yazarlar makaleler
Evrim Kepenek: Dina'nın "şüpheli ölümü"nde yanıt bekleyen sorular
12.11.2023

İlk günlerde, Dina’nın adını dahi anmadan açıklama yapan Karabük Üniversitesi’nden bir görevli, neden davayı takip etmedi?

“Benim oturduğum daireden, karşı apartmanın bodrumunu görüyordum. Sonradan Dina olduğunu öğrendiğim bir kızın sesinden dışarı çıkmak istediğini anladım."

"Çığlık atıyordu. Pencereyi açmaya çalışıyordu. ‘Kızı bırakın’ diye bağırdım. Kız kaçmaya çalışıyordu ve bir kaç erkek kızı bırakmıyordu. En sonunda, 'Kızı bırakacak mısınız? Yoksa polis mi çağırayım’ dedim.”

Zonguldak Karabük yolu üzerindeki Filyos Çayı'nda cansız bedeni bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Dinabongho Ibouanga’nın öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşmasındayız.

Afganistan’dan Karabük’e okumak için gelen üniversiteli kadın öğrenciyi tanık olarak dinliyoruz.

O konuştukça salon sessizleşiyor.

Türkiye’ye okumak için gelmiş göçmen bir kadın, başka bir göçmen kadına yönelik erkek şiddetini anlatıyor.

Öğrenci tüm cesaretini toplayarak devam ediyor:

“Bir erkeğin kızı pencere kenarından uzaklaştırdığını gördüm. Bir süre ses kesildi. Sonra yine ses geldi. Ben de bağırdım, ‘bırakın’ dedim. Bırakmadılar. Polisi aradım. Polisi aradığımı balkondan gösterdim, kızı bıraktılar."

"Kız, karşı apartmandan bizim apartmanın bahçesine inen demirliklerden atladı. Pantolonu yırtıldı. İngilizce olarak ‘Geleyim mi’ dedim, ‘hayır’ dedi. Yan apartmana geçti. Oradan sokağa çıktı. Koşarak yalınayak uzaklaştı. Dina’nın arkasından bir kişi koştu.”

Tanıklığını onu daha önce defalarca dinlemiş polislerin gözleri önünde yapan üniversiteli kadının salondan çıkmasıyla arkasından gidiyorum.

Bir kaç polis de çıkıyor.

Kadına, “Polisi aradınız ve geldiler mi?” diye soruyorum. Tedirgin ve telaşlı olduğu her halinden belli. Başını “evet” anlamında sallıyor.

Poliste de kaydı bulunan bu tanıklığın hepimizi derinden etkilemesinin bir nedeni, kadın öğrencinin Dina’yı kurtarmak için gösterdiği çaba olduğu kadar bir nedeni de savcılığın bu ve benzer bir kaç ifadeye iddianamesinde dikkate almamış olması.

Üstelik, Dina’nın öldürülmesine dair bu şekilde ikinci bir tanık daha var. Bu duruşmada, kendisini dinlemedik.

Karabük Cumhuriyet Savcılığı, iddianameyi tutuklu sanık Dursun A.’nın anlattığı bölümden itibaren hazırlamış.

Yani, Dina belli ki zorla tutulduğu bodrumdan yalınayak bir şekilde kaçıyor, peşinde takip edenler de varken sanık Dursun A.’nın taksisini durdurup biniyor.

İki olay birbirinden bağımsız mı? Hiç mi alakası yok? Bağ varsa nedir? Yoksa da bu iki kişi hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı? Soruşturma açıldı mı?

Dina’nın şüpheli cinayetine dair çelişkiler en başta burada başlıyor. Neden savcılık Dina’nın bodrumda tutulmasının üzerine gitmiyor?

Peki başka ne gibi çelişkiler var?

1- Hakkında takipsizlik kararı verilen 7 kişinin üzerindeki şüphe kalktı mı?

Dina soruşturmasında savcılık, aralarında Gabonlu öğrencilerin de olduğu yedi kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Burada dikkat edilmesi gereken ve hakkında takipsizlik kararı verilen kişi PTT çalışanı S.Ç.

Bu kişi "Dina’nın annesine gönderdiği telefonun yanlış adrese gittiğini, Dina eğer onun istediklerini yaparsa ona yardım edeceğini” söylüyor. Hatta cinsel birliktelik için baskı yaptığı da ifade ediliyor.

Savcılık bu kişiye dair güçlü kanıt olmadığını iddia ediyor. Tutuklu sanık Dursun A.’nın avukatları ise bu kişinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

2- Dina’nın psikolojisi neden bu kadar alt üst olmuştu ve neden baskı altında hissediyordu?

Yine sanık Dursun A.’nın avukatları Dina’nın psikolojisinin kötü olduğunu anlattı. Söylemediler fakat kendisine zarar vermiş olabileceğini ima ettiler.

Dina’nın psikolojisinin bozulmasının nedeni baskı altında olması mı? S.Ç.’nin baskıları mı? Bodruma kapatılmış oradan kaçmaya çalışmış 17 yaşında bir çocuktan söz ediyoruz.

Kentte konuşulan iddiaya göre, devlet memurlarının içinde olduğu bir "çetenin" Dina’yı “siyah kadınlardan hoşlanırım” diyen ve telefonunda siyah kadın fotoğrafları bulunan Dursun A.’ya “para karşılığı verdiği" yönünde. Savcılık bu iddiayı ne kadar araştırdı?

3- S.Ç ve Dursun A. olayın yaşandığı gece bir süre yan yana mıydı?

Dina İçin Feministlerden Dina’nın ailesinin feminist avukatlarına göre tutuklu sanık Dursun A. ve S.Ç. olay gecesi kısa süre de olsa yan yanaydı. Bunun HTS kayıtları da var.

4- Dina neden bir anda sanık Dursun A.’nın taksisinden inmek istedi?

Sanığın anlatımına göre Dursun A. o gece sigara almak için dışarı çıktı. Sonra bir anda taksisinin önüne yaralı bir kız atladı o da yardım etmek için kızı arabaya aldı. Kıza “neden yüzün yaralı” diye sorunca, “abla dövdü abla dövdü” yanıtını aldı.

Dina arka koltukta oturuyordu. “Beni hastaneye götür” dedi. O da tali yol üzerinde bulunan devlet hastanesine götürmek için yola devam etti. Ama sonra kendisi de nedenini bilmiyor, Dina taksiden inip kaçtı.

Dina’nın ailesinin avukatları bu noktada Dursun A.’nın Dina’yı istismar etmeye çalıştığını anlattı. Sanık bu iddiayı kabul etmedi. Mahkeme başkanı da sordu. Dina neden bir anda üstelik hastaneye giderken araçtan kaçar gibi indi? Ne oldu?

5- Sanık neden bu olayı kimseye anlatmadı?

Dina’nın araçtan inmesinin ardından sanık eve gidiyor. Kendisinin ve tanığının anlatımına göre her şey normal.

Tanık evde onun hareketlerinden bir farklılık görmediğini söylüyor. İlginç değil mi sizce de aracınıza bir kadın alıyorsunuz “yardım etmek için” sonrasında kız öğrenci araçtan inip kaçıyor ve siz hiçbir şey olmamış gibi evde kimseye bu olanı biteni anlatmıyorsunuz.

Dina İçin Feministler’den avukatlar, Dina’nın şüpheli ölümüne dair birden fazla sanık olduğunu iddia ediyor.

Hem duruşmada hem duruşma öncesinde ve sonrasında yaptıkları açıklamalarda “savcılığın soruşturmayı yeterince yapmadığını” vurguladılar. Soruşturmanın eksik yürütüldüğünü söylediler.

Hatta 8 Kasım’daki ilk duruşmada her iki olay için -Dina’nın alıkonduğu bodrum ve taksiden inip Filyoz Çayı’na kadar gittiği yer- iki ayrı keşif yapılmasını istediler.

Mahkeme bu konudaki kararını henüz açıklamadı. Davanın bir sonraki duruşması 24 Ocak’ta.

Karabük Üniversitesi, uluslararası öğrenci sayısının en yüksek olduğu sayılı üniversitelerden biri.

Okuyabilmesi için kendisinden oldukça yüksek ücret aldıkları, ikili anlaşmalar çerçevesinde okullarında misafir ettikleri 17 yaşında bir öğrenci şüpheli bir şekilde yaşamını kaybediyor.

Daha önceden Dina’nın adını dahi anmadan açıklama yapan Karabük Üniversitesi’nden neden tek bir görevli, davayı takip etmiyor?

Bir soru da şu:

Dina’nın ölümünün ardından üniversite güvenlik önlemlerini arttırdı mı?

Eşit ve özgür yeni bir hafta olsun.

Serbestiyet



İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar