Bilindiği üzere Kuzey Kürdistan da PKK dışında kalan yapılar bir güç odağı haline gelemediler. Kuşkusuz güç odağı haline gelememelerinin temel nedeni 1980 askeri darbesi sonrası oluşan siyasi denklemden kaynaklanan siyasi iklimdir. Bu tespiti yapmak artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
Dünden bugüne kadar bu kısır döngüyü kırmak için çok mücadele edildi. Bugün de Kürdistani parti ve hareketler göz önünde olmak ve güçlü bir odak haline gelmek için yoğun bir çaba içindeler bu konuda hakkaniyetli davranmak lazım ancak, bu tek başına maalesef yetmiyor.
Hemen hemen tüm Kürtlerin arzusu Kürtler arası birliktir.
Buna kimsenin bir itirazı olacağını sanmıyorum. Daha önce Kuzey Kürtleri bir Hak ve Özgürlükler
Platformunu kurarak ciddi adımlar attılar. Bu platformun yaptığı toplantılar
sonucunda kitlesel demokratik bir parti kurmak oldu. Bu partinin içerisinde
kısmen sağ ve dindar kesim yer alırken daha çok sol tabanlı parti ve hareketler
yer alarak Hak ve Özgürlükler Partisi’ni kurdular. O dönem sol bir yapı olan ve
ideolojik olarak PSK ile yakın duran DBP (Demokrasi ve Barış Partisi) kendini
feshederek HAK-PAR’a katıldı. Burada kaçırılmaması gereken nokta o dönem DBP’de
seçimlere katılma hakkı olan bir partiydi. 1999 yerel seçimlerinde bir belde
belediyesini de kazanmıştı.
Daha sonra HAK-PAR çatısı altında devam eden demokratik siyaset 2014’te yapılan
6. Kongrede miyadını doldurdu.
Çünkü Kürt siyasetinin artık kendi özgün isim ve programıyla
saha çıkması gerekiyordu ve bu çerçevede zorunlu nedenlerle 40 yıl illegal
koşullarda mücadele yürüten Kürdistan Sosyalist Partisi kendi isim ve
programıyla legal alana çıkıyordu.
Bu Kürt halkının özgürlük mücadelesinde tarihi bir eşikti ve
böylece Kürdistan ismine karşı kurulan statükoya vurulan önemli bir darbeydi.
Son yıllarda Türkiye’de hakim olan baskı ve saldırgan
politikalara rağmen bu mücadele devam ediyor. Tüm bu tecrübeler ortadayken
denenmiş ve sonuç alınmamış yöntemleri diretmek çok doğru bir tutum olmadığı da
ortada duruyor.
Bunun için Kürt parti ve örgütleri bir alternatif yaratmak istiyorlarsa, kendi
örgütsel ağlarını genişletip partilerini gençleştirmeli onun dışında bir
alternatif yaratmak mümkün gözükmüyor.
Diğer yandan yapılacak işlerden biri de farklı
Kürt/Kürdistanî partilerin ulusal demokratik paydalarda geniş işbirliği ve
ittifak kurmalarıdır.
Her zaman savunduğum gibi yine savunmaya devam edeceğim.
Kürt siyaseti gençleşmeli gençleşmeden bir yere varmak mümkün olmayacak her
parti kendi ideolojisine yakın kitlelere inip onları örgütlemeli bu şekilde
Kuzeyde bir değil birden fazla alternatif geliştirmek mümkün olacaktır.