yazarlar makaleler
Doğa Üründül: Fatih Terim dokunulmaz mı?
12/2/2023

– Orayı çekme, burayı çek…

– Ders almam, ders veririm…

– Bıyığını s…..m

Bunlar sadece Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörü, UEFA Kupası sahibi Galatasaray’ın efsane teknik direktörü Fatih Terim’in sadece birkaç vukuatı. Gelin geçmişe bir yolculuk yapalım ve eski futbolcu, başarılı teknik direktörün geçmişteki olaylarını hatırlayalım.

Fatih Terim, 4 Eylül 1953’te Adana’da doğar. Adana Demirspor’daki futbolu ile Galatasaray’a 3 Temmuz 1974’te transfer olur. Sarı-kırmızılı camiada Terim’in takıma katılmasını destekleyenler olduğu kadar, agresifliğinin problemlere sebep olacağını ve kulübe yakışmayacağını düşünenler de vardır. Bu isimlerin başında dönemin Galatasaray Divan Kurulu üyesi, aynı zamanda emniyet müfettişi Gündüz Aktuğ’u bayıltana kadar döver. 24 yaşındaki Fatih, polis tarafından aranıyordur. Ne hikmetse kulübe çağrılan Gündüz Aktuğ, “Galatasaraylılığımdan utanıyorum” diyerek şikayetini geri çeker ve kulüp üyeliğinden ayrılır.

Fatih Terim, İstanbul hayatına hızlı girmiştir. Gazinoların en meşhur olduğu zamanda genç futbolcu, Müjde Ar’ın sahne aldığı yerlerin müdavimidir. Hatta 1977 yılının bir akşamında gene Müjde Ar’ı izlerken, sahneye çiçek yollayan kişinin kafasını yarar. Fatih yine karakolluktur, yine araya Galatasaray yönetimi girer.

Sahada hırslıdır, her futbolcu gibi kazanmak ister. Fakat sarı-kırmızılı formayı futbolcu olarak giydiği zamanlar işler hiç de istediği gibi gitmez. 1982/83 sezonunda uzun yıllardır şampiyonluk hasreti çeken Galatasaray, Terim’in de eski takımı olan Adana Demirspor’a konuk olur. Ligin bitimine 4 hafta kala sarı-kırmızılıların mutlak kazanması gereken maçı ev sahibi ekip 3-0 kazanır. Fatih Terim mağlubiyeti sindiremez ve eski takım arkadaşı rakip takımın kaptanı Erol Togay’a önce ağır küfürler eder sonra kafa atar. Erol’un dişi kırılır ve kanlar içinde kalır.

Futbolculuk döneminde hakeme tükürmekten ceza alır. Başka bir maçta kırmızı kart görür, sahayı terk etmeyi reddeder ve polis zoruyla çıkarılır. Çıkarılırken de taraftarı da arkasına alır. Olaylar güç bela durdurulur. Maçtan sonra Galatasaray’ın liberosunun alacağı cezanın futboldan men olması beklenirken, Fatih Terim 5 maç ceza ile yırtar. Rivayet odur ki, karşılaşmanın hakemi Hamza Alan raporunu “üst bir akıl tarafından değiştirilmesi yönünde tavsiye”si üzerine değiştirir. Eğer rapor ilk yazıldığı gibi kalsaydı, Terim’in teknik direktörlük yolu yönetmelikler gereği kapanabilirdi.

Bu cezadan sonra Fatih Terim futbolu bırakıp jübile yapar ve kurslarını tamamlayarak antrenör olmaya hak kazanır. Vukuatına rağmen sürekli cezalarında indirim alan Fatih Terim durumu şöyle özetler: “Benim arkam sağlam. Kimse yıkamaz.”

1987’de Ankaragücü ile teknik direktörlük kariyerine ilk adımını atar Fatih Terim. 1987’de Süper Lig’in 31. haftasındaki Ankaragücü’nün Adana Demirspor’a konuk olduğu maçta genç teknik adam, hakem Haşim Gökalp’e ettiği küfürler neticesinde 45 günlük hak mahrumiyeti cezası yer. Ne hikmetse bu ceza da “yürütmeyi durdurma kararı” ile ertelenir.

Teknik direktörlük kariyerinde de uslu duramaz Fatih Terim. 1997 yılının 18. haftasında oynanan Galatasaray-Vanspor maçında, Terim dördüncü hakem Sadık İlhan’ın “Fatih Terim, kendisine ayrılan yeri uyarılarımıza rağmen işgal etti” raporu TFF’ye ulaşırken yolda buharlaşır. Hatta o dönem Milliyet’te çalışan gazeteci Atilla Türker’in haberine göre TFF Kurul Üyesi Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu: “Son derece ilginç. Dördüncü hakemin raporu bize gelmedi” der. Hoca ceza almaktan raporun bilinemeyen bir sebepten “uçması” ile yırtar.

2003 yılında Süper Lig’in 17. haftasında Galatasaray, lig sonuncusu Elazığspor’a konuk olur ve müsabaka 2-2 eşitlikle biter. Maçın hakemi Ali Aydın’a yayıncı kuruluşun da kameralarına yansıyacak şekilde defalarca küfreder. Fakat yine nedense Ali Aydın, bu küfürlere raporunda yer vermez. Maçın gözlemcisi, TV kayıtlarından raporuna yazar bu küfürleri. Üç ay sonra oynanan Süper Lig’in 28. hafta maçında Galatasaray, Beşiktaş’ı ağırlar ve maçı 2-1 kaybeder. Bu müsabakanın hakemi Ali Aydın, dönemin TFF Başkanı Haluk Ulusoy’un da ortak görüşü ile düdüğünü asar. Dönemi yaşayanlar hatırlayacaktır; Fatih Terim önderliğinde Galatasaray’ın Ali Aydın üzerinde kurduğu baskıyı. Terim’in ilk düdük astırdığı hakem değildir Ali Aydın. 2000’de Fiorentina’nın başındayken çıktığı UEFA Kupası maçında, müsabakanın Türk hakemi Orhan Erdemir’e de maç boyu Türkçe küfürler yağdırmıştır. Hatta Erdemir’in iddiasına göre maçtan sonra Fatih Terim hakem soyunma odasını basarak, hakemleri tehdit etmiştir.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın başında da vukuatları bitmez Terim’in. Hoca, futbol yorumcusu Osman Tamburacı’nın yorumlarını beğenmez yayın sonu arayıp “Ben senin bıyığını s…..m” diye küfreder. 2012’de oynanan Süper Lig’in 11. haftasındaki Mersin İdman Yurdu ile 1-1 berabere kalan Fatih Terim, basın akreditasyonuna sahip olmayan birinin sorusuna sinirlenir ve “onu çekme buramı çek” diyerek cinsel organını gösterir.

2006 Dünya Kupası elemeleri play-off maçında İsviçre karşısında turu kaçıran Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın başındaki hoca olan Fatih Terim, müsabaka sonunda oyuncularla resmen meydan muharebesine çıkar ve UEFA tarihinin en ağır saha kapatma cezalarından birini alır.

Bitti mi… Hayır! 2017’de damatlarının dükkân kavgasına yüzlerce kilometre öteden dahil olur ve Çeşme’de mekan basmaya gider. Mekân sahibi ile kavga eden Fatih Terim, akabinde Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörlüğünden de kovulur.

Fatih Terim’i “koruyan el(ler)” ne hikmetse 2018’den sonra ortalarda pek gözükmez. Hocanın cezalarında da düşmeler bu tarihten itibaren olmaz. Hatta hoca, Galatasaray’ın 2018/19 sezonundaki UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Schalke 04 maçı öncesinde verdiği demeçler nedeniyle 10 maç hak mahrumiyeti cezası alır. Bu tarz cezaların hiçbirinde indirim olmaz. Galatasaray’ı çalıştırdığı son dönemde de Burak Elmas yönetimi tarafından alınan kötü sonuçlar sebebiyle görevine son verilir.

Seçil Erzan’ın ve futbolcuların taktığı isim olan “Fatih Terim Fonu” ile hoca gene gündemde. İlk açıklamalarda Terim’in 3 milyon dolarını bu dolandırıcılık ağına kaptırdığı iddia edilmişti. Lakin ne hikmetse bir anda hocanın hiç para kaptırmadığı söylenmeye başladı. İnsan inanmak istiyor… Fakat ortada şöyle bir gerçek var. DenizBank’ın kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yaptığı açıklamada: “Toplantıda, spor dünyasından olan kişiler kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip Seçil Erzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kağıda el yazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir. Aynı toplantıda bulunan söz konusu teknik direktör de ‘… kızım gibi benimsediğim, evimize giren çıkan Seçil Erzan’ın bu yaptıklarını anlayamıyorum, kaybım olmakla beraber miktarını bilemiyorum’ gibi beyanlarda bulunmuştur”

Fatih Terim benim alacağım vereceğim yok derken, DenizBank ise hocayı taca çıkaran açıklamasında “kaybım olmakla beraber miktarını bilemiyorum” dediğini iddia ediyor.

Fatih Terim’in halen davaya dahil olma ihtimali çok düşük ve iddiaya göre bir kere Haziran ayında ifadesi alındı. Elbette hocanın böyle bir dolandırıcılık ağı ile bağlantısı sadece para kaptırmak üzerinedir. Fakat gene de hocanın neden bu kadar pasif kaldığını anlamak güç.

Soru aslında çok basit: Gündem olmaya başladığı ilk günden beri Fatih Terim dokunulmaz mıdır?

Medyascope

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar