PZK Sözcüsü Ciziri, “. Şu anda gündemde Kürtçe dilini tutmaktır önemli olan. Kürtçe ne kadar gündemde olursa, ne kadar tartışılırsa, Kürtler ne kadar dillerine sahip çıkarsa o kadar iyi. Nitekim bizim amacımız da budur. Önce biz kendi dilimize sahip çıkalım ve dil meselesini esas konu haline getirelim” ifadelerini kullandı.

Rûdaw'ın yayınına Diyarbakır'dan bağlanan Kürt Dil Platformu (PZK) Sözcüsü Şerefxan Ciziri, Dünya Anadil Günü vesilesiyle 18 Şubat’tan itibaren başlatılan ve yarın sonlanacak etkinliklere dair değerlendirmelerde bulundu.

Halkın katılıma ilişkin soruyu yanıtlayan Ciziri, şunları dile getirdi:

“Etkinlikler ve çalışmalar çok sayıda kentte düzenleniyor. Diyarbakır özelinde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi vermek isterim.

Elbette katılımcı sayısı önemli değil. Şu anda gündemde Kürtçe dilini tutmaktır önemli olan. Kürtçe ne kadar gündemde olursa, ne kadar tartışılırsa, Kürtler ne kadar dillerine sahip çıkarsa o kadar iyi.

Nitekim bizim amacımız da budur. Önce biz kendi dilimize sahip çıkalım ve dil meselesini esas konu haline getirelim. Bu anlamda ne kadar çalışma yapılırsa biz de katılırız, destek de sunarız.

Son dönemdeki durum göstermiştir ki Kürtler dil konusunda ortaklaşabilmiştir. Birlikte çalışabilirler.

“Platform sadece bir koordinasyon işlevi görüyor”

Platforma dair bilgi veren Ciziri, kendilerinin koordinasyon işlevi gördüklerini belirterek şunları söyledi:

“Bizim platformumuza üye olanlarla birlikte zaten siyaset yürütüyoruz. Ancak biz siyaset üstü değiliz. Biz siyasi partilerin bir parçasıyız. Biz siyasi partileri bir araya getirdik.

Biz onlara talimat veremeyiz. Beraber karar alabiliriz. Bize üye olan partiler de fırsatlarına, ferasetlerine göre çalışmalarını yürütür.

Platform sadece bir koordinasyon işlevi görüyor. Çok fazla bir kadromuz yok. Biz yönetim olarak 9 kişiyiz.”

“Bizim de Kürtçeye bir statü, bir değer vermemiz gerekir”

Platform olarak yarın (21 Şubat) yapacakları etkinliklere dair konuşan Ciziri, siyasi parti liderleri, kanaat önderleri, gazeteciler ve entelektüellerle geniş bir toplantı yapmak istediklerini belirterek amaçlarının ortak bir dil stratejisi geliştirmek olduğunu kaydetti.

Beraber strateji geliştirmek istediklerini anlatan Ciziri, şöyle devam etti:

“Dil meselesi, bir siyasi parti, bir sınıf meselesi değil. Biz dil meselesini birbirimize havale etmeyiz. Birlikte bizim bu meseleyi yürütmemiz gerekiyor.

Biz ‘Kürtçe için statü istiyoruz’ diyoruz. Devletten istiyoruz. Peki biz ne kadar statü tanıyoruz Kürtçeye? Toplumuzuz, siyasetimiz, medyamız, STK’larımız…

Doğrudur devletten talep edeceğiz ancak kendi aramızda da Kürtçeye bir statü, bir değer vermemiz gerekir.”

Yaptıkları ve yapacakları etkinliklerin amacına yönelik soruyu cevaplayan Ciziri, şu ifadeleri kullandı:

“Biz platformu kurarken biz ilk olarak ‘Kürtlerden ne istiyoruz’ dedik ve ‘Kürtçe Kürtler arasında kırmızı çizgi olmalı’ dedik.

‘Devletten ne istiyoruz’ diye sorduk. Kürtçe eğitim dili olmalı dedik. Kürtçe şehir isimleri iade edilmeli dedik.

Sonrasında ise uluslararası anlamda çalışmamız lazım dedik. Bizim bu anlamda çok fazla imkanımız olmuyor.

Bu üç sütun üzerinde çalışma yürütmek gerekiyor.”

Rudaw