4/8/2024
BASINA VE KAMUOYUNA
Kürt Meselesi Adil Çözüme Kavuşturulmadan Ekmek de Yok İstikrar da
05-06 Nisan 2024 tarihinde toplanan Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Parti Meclisi 31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçlarını detaylı bir biçimde değerlendirmiştir. Seçim sonucunda ortaya çıkan siyasi tablonun Türkiye’deki siyasi süreç üzerindeki olası etkilerinin değerlendirildiği toplantıda aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırılmıştır.
31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuçlar Türkiye’de yepyeni bir siyasi durum ortaya çıkartmıştır. Bu seçimlerde 22 yıllık AKP iktidarının oylarında dramatik bir düşüş yaşanmış ve bu parti ikinci sıraya düşmüştür. Buna karşın CHP hem aldığı oy oranı hem de elde ettiği belediye başkanlıklarıyla birinci parti konumuna yükselmiştir.
2019 yılından itibaren irtifa kaybetmeye başlayan AKP son seçimlerden büyük bir yenilgi ile çıkmıştır. AKP iktidarının aldığı yenilgide toplumun belini yıkan yoksulluk, can yakan fiyat artışları ve zorlaşan yaşam koşulları gibi ekonomik faktörler belirleyici bir rol oynamıştır. İktidarın keyfi, hukuk dışı, kibirli ve nobran yönetim anlayışı ise bardağı taşıran son damla olmuştur. Hepsinden önemlisi AKP iktidarı Kürt meselesinde son 7-8 yılda izlediği çatışmacı ve inkarcı siyasetin sonucu kaybetmiştir. Ülkenin dev kaynaklarının savaş ve çatışmaya ayrılması Türkiye’de görülmemiş bir ekonomik krize yol açarken, Kürt sorununda izlenen otoriter ve baskıcı politikalar siyasi ve moral anlamda büyük bir çürüme ve yozlaşmaya yol açmıştır.
31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin elde ettiği başarıda Kürtlerin, emeklilerin, kadınların ve gençlerin değişim talebinin etkili olduğu açıktır. CHP’nin elde ettiği sonuçları kalıcı kazanıma dönüştürmesi ise Kürt meselesinde izleyeceği politikaya bağlıdır. CHP, ancak Kürt meselesinde evrensel hukuku esas alan, Kürt halkının temel hak ve özgürlüklerini kabul eden bir anlayışla iktidar şansı yakalayabilir. 31 Mart seçim sonuçları bir kez daha göstermiştir ki Kürt meselesi adil ve demokratik bir çözüme kavuşturmadan hiçbir partinin gerçek anlamda iktidar olması, demokrasiyi inşa etmesi ve ekonomik istikrarı yakalaması mümkün değildir.
Kürt meselesinin nihai çözümü ise esas olarak Kürt ulusal demokratik güçlerinin etkin, ortak ve kararlı mücadelesine bağlıdır. Her halk gibi Kürt halkının da kendi ülkesi Kürdistan’da özgür ve onurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır. Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri paydasında birleşen Kürt ulusal demokratik güçleri hem iktidar hem de muhalefet üzerinde etkili olabilir, böylece Türk kesimini çözüme daha çok zorlayabilir.
Öte yandan AKP iktidar yetkilileri son dönemde yeni bir anayasa yapımından söz etmektedirler. İktidarın nasıl bir anayasa istediği bilinmemekle beraber, yeni bir anayasa girişimi Türkiye’nin temel sorunlarının tartışılması, siyasi aktörler arasında bir diyalog ve müzakere sürecinin başlaması açısından önemlidir. Türkiye’de yeni bir anayasa yakıcı ihtiyaçtır. Tekçi, inkarcı ve militarist bir zihniyetle yapılmış mevcut anayasa yerine, çoğulcu, demokratik, evrensel hukuk normlarına uygun bir anayasanın yapılması son derece önemlidir. Yapılacak bir anayasanın yeni olabilmesi için her şeyden önce Kürt halkının temel haklarını içermesi, Kürt kimliğini tanıması, Kürt dilini eğitim ve resmi dil olarak kabul etmesi, ademi merkeziyetçi-federal bir idari düzenlemeyi öngörmesi gerekir.
Kürdistan Sosyalist Partisi bu amaçla bütün Kürt siyasi partileri, sivil toplum örgütleri ve yurtsever aydınlarımıza çağrıda bulunur. Gelin, yeni bir anayasa yapımını fırsata çevirelim. Yapılacak yeni anayasada Kürt halkının temel hak ve özgürlerinin yer alması için el ele verelim, bunun için Kürt kamuoyunu seferber edelim. Demokratik bir anayasanın yapılmasında Türk kamuoyunun ve siyasi tarafının desteğini almak için ortak bir yol haritası çizelim.
PSK Parti Meclisi toplantısında içerideki gelişmelerin yansıra bölgede, özel olarak Güney Kürdistan’da yaşanmakta son gelişmeler üzerinde durulmuştur. Merkezi Bağdat yönetiminin, Kürdistan Bölgesi’ne dönük sinsi plan ve artan saldırıları tehlikeli ve kaygı verici olarak nitelendirilmiştir. Şoven ve mezhepçi Bağdat yönetimi son dönemde Kürdistan bölgesinin kazanımlarının altını oyan girişimlerini hızlandırmıştır. Kürd halkının anayasal düzeydeki kazanımları sistemli bir şekilde ortadan kaldırılmaktadır.
Partimiz, düşmanın bu açık ve haince planlarını boşa çıkartmak için Güney Kürdistan’daki bütün siyasi aktörleri ortak bir strateji etrafında hareket etmeye çağırır. Kürdistan partileri arasındaki gerilimin düşürülmesi ve parlamento seçimlerinin zamanında ve sorunsuz gerçekleşmesi için bütün siyasi tarafları ulusal sorumluluk duygusuyla hareket etmeye davet eder.
Öte yandan bu yıl PSK’nin 50. Kuruluş yıldönümüne denk gelmektedir. Kürt halkının özgürlüğü uğrunda onurlu, şan ve şerefle dolu bir yarım asır… Özgürlük ve onurlu bir yaşam uğrunda geçirilen bu 50 yıl insanüstü fedakârlıklarla, eşsiz adanmışlıklarla yoğrulmuştur, saygındır, soyludur. PSK Kürt halkının bağrından doğmuştur, ondan aldığı güçle bugünlere ulaşmıştır, büyük bir inanç ve kararlılıkla özgürlüğe adanmıştır. Üstlendiği misyon tarihi niteliktedir.
Bu kapsamda 2024 yılı boyunca PSK’nin 50. Yılını bilince çıkarmak ve kutlamak için çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecektir.
Parti Meclisimiz, halkımız ve ülkemizin kritik bir süreçten geçtiği bu dönemde parti örgütümüzü daha dinamik, etkin ve güçlü kılmak için bir yol haritası oluşturmuştur. Halkımızın karşı karşıya bulunduğu tarihsel badireleri aşması PSK’nin daha güçlü, yaygın ve sürece müdahale edebilecek bir seviyeye ulaşmasıyla mümkündür. PSK dün olduğu gibi bugün de özgürlük yolundaki tarihi mücadelesine kararlılıkta devam etmektedir.
08.04.2024
Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK
Parti Meclisi
- PSK: Seyid Riza ve Arkadaşları Ölümsüzdür
- Meclis'te 2013'te hazırlanan 'çözüm süreci' raporunda neler vardı?
- PSK: Erdoğan Kürdlerden Özür Dilemelidir
- PSK: Kayyım Siyaseti Geri Döndü
- Bozyel: Önümüzdeki tarihi hedef Kürt halkının özgürlüğüdür
- 'Kürt Meselesinde Çözümsüzlük Türkiye'ye Neler Kaybettiriyor?'
- ‘Fetihçi iktidarın, böyle bir din ulemasına ihtiyacı vardı
- Ali Çeven Serbest Bırakılmalıdır
- ‘Diyanetin varlığını sorgulamayan her laiklik tartışması yanlıştır
- Altan Tan, Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısını üç nedene bağladı