Türkçe | Kurdî    yazarlar
Öcalan’ın mesajına PSK ve HAK-PAR değerlendirmesi

2024-12-31

Ramazan YAVUZ

İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşen DEM parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın duyurduğu Öcalan’ın mesajlarıyla ilgili Kürdistan Sosyalist Partisi(PSK) ile Hak ve Özgürlükler partisi (Hak-Par) değerlendirmelerde bulundu.

Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel, Öcalan İle Başlatılan görüşmelerin odağında Rojava bulunduğunu belirterek, Abdullah Öcalan adına kamuoyuna yapılan açıklamada çok genel ve yuvarlak ifadelerin dışında somut bir şey yer almadığını söyledi .

PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel şunları söyledi:

"Abdullah Öcalan adına kamuoyuna yapılan açıklamada çok genel ve yuvarlak ifadelerin dışında somut bir şey yer almıyor. DEM heyeti Öcalan’ın taleplerini iletmek üzere siyasi partilerle görüşeceklerini ve yılbaşından sonra bu konuda daha geniş bir açıklama yapacaklarını dile getirdiler. Yapılacak söz konusu açıklamadan sonra Öcalan ile yapılan görüşmenin içeriğine ilişkin muhtemelen daha fazla bilgi edinme fırsatımız olacak. Buna karşın devleti Öcalan ile görüşmeye iten süreç ve Öcalan’ın muhtemel duruşuna ilişkin bazı öngörülerde bulunmak mümkün.

Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de Öcalan’a yaptığı çağrının temelinde Rojava’da Kürtlerin bir statü elde etme ihtimali bulunduğuna şüphe yok. 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e gerçekleştirdiği saldırın ardından Ortadoğu’da siyasi dengeler hızla değişti. İsrail Hamas ve Hizbullah’ı etkisiz hale getirdi. Eli kolu kırılan İran bölgede çekildi. Şii Hilali dağıldı. Bu gelişmelerin ardından da Esad rejimi yıkıldı. Bütün bu değişimlerden sonra Suriye’nin yeniden şekillenmesi gündeme geldi ve Suriye Kürtlerinin bir statü sahibi olması için şartlar hiç olmadığı kadar olgunlaştı."

"SURIYE'DE KÜRTLER KONTROL ALTINA ALINMAK İSTENİYOR"

Türkiye'nin Suriye'de Kürt kazanımlarını asgariye düzeye indirmeye çalıştığına dikkat çeken PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel, "tam da bu noktada Türkiye, Suriye’de Kürtlerin statü sahibi olmasını engellemek, değilse Kürtlerin kazanımını asgari düzeyde tutmak için Öcalan’a ihtiyaç duydu ve onunla diyaloga geçti. Devletin Öcalan’da istediği şey PKK’yi silahsızlandırmak, daha çok da Suriye’de Kürtleri kontrol altına almaktır.

"ÖCALAN TEK BAŞINA DEVLETİN İSTEĞİNİ YERİNE GETİREMEZ"

Öcalan’ın tek başına devletin bu isteğini yerine getirmesi kolay değil. Bunun için Öcalan’ın da devletten talepleri olacaktır. Öcalan’ın hem kendisi hem de silah bırakacak PKK kadroları bakımından yasal güvence ve taleplerde bulunması kaçınılmazdır. Öcalan’ın Suriye’de Türkiye’nin istediklerini yapması daha da zordur. Çünkü Suriye ve Rojava ‘da ABD ve başka uluslararası aktörler sahadadır. Öcalan’ın Rojava’da yapabileceği şey, oradaki PKK’nin varlığı ve SDG yapısına ilişkin Türkiye’nin 'endişelerini' giderecek düzenlemelerin yapılmasına katkıda bulunmak olabilir.

İmralı’da Öcalan ile devlet arasında yürütülecek görüşmelerde Öcalan’ın kendisi ve PKK ile ilgili olanların dışında, Kürt halkının meşru talepleri konusunda devletten ne talep ettiğini/edeceğini ve devletin öne sürülen taleplerin hangisini karşılamaya hazır olduğunu zaman içinde öğreneceğiz.

Bahçeli ve Erdoğan’ın gündeminde Kürt sorununa ilişkin bir çözüm süreci olmasa bile, Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla gündemdir. Suriye’de Kürtlerle ilgili hiçbir gelişme Türkiye’deki Kürt meselesinden ayrı düşünülemez. Suriye’deki Kürtlerin kederinin tartışıldığı her platformda Kuzey Kürtleri kaçınılmaz masada olacaktır.

"KÜRT MESELESİ BİR BÜTÜNDÜR"

Biz PSK olarak Kürt meselesinin bir bütün olduğunu düşünüyor ve Rojava’da Kürtlerin özgürlüğüne kavuşmasının Türkiye’de Kürt meselesinin çözümünü kolaylaştıracağını öngörüyoruz.

"KATKIDA BULUNMAYA HAZIRIZ"

Bu çerçevede İmralı’da Öcalan ile başlatılan görüşme sürecini ihtiyat ve dikkatle izliyoruz. Bu sürecin kapsamlı bir çözüm sürecine dönüşmesi için yapıcı katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz." dedi

HAK-PAR, “KÜRTLERİN KADERİNİ TAYİN ETMELERİNİ REDEDİYORUZ”

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Diyarbakır İl Başkanı Mustafa Okumuş ise, İmralı’ya giden heyetin kamuoyuna yönelik yaptığı açıklamaların bilinen şeyler olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:

“İmralı'ya giden heyetin dönüşünde kamuoyuna yönelik açıklamaları bilinen şeylerdir. Pervin Buldan’ın yaptığı ‘sürecin hassasiyetine saygı’ açıklaması İmralı-Kandil-Rojava arasında mutabakat sağlanmadığını gösteriyor. Kürt ulusunun kaderinin konuşulduğu bir süreçte Kürd ulusuna değil sürece saygı isteniyor. İmralı’nın karanlık dehlizlerinde Türk kurmayları ile bir ulusun kaderi belirleniyor. Birisi de çıkıp dur demiyor. Biz Hak-Par olarak buradayız ve bu oyuna dur diyoruz. PKK-Kandil-İmralı Kürd aklı değil ve Kürdleri temsil etme yetkisine sahip değildir. Kürtler adına Kürdlerin olmadığı bir masada Kürdlerin kaderini tayin etmelerini şiddetle reddediyoruz “diye konuştu.

Tigrishaber

POLİTİKA