1/14/2024
Ömer Sönmez
stanbul’da bir okulda “ismi Kürtçe” olduğu için arkadaşlarının ırkçı söylemlerine maruz kalan 13 yaşındaki öğrenciye mahkeme tarafından da “yurt dışına çıkış yasağı” cezası verildi. Ailenin avukatı Rümeysa İliter, çocuğun pedagog görüşü alınmadan doğrudan yargılandığını ve bunun hukuka aykırı olduğunu belirterek karara itiraz edeceklerini söyledi.
Sosyal medyada birkaç gündür, İstanbul'da ortaokul 13 yaşındaki bir çocuğun “Kürt kimliği üzerinden” okulda maruz kaldığı sistematik ırkçılığın ardından mahke tarafından “yurt dışı çıkış yasağı” cezası aldığı konuşuluyor.
“Sen Kürdsün, bizden değilsin, nerelisin ki pis Kürd” denilerek ırkçılığa maruz kaldı
Rûdaw muhabirine konuşan ailesinin avukatı Rümeysa İliter, ismini vermek istemediği bir ilköğretim okulunda 13 yaşında 8’inci sınıf öğrencisi çocuklar arasında müvekkili olan çocuğun isminin Kürdçe oluşundan dolayı başka bir arkadaşı tarafından yaklaşık 23 ay boyunca sürekli ırkçılığa maruz bırakıldığını söyledi.
İliter, “Müvekkilim, ‘Sen Kürdsün, bizden değilsin, nerelisin ki pis Kürd, yerin burası değil’, hatta ‘terörist’ gibi pek çok aşağılayıcı ve ırkçı söylemlere maruz bırakılmış. Bunun neticesinde çocuk müdürle görüşüyor. Müdür tarafları ikna etmeye çalışarak, çocukları uyararak aslında problemi hallettiğini düşünüyor. Yaklaşık 2 gün kadar önce tekrar çocukların kendi arasında bir tartışma sırasında aynı şekilde ırkçı söylemlerine devam ediyor. ‘Burada ne işin var, sen bizden değilsin, yerin bizim yerimiz değil’ diyerek bir de sınıfta asılı bulunan bayrağı göstererek, ‘Bu bizim bayrağımız, sizin bayrağımız değil, Türk bayrağı bu bak öğren’ şeklinde tahrik edici sözler söylüyor. Neticede çocuk o sırada çıkan arbedede bayrağı alma niyetiyle çekerken bayrak yırtılıyor.
Çocuğun velisi de müdüre “bunlar terörist” dedi
Olay sonrasında çocuklar tekrar müdürle görüşüyor. Müdür çocuğun ırkçı söylemleri uzun zamandır devam ettiği için aileleri çağırıyor. Bu sırada diğer çocuğun annesinin okula gelerek bu eyleme karşı çıkıyor ve çocuğunun ırkçılık yaptığını inkar ediyor. Aksine müvekkilim olan çocuğun bayrağı provokatif bir şekilde yırttığını iddia ediyor. Müdür o sırada sürekli bağırıldığı için korkmuş olan çocuğa su uzatıyor ve müdüre ‘O çocuğa niye su veriyorsunuz? Bunlar terörist, bunlar burada olmamalı’ şeklinde ırkçı ifadelere devam ediliyor. Sonrasında ise polise haber veriliyor ve konu mahkemeye gidiyor.”
Polis gelip okuldan aldı
Irkçı tavırlar sergileyen çocuğun ebeveynlerinin şikayeti üzerine okula polisin gelerek müvekkilini alıp çocuk şubeye götürdüğünü belirten avukat İliter, “Elbette bunun pedagojik eğitim açısından incelenmesi, hukuki açısından önce eğitim açısından incelenmesi gerekiyor. Böyle bir durumda çocuğun kaçma şüphesi veya riski bulunmadığı halde, okul gözetiminde bile adli makamlara başvurulabileceği mümkünken, polis araçlarının çağrılması, polisinin çocuğu büyük bir suç işlemiş gibi akranlarının gözü önünde alınması tabii ki hukuka uygun değil” dedi.
Rümeysa İliter, çocuğun önce hastaneye götürülerek rapor alındığını ve ardıdan savcılığa çıkarıldığını belirterek, “Biz bu rapora da itiraz edeceğiz. Çocuğumuzun Eylül ayında alınan bir öğrenme güçlüğü raporu var. Çocupğun cezai ehliyete tabi olup olmadığı tartışmalı bir konu. Buna rağmen aksi yönde bir rapor düzenleniyor. Biz bu rapora itiraz edeceğiz. Somut araştırma yapılmadan çocuğun sulh ve ceza mahkemesine sevk edilmesinin yasal olmadığını düşünüyoruz. Kaldı ki çocuk henüz 13 yaşını tamamlamamış” dedi.
Avukat İliter, sorgu sırasında çocuğa pedagogun refakat etmediğine dikkati çekerek, “Çünkü 12-13 yaşlarında çocukların bir suç isnatında bulunurken veya savunmada bulunulurken doğruyu söyleyip söylemedikleri bir pedagog uzman vasıtasıyla değerlendirilmeli. Ancak bu dosyada ifade veren çocuk ihbarda bulunan çocuğun da yine suca sürüklenen ve yargılanan çocuğun da pedagog görüşü alınmadan doğrudan yargılama aşamasına geçilmesi hukuka uygun değil. Bu noktalarda tekrar karara zaten itiraz edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ceza çocukta travmatik etkiler bırakacak
Savcının suçu, “devletin egemenlik alametlerini aşağılama” şeklinde değerlendirdiğini kaydeden avukat İliter, “Çocuğun provokatif bir biçimde bayrak yırtarak aslında devletin egemenlik alametine saygısızlık yaptığından bahisle böyle bie ceza veriliyor. Ama çocuğun bayrağı yırtıp atma gibi bir durumu da yok. Ortada ne yırtık bir bayrak, ne bir görüntü ne de somut bir delil yok. Buna rağmen kendisine ırkçılık uygulayan çocuğun beyanları üzerine bu cezayı alıyor. Yine 13 yaşında öğrenme güçlüğü olan bir çocuk için aşırıya kaçan bir ceza” diye konuştu.
Avukat Rümeysa İliter, karara itiraz edeceklerini aktardı. Cezanın çocukta travmatik etkiler bırakacağını belirten İliter, bu aşamadan sonra aynı okulda eğitime devam etmesinin de imkansız olduğunu söyledi.
İliter, “Son zamanlarda Kürdçe konuşmaktan çekinir hale gelmiş, kimliğini bastırmak zorunda kalan bir çocuktan bahsediyoruz. Suçlu gibi okuldan alınması, yargılanıp ceza alması elbette ki psikopatolojisini bozmuş. Psikolojik destek alacağız” dedi.
Rudaw
- Cudi ve Gabar dağlarında ekokırım
- Diyarbakır’da PSK 50. Kuruluş Yıldönümü Kitlesel Kutlandı
- Kayyımın ihale yolsuzluğu haberine hapis cezası
- Bafıl Talabani: “KYB’siz Hükümet Kurulması İmkansız”
- Miyan Hayri: 10 yıl geçti ama Ezidilerin şikayetleri hala duyulmuyor
- UNAMI Başkanı: Güçlü bir Kürdistan Bölgesi, Ortadoğu'nun çıkarınadır
- Cumhuriyet'in 101. Yılında Yurdundan Edilen Halklar ve Zulüm
- SOHR: Türkiye'nin Rojava’ya yönelik hava saldırılarında 27 sivil hayatını kaybetti
- TSK Rojava'yı havadan bombaladı: Can kaybı var
- Iraklı Kürtler değişim için çok umutlu olmasa da sandık başına gitti