayan bir genci 39 aydır hapiste tutmak hangi hukuk sisteminde var?

Dört sene önce, 2020 yılının kasım ayında İstanbul Ümraniye, Kağıthane gibi semtlerde arkadaşlarıyla birlikte ev tutup okulunu okumaya çalışan öğrencilerin evlerine baskın yapıldı. Kimi Boğaziçi’nde, kimi İTÜ’de, kimi de İstanbul Üniversitesi’nde okuyan 36 öğrenci gözaltına alındı.

İhsan 13 Kasım 2020’de Ümraniye’deki öğrenci evindeydi. Aslında koronavirüs salgını nedeniyle akrabalarının yanında kalıyordu. İstanbul’a yeni gelmişti. Sadece o evde gözaltına alındığı için ‘terörist’ ilan edildi ve 6 yıl 3 ay ceza verildi. Ev arkadaşına gönderdiği 1600 TL ev kirası delil diye dosyasına girdi.

Eğitim hakkı elinden alındı İhsan’ın. Eğer tutuklanmasaydı çoktan okulunu bitirmiş, hayata atılmış olacaktı. Oysa hala cezası bile onanmadan içeride tutulan İhsan 4 ay sonra tahliye olmayı bekliyor… Tabii eğer hukuk işlerse ve denetimli serbestlik hakkı verilirse…

Fakat bu gencecik insanın bedeninin, ruh sağlığının, aklının artık bu hukuksuzluğu kaldırıp kaldıramayacağı belli değil. İçine kapandı, kimseyle iletişim kurmuyor, insanlardan uzak duruyor, yemek yemiyor, zayıf düşmüş durumda. İlaç kullanmayı reddettiği için hapishanede tedavi de olamıyor.

Eğer İhsan’ın başına bir şey gelirse… Onu hapiste tutan kararları veren savcısından hakimine sıralı yetkililer… Kim varsa… Bu yaptıklarından sorumlu olmayacaklarını mı zannediyorlar?

Kronos


İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar