8/6/2024
Sait Bayram
Diyarbakır, uyuşturucu madde kullanımında dramatik artışın sonuçlarıyla, çaresizlik içerisinde boğuşuyor. Uyuşturucu kullanma yaşının gittikçe düştüğü Diyarbakır'da, çocuklardan sonra bu bataklığa sürüklenen anneler de yardım ve destek çağrısı yaptı.
Sivil toplum kuruluşu, psikolog ve din adamları, uyuşturucu tahribatı karşısında yaşanan çaresizliği Tigris Haber'e anlattı.
Diyarbakır, uyuşturucu madde kullanımında yaşanan dramatik artışın acı sonuçlarıyla boğuşuyor. Kentteki aileler, uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle büyük bir kargaşa ve umutsuzluk içindeyken, annelerin yaşadığı trajik öyküler, bu sorunun ne kadar köklü ve yaygın olduğunu gözler önüne seriyor. Genç kadınlar ve anneler, uyuşturucu krizi hakkında çarpıcı söylemlerde bulunurken, acil çözüm çağrısında bulundu. Uyuşturucu kullanımının önü alınmayacak şekilde yayıldığını savunan kadınlar, her ailede bir bağımlının olduğunu belirterek, devletten ve toplumun her kesiminden acil destek ve müdahale talep etti.
"AİLELER ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKSIN"
Evli ve iki çocuğu olan ve adını vermek istemeyen bir kadın, oğlunun iki yıl önce uyuşturucu kullanmaya başladığını ve tedavi sürecinde yaşadıkları zorlukları anlatarak, "Oğlumun uyuşturucuya nasıl başladığını bilmiyorum, sadece esrar kullanıyordu ve eve zarar vermiyordu. Uzun uğraşlar sonucu onu tedavi ettik. 15 gün AMATEM’de tedavi gördü ve şu anda sağlığı çok iyi. Ancak Diyarbakır’da çok sayıda genç, uyuşturucu kullanıyor. Aileler çocuklarına sahip çıksın" dedi.
"KRİSTAL MADDE KULLANIMI BÜYÜK TEHLİKE"
Devletin tek başına uyuşturucu sorunu karşısında yetersiz kaldığını anlatan ve adını vermek istemeyen bir kadın, oğlunun kristal madde kullandığını ve bu yüzden cezaevine girdiğini belirterek, "Kristal madde gençlerimizi yavaş yavaş öldürüyor ve beyin hücrelerini yok ediyor. Sentetik uyuşturucular arttı ve bu konuda devletimizin duyarlılığını bekliyoruz. Anneler olarak, sorunun daha da büyümeden gerekenin yapılmasını istiyoruz" diye konuştu.
"HER AİLEDE BİR BAĞIMLI"
Diyarbakır’daki her ailede bir uyuşturucu bağımlısının bulunduğunu ve bu sorunun hızla yayıldığını savunan aynı kadın, "Uyuşturucu bağımlılığı giderek artıyor ve torbacılar korkusuzca uyuşturucu satıyor. Deprem sonrası terk edilmiş binalar uyuşturucu kullanıcıları tarafından mesken olarak kullanılıyor. Bu sorun sadece belirli mahallelerde değil, Diyarbakır’ın genelinde bir sorundur, en fazla Bağlar ve Sur bölgelerinde görülüyor" şeklinde konuştu.
GENÇLER VE ANNELER İÇİN HAYATİ TAVSİYELER
Gençlere ve annelere önemli tavsiyelerde bulunan aynı kadın, çocukların arkadaş ve sosyal çevrelerini dikkatle izlemelerini önererek, “Uyuşturucu, başlangıçta sigara gibi görülüyor ve farkında olmadan başlanıyor. Çocuklarınızın arkadaş çevrelerini ve girdikleri ortamları sürekli takip edin. Oğlum 14 yaşında uyuşturucu kullanmaya başladı ve etkilerini geç fark ettik. Kullandığı maddeler yüzünden beyin hücrelerinin yüzde 80’i öldü. Tedavisini güçlükle tamamladık ve hala etkilerini yaşıyoruz. Uyuşturucu satışının okul önlerinde rahatça yapıldığını görüyoruz. 10 yılda uyuşturucu kullanımı ve satışı giderek arttı. Allah hiçbir annenin başına vermesin" ifadelerini kullandı.
17 YAŞINDAYKEN EVLENDİĞİ KOCASI ALIŞTIRDI
Bağlar ilçesinde, adını vermek istemeyen 22 yaşındaki başka bir kadın, 17 yaşındayken görücü usulü ile evlendiği kocasının kendisini uyuşturucuya alıştırdığını belirterek şunları söyledi:
"Evlendiğimiz ilk günden itibaren her gün uyuşturucu içme teklifinde bulunuyordu kocam. Önce kabul etmedim, ama sonra ben de içmeye başladım. 4.5 yıl süren bu travmatik dönemin ardından Allaha şükür kurtuldum. Uyuşturucu kullanmadığım dönemlerde kocamdan şiddet gördüm. Uyuşturucu aldığı günler şiddetten uzak kalıyordu. Ancak daha sonra ellerimde titreme, kalbimde sıkışma başlayınca 1.5 yıl süren zorlu bir tedavinin ardından, annemin de yardımıyla uyuşturucudan kurtulmayı başardım. Bu süreçte psikiyatri uzmanı ve AMATEM'de yatarak tedavi istediler. Bunu kabul etmedim. Maddi konuda da sıkıntı yaşıyorduk. Ama büyük bir mücadele örneği göstererek sonunda kurtuldum."
"2023'TE 500 KADIN YARDIM İSTEDİ"
Yeşil Yıldız Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öger, uyuşturucu kullanımında ciddi bir artış gözlemlendiğini söyledi. Özellikle ekonomik çöküntü yaşayan ailelerde çocukların hem uyuşturucu kullanımı, hem de torbacılık faaliyetleriyle ilgili sorunlar yaşadığını ifade eden Öger, 2023 yılında Diyarbakır genelinde tedavi merkezlerine başvuran 500’e yakın kadın kullanıcının, bu sorunun geniş bir kitleye yayıldığını gösterdiğini anlattı. Öger, sentetik uyuşturucuların merdiven altı üretiminin ulaşımı kolaylaştırdığını belirtti.
"SADECE KOLLUK KUVVETLERİNİN ÇABASI YETERLİ OLMAZ"
Uyuşturucu ile mücadelenin sadece kolluk kuvvetlerinin çabalarıyla yeterli olmayacağına dikkat çeken Öger, ailelerin bilinçlendirilmesi, reel eğitimlerin verilmesi ve her mahallede önleyici eğitim çalışmaları yapılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini savunan Öger, mobilize ekiplerle alan taramaları yapılması ve medikal tedaviye erişimin kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti. Öger, mahalle muhtarları, imamlar, öğretmenler ve esnafların da bu sürece destek vermesi gerektiğini vurguladı.
"İSLAM, UYUŞTURUCU KARŞITI"
Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ömer Evsen de, uyuşturucu maddelerin sinir sistemini uyuşturduğunu ve kişinin düşünme yetisini yok ettiğini belirtti. Sürekli uyuşturucu madde kullanan bireylerde bağımlılık geliştiğini ifade eden Evsen, alkol, morfin, eroin, kokain, afyon, eter ve esrar gibi maddelerin yanı sıra yatıştırıcılar ve uyku ilaçlarının da uyuşturucu maddeler arasında yer aldığını hatırlattı. Evsen, İslam’ın toplumu ifsat edecek ve huzurunu bozacak her türlü maddeden kaçınmayı teşvik ettiğini anlattı. Evsen, Allah'ın sarhoşluk veren alkollü içkileri haram kıldığını ve bu harama riayet etmeyenler için cezalar koyduğunu ifade etti. Evsen, İslam hukukunda alkollü içkiler yanında tüm uyuşturucu maddelerin kullanımı da haram kabul edilmiştir.
"UYUŞTURUCU KULLANIM YAŞI GİTTİKÇE DÜŞÜYOR"
Klinik psikolog Yunus Ayyıldız ise, Türkiye’de ve dünyada hızla alkol ve uyuşturucu madde kullanım oranlarının arttığına işaret ederek, "Maddeye başlama yaşları ise tüyler ürpertici bir şekilde gittikçe düşmektedir. Kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını yok eden, insanı insan olmaktan çıkaran uyuşturucu maddelerle mücadele etmek, geleceğimiz olan çocuklarımızı bu maddelerden korumak ancak iyi bir koruyucu halk sağlığı yaklaşımıyla olabilecektir. Ancak koruyamadığımız ve bir şekilde maddeyle karşılaşmış kişilerin maddeden kurtarılması için iyi bir psikiyatrik tedavi protokolünün olması zorunludur. Bu kişilerin iyileşebileceğine, maddeden kurtulabileceğine öncelikle biz sağlıkçıların inanması gerekmektedir. Madde tedavisini “ya tutarsa “ mantığıyla karşılamak ve kişilere bu mantıkla yaklaşmak tabii ki başarı şansını daha baştan azaltacaktır. Haliyle psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanları, rehber öğretmenler, aileler, yakın arkadaşlar ve bağımlı kişiler işbirliği içinde olmalı, bir ekip çalışması halinde sorunun üzerine gitmelidir" İfadelerini kullandı.
Tigris
- Rojhılat Peşmergeleri 'silahları alınarak' yeni kampa yerleştirildi
- 5 Nolu Cezaevi’nin Hafıza Merkezi Olması İçin Sesimize Ses Olmaya Çağırıyoruz
- "Ülkedeki İlk Süryani Sempozyumu"
- Bradost bölgesine bombardıman: Bir genç hayatını kaybetti
- Savaş uçakları Kürdistan Bölgesi sınırlarını yoğun şekilde bombaladı
- Diyarbakır'da 328 kurum barış talep etti
- Van’da imam-astsubay aşkı tutuklanma ile sonuçlandı
- Esat Oktay Yıldıran uygulamaları: Kürtçeye engel artıyor
- Kürdistan Bölgesi'nde TSK operasyonu sürüyor, köyler boşalıyor
- Türkan Elçi’nin ailesine ait kafeye ikinci saldırı