Kürt katliamı ve vandalizim

Diyar Budak

aa@aa

25.12.2022 21:03:35

23 Aralık, Cuma  günü bir arkadaş beni  arayarak, Paris Kürt enstitüsüne saldırı sonucu ölü ve yaralıların olduğunu haberini ulaştırdı. Bunun üzerine orda yaşayan Koçgirili avukat  bir arkadaşımı aradım. Yeterli bilgi almayınca, Faysal arkadaşı arayıp gerekli bilgileri aldıktan sonra. Kendi sosyal medya sayfamda bu duyuruyu yazarak  paylaştım.

Kürt halkının dikkatine!

Paris’te polis ile gerginlik Kürtler’in yararına değildir. Sorun sömürgeci devletlerdir. Organizatörler kitlenin rotasını yanlış yere yönlendirilmemelidir. Fransa devleti Kürtlerin hakları konusunda olumlu bir rol oynamaktadır.

Bunu tersine çevirmek isteyen güçlere dikkat edilmelidir.

Taşkınlık ve saldırganlıktan sakınmalıyız.

Mahrum ve mağdur bir halk olduğumuz unutulmamalıdır.  Bu duyurudaki öngörü gereği, Kürt tarafın sakinleşmesini sağlamak ve aklı başında davranışı teşvik etmek amaçlıydı. Paris katliamını paylaşan bir çok arkadaşın sitelerine gönderdim. Biz yurtdışında yaşayan Kürtler olarak biri birimizi dinleme ve ortak akıl yürütmeden ziyade, Kürt görünümlü, kötü niyetli “şefleri “dinleyerek, duygusallığa   kapılarak, provakatif haraket etmemiz en başta Kürdün özgürlük talebine zehir olmakta ve zarar vermektedir. Kurumlarımızı teslim alan, sömürgeci zihniyet ve yöneticilerden  kurtulamadığımız sürece işimiz giderek zorlaşmaktadır.

Bugün  istihbarat ajanslarının paylaşımında görüleceği gibi bu eylemlerin diğer başka ülkelerde de teşvik edildiği görülmektedir. Adeta  eskiden Türk reisin söylediği gibi, “beslediğiniz yılan sizi de bir gün sokar“ devlet öngörüsünün gerçekleştiğini  çok memnun bir şekilde dile getirmektedirler.

Başta sömürgeci devletler, bu katliamı yapanlar ve  protesto için toplanan kitlenin içindeki sokakları terörize eden provakaörler ve yönetenlerin aynı odak tarafından sevk ve idare edildiği görüntüsü vermektedir. Bazı yönetici arkadaşların olumlu müdahaleci tavırlarına rağmen, gösteri tamamen vandalcıların denetimine girmesi büyük bir sorumsuzluktur.

Türk devleti de, her zamanki tavrı ile el altında, Her bıji Apo, Her  biji İmralı, her biji  Kandil, her biji HDP, her bijî Hikmet, diye tempoya eşlik etmektedir.

Bu vandallar Avrupa’da kazanım, destek ve ittifak halindeki dost güçlere darbe vurmuştur. Bu saldırgan siyaseti güdenler çarpım tablosunu bile bilmeyecek kadar  zarar ve öç alma duygusu ile hareket eden devletin gönüllü gönülsüz elemanlarıdır.

Paris hükümeti 1988 Halepçe  katliamından sonra   Kürt halkıyla aktif bir insani yardım ve  dayanışma içinde olduğu her kesim tarafından bilinmektedir. Körfez savaşında dağa kaçıp sığınan çoluk, çocukların üzerinde  çıplak yürüyen insanlarımızın hali aklınızdan gitti mi?

Yoksa bu halk sizin  halkınız sayılmıyor mu?

Bu zor durumda halkımıza destek sunup sahiplenen Fransa Hükümeti ve Mitterrand ailesinin katkılarını  unutunuz mu?

Bu dönem mevcut iki parçadaki statü sahibi olmamızda  bunların gayretini bilmezmisiniz?

Fransız politikası son dönemlerde Kürtlerden yana bir tutum sergilemişlerdir.

Bir kaç defa resmi heyetler, Cumhurbaşkanlığı düzeyinde Kürdistan’a ziyaret ve desteklerini sunmuşlardır.

iŞİD’in yenilmesinde büyük bir ittifak güç olduklarına herkesten fazla, 15 bin şehit bir o kadar yaralısı olan Rojava yönetimi başta olmak üzere, Mazlum Kobani, Salih Müslüm ve Güney Kürdistan yöneticileri Barzaniler, Talabani’ler şahittir. Sizin bu yaptıklarınız Rojava ve Güney hükümetinin tepkisini çekeceği aşikardır.

Bu süreci anlatan Peşmerge filminin  yapımcısının da  Fransız biri  olduğunu unuttunuz mu?

Bu denli nankörlüğü Kürt halkı yapamaz, yapmaz. Bunu  yapanlar ancak sömürgeci devletlerin görevli elemanları ve de emir kullu olanlar yapar.

Yukarda saydığım Fransa devletinin yardımları, biraz eski  bir tarih olduğu için, unutanlar veya yaşı genç olanlar anımsamıyabilirler.

Ancak  bir kaç yıl önce İŞİD’in  Güney ve Rojava Kürdistan’ını işgal girişimi, katliam,  yıkım, ölüm ve Kobani  savaşını  hatırlamanız lazım.  Eğer hatırlamıyorsanız, belki de sömürgeciler hafızanızı dumura uğratmış veya tümden ele geçirmiş olabilirler mi?

Bu kadar unutkanlık, körlük ve de nankörlük bizim ulusal ve ruhi şekillenmemize  yabancıdır. Kürdün mayasında dostlarına bunu yapmak yoktur. Ya biz Vandalizme, sokak savaşına karşı olanlar ya da siz  daha kimin yaptığı bile belli değilken Paris’i hedefe koyup, araba yakanlar, sokağı terörize edenler  Kürt  çıkarlarını kötü kullanan işbirlikçilersiniz.

Unutmayın Paris ihtilale öncülük yapmış bir devrim şehridir. Feodal egemenler, soylular iktidarı Paris’te yenilgi almıştır. Hitlerin ordularıda  Zafer elde edemediler. Siz bu yöntem ile zafer elde edeceğinizi sanıyorsanız ahmak olmalısınız.

İslam teröründen kaçıp, ders almadan gelen ve Avrupa’da İslamcılık yapan  müslümanlara benzemektesiniz. Devlet teröründen kaçıp, geldiğiniz yerde terör yapansınız.

Daha önce  Sakine Cansız ve iki arkadaşı da Paris’te katledilmişti. Ve bu katil PKK’nin içinde görev almış biriydi. Siz bir öz eleştiri verdiniz mi?

Üç insanımızın ölümünü gerekçe gösterip, taşlı sopalı saldırıların bir kısmı Sakine’nin katili olan Ömer Güney’in içinize soktuğu elemanlar olması büyük bir ihtimaldir.

Yüzü gözü kapalı olanlar araştırılmalı ve gerekirse geri gönderilmelidirler.

Dostlara saldırmamız düşmanımıza saldırmaktan daha acımasızsa  bu  ihtimalin olduğuna kuşku yoktur. Fransa’daki Kürt kuruluşlar acilen bu vandalizmi  taassup  etmediklerini açıklamalıdırlar.

Televizyon kanallarında bu  olayı servis eden sömürgeciler oldukça heyecanlı bir anlatımla PKK’nin ne olduğunu bundan böyle Avrupalılarında anlamış olmalarından oldukça memnun kalmışlar. Sökülen kaldırım taşları, yakılan yolcu bekleme durakları, yakılan, tahrip edilen arabalar, önlerinde kaçan polisler, taşınan Apo bayrakları ve sevinçle izleyen sömürgeci devletler.

İran, Esad, Rusya ve TC  blokunun çok işine geldiğine çok belli değil mi?

Sanki göstericiler Türk polisi, kendilerini korumaya çalışan  Fransızlar ise HDP’li Kürt taraftarlar.. Türk tv lerinde Kürde yapılanlara alışık olduğumuz görüntüleri bu defa masumiyet adına bizim yapmamız. Bazı Türk sol örgütlerinin bu saldırıyı başlattığını söylemek hem acizlik hemde bizim kuşkularımızı doğrulamaktadır. D.Perinçek, Y. Küçük ve diğer sırlı unsurlar görevlerini yapmaktadırlar.

Bu tablo, hakkımızı arama, katillerden hesap ve sorgulanma talepli olması gerekirken, sömürgeci devletinin kolluk görevlilerine benzer bir barbarlık göstermek tam bir Kürt düşmanlığına hizmet etmektedir.

Diasporada yaşayan Kürtler, bizim her türlü varlığımızı inkar eden sömürgeci devletleri unutup Avrupa devletlerini hedefe koymamız büyük bir hedef şaşırtma ve sömürgecilerimize hizmet olduğu unutulmamalıdır.

Sorumluluk sahibi her insanımız yaşadığı her yerde yanlışa ve provokasyonlara karşı gelmelidir. Bizi mürid veya tarikat üyesi olmaktan ayıran ölçü ulusumuza verdiğimiz kar ve  zarardır. Bu ölçüyü kaçıranlara dikkat!  

 25 Aralık 2022

Şîrove Bike

MAKALELER

EN ÇOK OKUNANLAR
×