Bilindiği üzere 14 Mayıs’ta Türkiye bir seçime gidecek ve kamuoyu yoklamalarına göre bu seçim Türkiye’nin kader seçimi olacak. Seçimlerin hemen ardından Anayasa tartışmaları en çok tartışılan mesele olacak.
Anayasa tartışmalara şöyle dursun seçimde Kürt tarafının tutumu iktidarı belirleyecek. Kürtler ilk defa bu kadar eli güçlü durumda iken Kürt oylarını konsolide eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) ayağının tersiyle bu fırsatı itti.
Kürtler böyle bir fırsatı ancak 100 yılda bir yakalar
maalesef bu fırsat değerlendiril (e)miyor.
Meseleyi en basit haliyle ele alırsak eğer, temel insan hakları ve kültürel hakları bile pazarlık konusu yapıl (a)madı.
Özellikle Avrupa Birliği (AB) yerel yönetimler şartı, Anadilde Eğitim gibi
maddeler pazarlık konusu yapılarak bir kazançla bu seçimden çıkılabilirdi.
Ancak yukarıda belirttiğim üzere Kürt oylarını konsolide eden HDP bunu yapmak
yerine doğrudan destek vermeyi tercih etti.
Elbette bunların hepsi ayrı ayrı tartışma konusudur. Bir
makaleye sığdırmak mümkün değildir.
Kürtler bu seçimden kazançsız çıktı. Peki; Anayasa tartışmalarında nasıl bir tavır takınılacak bu meselenin en can alıcı noktalarından biridir.
Kanımca Anayasa tartışmalarına Kürt tarafı bir blok halinde girerlerse mutlaka kazançlı çıkacaklardır. Tek bir ses olan Kürt tarafı Anayasa tartışmalarının kazananı olarak masadan kalkar.
Bu blok yine Kürdistani partiler öncülüğünde kurulacak bu blok Kürt ulusu için her fırsatı değerlendireceklerine inancım tamdır.
Yeni Anayasa tartışmalarına Kürtler şimdiden hazırlanmaları
Kürtler için adeta tarihi bir fırsattır. Bu yüzden özellikle Kürt Siyasi
aktörleri, aydınları, yazarları bu konuya daha fazla yoğunlaşmaları çok daha
yararlı olacaktır.