2024-12-08
Basına yansıyan haberlere göre Suriye’de Esad rejiminin 54 yıllık tiranlık rejimi son bulmuşa benziyor.
Heyet Tahriri el Şam olarak bilinen HTŞ çatısı altındaki İslami silahlı güçlerin 27 Kasım’da Halep’i ele geçirmesiyle başlayan saldırısı başkent Şam’ın düşmesiyle sonuçlandı.
2011’de Arap Baharı ile başlayan kanlı iç savaş girdabına giren Suriye’de Esad rejimi ülkedeki egemenliğini büyük ölçüde kaybetmesine rağmen, esas olarak Rusya ve İran desteği, önemli oranda da Hizbullah sayesinde bugüne kadar ayakta kalmayı başardı.
Hamas’ın Ekim 2023 tarihinde İsrail’e yaptığı saldırı ardından başlayan gelişmeler zincirinin domino etkisi Esad rejiminin düşmesinde belirleyici oldu.
İsrail, geçen yıl Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıyı fırsat bilerek Gazze’yi yerle bir etti, Hamas örgütünü çökertti. Gazze’de işini bitiren İsrail yarı devlet statüsündeki Hizbullah’a yöneldi. Güney Lübnan’da varlığını sürdüren Hizbullah İsrail’in gerçekleştirdiği darbelerle beyin takımını ve hareket gücünü kaybetti. İsrail eş zamanlı olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırılarla bu ülkenin bölgesel saldırı kapasitesini ortadan kaldırdı.
Hamas ve Hizbullah’ın etkisiz kılınması, Irak’ta Haşdi Şabi’nin hedef tahtasına oturtulması Ortadoğu’da İran’ın uzantısı Şii Hilali’nin çökmesine yol açtı. İran’ın aldığı darbeler ise Ortadoğu’da siyasi denklemi büyük ölçüde değiştirdi.
Ekim 2023’te başlayan söz konusu gelişmelerin domino etkisi Esad rejiminin çökmesiyle sonuçlandı.
HTŞ öncülüğündeki silahlı güçler bölgede oluşan yeni siyasi ve askeri denklemden hareketle ve Rusya’nın Ukrayna’daki açmazından faydalanarak ciddi bir direnişle karşılaşmadan Şam’a ulaşmayı başardı.
Öte yandan HTŞ’nin başlattığı iktidar yürüyüşünün ABD ve diğer güçlerin bilgisi dışında gerçekleştiği düşünülemez. Terör listesinde olduğu halde ABD, Esad rejimine ve Rusya’ya karşı alttan alta HTŞ’yi destekledi. HTŞ de İŞİD liderlerine karşı operasyonlarda ABD ile işbirliği yaptı. ABD, İran ve Rusya etkisindeki bir yönetimdense şimdilik HTŞ ile iş tutmayı tercih etmiş bulunuyor. HTŞ lideri Colani’nin Kürtlerle savaşmayacağı ve Suriye’nin bütün etnik ve dini bileşenleriyle ülkeyi yöneteceği yönündeki açıklamaları bu örgütün meşruiyet bulma çabasının bir arayışı olarak okunabilir.
Rusya ise hem içinde bulunduğu Ukrayna açmazı hem de Esad rejimini ayakta tutmanın artan maliyeti karşısında iktidar değişikliğini dışarıdan seyretmekle yetiniyor.
En başında Suriye’de eşgüdüm içinde hareket eden ABD ve Rusya’nın Şam’daki iktidar değişikliği konusunda da diyalog ve eşgüdüm içinde hareket ettiklerine kuşku yok.
ABD’den gelen açıklamalar bu ülkenin Suriye’de siyasi süreci başlatmaktan yana olduğunu gösteriyor. Suriye’de siyasal çözümü amaçlayan 2014 Cenevre Görüşme süreci şimdiye kadar Esad rejiminin diretmesi sonucu tıkandı. Gelinen aşamada Cenevre Süreci ya da başka bir formatta Suriye krizinin çözümünü amaçlayan siyasal sürecin hızlanması kaçınılmaz.
Türkiye’nin son krizde yaptığı ise kendisine bağlı ÖSO güçlerini YPG’nin elindeki Tel Rıfat ve Membiç üzerine sürmek oldu. Türkiye’nin söz konusu hamlelerinin amacı Suriye’nin yeniden inşasında elini güçlendirmek ve Kürtlerin kazanımlarını asgariye indirmek.
Türkiye’nin içerde ve Suriye’de Kürt karşıtı politikası şimdiye kadar ona bir şey kazandırmadı. Türkiye bölgede ortaya çıkan yeni gerçekliği eninde sonunda kabul etmek zorundadır.
Suriye’de Esad rejiminin yıkılması ile bir dönem kapanmıştır. İnkarcı, otoriter, mezhepçi yönetim anlayışı bu ülkenin harabeye dönüşmesiyle sonuçlanmıştır.
Suriye’de Kürt halkının ulusal haklarını tanıyan, suni çoğunluğu iradesini yönetime yansıtan, bütün etnik ve dini toplumsal kesimleri iktidara ortak kılan çoğulcu, demokratik bir yönetime ihtiyaç var. Suriye’nin söz konusu etnik çoğulcu yapısına uygun düşen federal bir yönetim sistemidir. Suriye gerçekliği bunu gerektiriyor.
Yeniden inşa edilecek bir Suriye’de Kürtlere önemli bir rol düşeceği açıktır. Demokrat, seküler, dünyayla barışık Kürt toplumu çoğulcu bir Suriye’nin çimentosu işlevini görebilir. Kürtlerin bu rolünü oynamasının ilk koşulu içerde ulusal birliklerini kurmaktan geçiyor.
Hamas-İsrail savaşının domino etkisi Kürdistan’ın dört parçasını etkileyeceğine göre, Kürt siyasal aktörlerinin dört parçada ortak bir akıl, ulusal bir strateji etrafında birleşmeleri her zamankinden daha yakıcı hale gelmiş durumdadır.
08.12.2024
POLİTİKA