yazarlar makaleler
Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Bölge Valiliği’ne Dönüşebilir
3/16/2024

Irak’ta hem yargı hem de siyaset, Kürdistan Bölgesi’ni mengeneye almış durumda. Bir taraftan sıkıştırıyor diğer taraftan yerel yönetimin yetkilerini buduyor. Böyle devam etmesi, başkanlığın valiliğe dönüşmesine yol açabilir.

ADEM DEMİR

Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Başkanı Neçirvan Barzani, 3 Mart’ta seçime dair bir kararnameye imza attı. Barzani’nin yayımladığı kararnameye göre Irak Kürdistan Bölgesi parlamento seçimleri 10 Haziran 2024’te yapılacak. Söz konusu kararnamede parlamento seçimlerinin yapılacağı tarih net bir şekilde belirlenirken, başkanlık (cumhurbaşkanlığı) seçimleri için tek bir kelime bile yer almadı. Oysa ABD işgalinden sonra federal bir yapıya kavuşturulan ve anayasası da buna göre yabancılar tarafından hazırlanan Irak’ın Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleştirilen seçimlerde başkanlık ve parlamento seçimleri hep bir arada yapılmıştı. Üstelik seçimler neredeyse 20 yıldır Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu değil, Kürdistan Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu tarafından organize ediliyor, denetleniyor ve sonuçları bu kurum tarafından açıklanıyordu.

Fakat durum çok değişti. Üstelik Kürdistan Bölge Başkanlığı seçimlerinin ne zaman ve nasıl yapılacağı ise oldukça karmaşık bir hal aldı. Çünkü Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nde alınan birkaç karar, dengeleri tamamen değiştirirken, Kürdistan Bölgesi’nin geleceğini ise belirsizliğe sürükledi.

Azınlıkları Meclise Taşıyan “Kota Sistemi”ne Son Verildi

Kürdistan Bölgesi otonomiye kavuştuğu tarihten bu yana en çok “oluşum” ve “bileşen” olarak ifade edilen “azınlıklara” tanıdığı haklarla övünüyordu. Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in soykırım uygulamalarına maruz kalan Kürtler, “azınlıklar” için Kürt Parlamentosu’nda kontenjan tanıdı. Buna göre aldıkları oy miktarı ne olursa olsun azınlıklar, Kürdistan Parlamentosu’nda 11 milletvekiliyle temsil ediliyorlardı. Bunların beş tanesi Türkmenlere diğer altısı ise farklı din ve etnik yapılara tanınıyordu. Bunun “anayasaya aykırı olduğunu” savunan Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) bazı milletvekilleri bu durumu Irak Federal Yüksek Mahkemesi’ne taşıdı. Azınlıkların karşı çıktığı bu dava dosyası geçen haftalarda karara bağlandı. Irak Federal Yüksek Mahkemesi, “kota” sistemine son verirken bir dizi karara imza attı. Buna göre Kürdistan Bölgesi’nde artık oluşumlar-bileşenler için kota sistemi uygulanmayacak. Kürdistan Bölgesi tek seçim bölgesi olarak değerlendirilmeyecek. Bölgenin tamamı dört seçim bölgesine ayırılacak. Üstelik artık seçimleri Kürdistan Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu değil, Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu organize edecek. Yani bölgenin bir kurumu değil ülkenin bir komisyonu seçimleri denetleyecek ve sonuçları açıklayacak.

Azınlıklar kolay dokunulabilecek en zayıf halka olarak görülüyor”

Tabii bu karar öncelikle azınlıklarda hayal kırıklıklarına yol açtı. Kürdistan Parlamentosu’nda milletvekili olan Türkmenler başta olmak üzere diğer tüm oluşumların temsilcileri bu karara tepki gösterdi.

Bölgede yaşayan oluşumların temsilcileri, Kürdistan Bölgesi’ndeki kota sisteminin birlikte yaşam için örnek uygulama olduğunu hatırlatarak, “Ne yazık ki azınlıklar, her zaman kolaylıkla dokunulabilecek en zayıf halka olarak görülüyor” sözleriyle mahkeme kararını eleştirdiler. Kürdistan Bölgesi’nde mahkemenin kararının yansımaları hâlâ devam ediyor. Tepkiler yükselirken şaşkınlık da sürüyor.

Petrol ve petrol dışı tüm gelirler merkezi hükümete devredilecek”

Fakat Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nde aleyhte alınan tek karar bu değil. Bu sadece siyasi açıdan sonuçları olan bir karar. Hatta bir ölçüde Kürtler tarafından tolere bile edilebilir. Ancak ekonomiyle ilgili alınan iki karar Kürdistan Bölgesi’nin can damarlarını kurutacak nitelikte. Zira bundan sonra Irak Kürdistan Bölgesi’nde petrol ve petrol dış elde edilen tüm gelirler merkezi hükümete verilecek. 21 Şubat 2024 Çarşamba günün alınan kararın uzunca bir gerekçesi yayımladı. Bu karara göre ülkedeki tüm gelirin Bağdat’a aktarılması gerekiyor.

Aslında yıllardır Kürdistan Bölgesi’nin gelir damarları petrolün yanı sıra gümrük kapılarından elde edilen paraydı. Mahkeme çok açık ve net bir şekilde gelirlerin yerel yönetim tarafından merkezi hükümete devredilmesine hükmetti.

Irak Yüksek Federal Mahkemesi, IKB’nin ürettiği petrolün, Irak Petrol Pazarlama Şirketi’ne (SOMO) devredilerek onunla koordineli olarak satılması, ihraç edilemediği takdirde ise yerel olarak kullanması gerektiğini karara bağladı.

Mahkeme kararına göre Irak Maliye Bakanlığı bölgeyi ekonomik olarak finanse edecek. Çalışanların maaşlarını Bakanlık ödeyecek. Bu durumda sadece petrol geliri değil, petrol dışı tüm gelirler de (gümrük kapılarındaki kazanç) merkezi yönetime devredilecek. Yıllardır yerel hükümet ile merkezi hükümet arasında tartışma konusu olan bütçenin gönderilip gönderilmediği tartışmaları da mahkeme kararında kendine yer buldu.

Kürdistan Bölgesi’nin hesapları denetlenmeli”

“Bu yıl ve önümüzdeki yıllarda Bütçe Kanunu’nun uygulanması ve bunun koordine edilmesi gerekiyor” ifadelerinin yer aldığı kararda şunlar kaydedildi: “Maaşların zamanında ödenmemesi durumunda yasal işlem başlatılmalıdır. Kürdistan Bölgesi yönetimi, kamu personeli maaşı hakkında Irak hükümetine ayrıntılı bilgi sağlamalıdır. Kürdistan Bölgesi’nin geliri aylık olarak merkezi hükümete iade edilmelidir. Kürdistan Bölgesi, petrol ve petrol dışı gelirlerini Irak hükümetine göndermekle yükümlüdür. Irak Başbakanı, Merkez Bankası’nın Kürdistan Bölgesi’ndeki hesaplarını tam olarak denetlemeli.”

Alınan bu kararların uygulanması ve gereğinin yapılması şart. Zira Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin kararları temyize kapalı. Çünkü bu kurum, ülkedeki en yüksek yargı mercii olarak kabul ediliyor. Gereğinin yapılması için de adımlar birbiri ardına gelmeye başladı. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, seçmen bilgilerini istedi. Kürdistan Parlamentosu’ndaki milletvekili sayısının 111 değil, 100 olduğunu açıkladı. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, bölgeyi dört ayrı seçim bölgesine ayırdığını duyurdu. Bundan sonra Erbil’de 34, Süleymaniye’de 38, Duhok’ta 25 ve Halepçe’de üç milletvekili olmak üzere Kürt Parlamentosu’nda 100 vekil görev yapacak. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Sözcüsü Jumana Galayi, konuyla ilgili açıklamasında “kontrol bizde” mesajını net bir şekilde verdi.

Kamu Çalışanlarının Listesi İsteniyor

Irak Maliye Bakanlığı ise günlerdir Kürdistan Bölgesi’nde görev yapan kamu çalışanlarının listesini istiyor. Bu liste Arapça olarak hazırlanacak ve bakanlığa verilecek. Bundan sonra da kamu çalışanlarının maaşları merkezi yönetim tarafından devlet bankalarında adlarına açılmış hesaplara yatırılacak. Yani yıllardır “bütçe” olarak gönderilen yıllık 17 milyar dolar büyük ölçüde budanmış olacak. Bölgede arka arkaya bu gelişmeler yaşanırken IKB Başbakanı Mesrur Barzani bir heyetle birlikte 26 Şubat’ta ABD’nin başkenti Washington’a adeta çıkarma yaptı.

Kürt heyeti, Beyaz Saray ve Pentagon başta olmak üzere pek çok kurum yetkilisiyle görüşmeler gerçekleştirdi. Kürtler açık şekilde “Batılı dostlarından” destek görmek istiyorlar. Fakat “Batılı dostların” vaatleri hep sözde kalıyor. Yaklaşık 10 gün süren ve ciddi bir diplomasi trafiğine sahne olan ABD ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’dan “Kürtlerin birliğini çok önemsiyoruz. Kürdistan Bölgesi ile benzeri görülmemiş ilişkimiz var” sözünü alan IKB Başbakanı Barzani’nin bundan sonra nasıl bir tavır sergileyeceği merak ediliyor.

Kürdistan Bölgesi’ni sıkıştıran, yönetimin yetkilerini tırpanlayan kararların birbiri ardında alındığı tarihten bir gün sonra Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, yabancı medyaya verdiği bir röportajda her şeyi şu sözlerle özetleyecekti:

“2003’ten sonra Irak’ta bir sistem oluşturduk. Federal bir sistemiz dedik ama bugün, 2003’ten sonra, 20 yıl geçti, gerçekten Irak sisteminin ve Irak’taki yönetim sisteminin ne olduğunu bilmiyoruz! Bağdat’ın Kürdistan Bölgesi’ne yönelik yaklaşımı fazlasıyla merkezi. 20 yıl geçmesine rağmen Irak’ta hâlâ yönetim sistemi olarak federal sistem hayata geçirilemedi.”

Aslında her şey ortada. Nuri el-Maliki’nin başlattığı, İbadi’nin devam ettirdiği stratejiyi Irak Federal Yüksek Mahkemesi aşama aşama hayata geçiriyor.

İran’ın bölgedeki etkisinin artık tartışılmadığı kararlarla Kürdistan Bölgesi hem yargı hem siyaset tarafından mengeneye alınmış durumda. Yerel yönetim bir taraftan sıkıştırılıyor, diğer taraftansa yetkileri budanıyor. Bu kararlara Kürtlerin arasında sevinenler de yok değil. Çünkü Kürtler birlik ve beraberlik içinde hareket etmiyor. Kimisine göre ortada “Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) köşeye sıkıştırıldığı bir durum var. Bu yapılırken başka Kürt siyasi aktörlere ise alan açılıyor.”

Ama şurası kesin: Kürdistan Bölgesi’nin siyasi ve ekonomik damarlarına darbe vuruldu. Ekonomik olarak zaten büyük kriz yaşayan ve çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyen Kürdistan Bölgesi’ne yönelik sıkıştırma hamleleri arttıkça nefesi kesiliyor. Böyle devam etmesi halinde “Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Bölge Valiliği’ne dönüşecek” demek hiç de abartı sayılmayabilir.

Perspektif


İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar