yazarlar makaleler
Eren Keskin: 1915 Soykırımı’nı tartışmadan demokratikleşme mümkün değil
4/24/2024

Evrim Kepenek

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 1915 Soykırımı’nı andıkları için kendilerine hakaret edenlere şu çağrıyı yapıyor: “Bu konu tartışıldıkça, kendileri de özgürleşecek. Eğer demokratikleşme istiyorlarsa, kendileri için de bir hak talebinde bulunuyorlarsa, 1915 sürecinin mutlaka tartışılması gerekiyor.”

Bugün, 24 Nisan 1915 Soykırımı'nın 109. yıldönümü.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin ve İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon Üyesi Gülistan Yarkın, İHD’nin 2021’de Sultanahmet Meydanı’nda düzenlediği Ermeni Soykırımı anması nedeniyle İstanbul Adliyesi 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.

Keskin'e ve Yarkın'a ek olarak, DEM Parti üyelerine de benzer konuda farklı mahkemelerde açılmış davalar var.

İHD, “Ermeni Soykırımını Tanı, Af Dile, Tazmin Et!” talebi ve Soykırım'da yaşamını kaybedenlerini anması ile 1915’e dair ses yükselten ilk gruplar arasında.

Bu konudaki açıklamalarını her yıl Ermeni aydınlarının ilk götürüldüğü Sultanahmet'teki bina önünde yapan hak savunucularının anma etkinliklerine, 2017’den bu yana izin verilmiyor.

Yine 24 Nisan Platformu’nun İstanbul’un Taksim, Kadıköy, Şişhane gibi noktalarda düzenlediği “sessiz” etkinlikleri de engelleniyor.

İHD’nin adı Ermenistan’daki Soykırım Anıtı’nda soykırımı tanıyanlar arasında yer alıyor.

Keskin, mevcut iktidar siyasetin bu konuda bir politika değişikliğine gittiği görüşünde:

”1915 Soykırımı, bu Cumhuriyet’in temel meselelerinden biri. Çünkü bu Soykırımı gerçekleştiren İttihatçı zihniyet kurmuş cumhuriyeti ve tekçi bir yapı sağlamışlar. Bu Soykırım’ın hiç tartışılmaması üzerine oluşturulmuş bir resmi ideoloji var. Ve maalesef ki bu coğrafyada kendilerine devrimciyim, ilericiyim diyenler bile tartışmamışlar. Yani hep bu konu es geçilmiş. Bir tek İbrahim Kaypakkaya'yı ayrı tutmak gerekiyor. Onun bu konuda belirlemeleri var. Ama onun dışında bazı davalarda, savunmalarda geçmiş olsa da esas olarak Türkiye Solu 1915'te bugüne kadar bir hesaplaşma yapmadı.”

“Ermeni Soykırımı tabu bir meseleydi”

İHD 1915’e dair ilk anmayı 2005’te yaptı. Keskin, “Bizim için de çok geçti. Devlet çok üstümüze gelir, dernek kapatılır gibi endişeler vardı” diyor.

Devam ediyor: “Bu çok tabu bir meseleydi Ermeni soykırım meselesi. Ama biz 2005'te İHA'de ırkçılık ve ayrımcılığa karşı komisyon olarak bu kararı aldık. Ve 'Tanı, Af dile, Tazmin et' başlığı altında her yıl anma yapmaya başladık. İlk açıklamamızı 2005'tekini dernekte yaptık çünkü ne yaşayacağımızı bilmiyorduk. Başımıza neler geleceğini bilmiyorduk. Ama o açıklamayı yapmamızın ardından canlı yayınlarda hemen tehditler, hakaretler başladı. Ama çok ilginç bir şekilde dava açılmadı. Biz ondan sonra 24 Nisan anmalarımızı dışarıda yapmaya başladık."

Keskin, 24 Nisan’a dair en yüksek mevkiden bir açıklamayı ilk kez mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığını hatırlatıyor:

“Bu arada şunu da söylemek gerekir. İlk defa Tayyip Erdoğan tarafından 24 Nisan'da bir üzüntü açıklaması yapıldı. Bu da önemliydi. Çünkü o dönem AKP Avrupa Birlikçi bir siyaset izliyordu ve bu da bir açılımdı aslında. Bunu da önemli bulduğumuzu söyleyelim. Daha sonra biz dışarıda yapmaya başladık."

"Çoğunlukla da Sultanahmet'te yaptık ve Haydarpaşa'da yaptık. Bu iki yerin de bizim için anlamı vardı. Çünkü 24 Nisan'da gözaltına alınan Ermeni aydınlar önce Sultanahmet'te bir mekana götürüyorlar. Götürüyorlar, gözaltında orada kalıyorlar ve ondan sonra da Türkiye'nin çeşitli şehirlerine Haydarpaşa'dan bindirilerek gönderiyorlar. İki yerin de önemi vardı. O nedenle genel olarak hep o iki yeri tercih ediyorduk dışarıda yaparken. Ancak 2018 yılında ilk kez engellendik ve biz pankartımızı taşıyan üç arkadaşımız gözaltına alındılar.”

“Bu konu tartışılmasın isteniyor”

Keskin sonraki süreci de şöyle anlatıyor:

“O dönem zaten her şeyin yasaklanmaya başlandığı dönemdi çünkü Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olmuştu ve bizim de eylemlerimiz ondan sonra yasaklanmaya başlandı. Daha sonra pandemi süreci girdi ve biz ama her yıl bu anmamızı yapmaya devam ettik. Şimdi burada tabii asıl olarak şu yanı önemli. 2018'de gözaltına alınca arkadaşlarımız bir soruşturma açıldı. Ancak bu 'ifade özgürlüğüdür’ diyerek takipsizlik kararı verdi savcı. Daha sonra Diyarbakır Barosu'na dava açıldı ve beraat etti davada.”

"Biz şunu gördük, aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konunun tartışılmasını istemiyor. Yani yeni bir gündem olsun. Çünkü özellikle Avrupa'da çok güçlü bir Ermeni diasporası var. Devletlerin politikalarını etkileyecek derecede güçlü bir diaspora bu. Bu konuda devletin işlediği bu büyük suçu devletin derken Osmanlı Devleti döneminde ama sonrasında da devam ettirildiği için bu anlayış aslında devamı da söz konusu inkarın Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu anlamda bir sorumluluk taşıyor. O nedenle de bunun tartışılması istemiyorlardı.”

Keskin, “Bu yıl bir politika değişikliğine gittiklerini görüyoruz” diyor ve politika değişikliğine de şöyle anlatıyor:

"Bize 2021'de yaptığımız açıklama nedeniyle bir soruşturma açıldı. Daha sonra dava açıldı. Komisyon üyemiz Gülistan Yarkın ve ben ikimiz yargılanıyoruz bu davada. Türklüğe hakaretten açıldı. Yani bu da ilginç. Türklüğe hakaret kimse etmiyor. Sadece bir dönem eleştirisi var ve o dönem için bir şey verilmesi, insanlara bir açıklama yapılması, özür dilenmesi isteniyor. Bunun Türklüğe hakaretle ilgisi yok. Ama böyle bu dava devam ediyor. 2 Mayıs'ta duruşmamız var ve yine geçtiğimiz ay DEM Partil’i arkadaşlar da aynı şekilde yargılanıyordu. Onlara ceza verildi.”

Dava 2 Mayıs’ta

"Bir cezalandırma süreci başlıyor gibi görünüyor. O nedenle bizim 2 Mayıs'taki duruşmamız da önemli. Nasıl bir karar çıkacak göreceğiz. Ama biz bu şeyden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Çünkü o süreç tartışılmadan, yani ittihat, daha doğrusu ittihatçı ideoloji tartışılmadan bu coğrafyada demokratikleşme mümkün değil. Sadece Türk ve Sünni Müslüman kimliğini temel alıp diğer tüm kimlikleri ya yok saymak ya yok etmek üzerine kurulu bir politika. Biz bunun tartışılmasının gerektiğini düşünüyoruz.”

Keskin son olarak şunları söylüyor:

“Biz bu konu nedeniyle çok fazla tehdit, hakaret alıyoruz. Bizi tehdit ve hakaret edenlere belki bir çağrı yapmak gerekiyor. Bu konu tartışıldıkça, kendileri de özgürleşecek. Eğer demokratikleşme istiyorlarsa, kendileri için de bir hak talebinde bulunuyorlarsa, 1915 sürecinin mutlaka tartışılması gerekiyor.”

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar