yazarlar makaleler
Diyarbakır’da Kültür Festivali: “Anadilim yoksa kültürüm de yoktur”
10/13/2024

Evrim Deniz

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği Diyarbakır’da Sur Kültür Yolu Festivali’nin üçüncüsü bugün başlıyor. 12-20 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde 300’ü aşkın etkinlik yapılacak. Festival kapsamında konser, film gösterimi, söyleşi, sergi, tiyatro, atölye çalışmaları ve çeşitli etkinliklerin yanı sıra Murat Boz, Ferhat Göçer, Ebru Yaşar, Merve Özbey, Alişan gibi isimler yer alacak.

Bu yıl valilik festival kapsamındaki etkinliklerin bazılarını Diyarbakır’ın Sur ilçesi dışında farklı noktalarda gerçekleştirecek olsa da Suriçi’nde, Kurşunlu Camii Meydanı’nda ve Burçlarda birçok etkinlik gerçekleşecek.

Yapılacak festivale tepkili olan halk ise Sur’da yaşananlarla ilgili  hafızalarının hâlâ canlı olduğunu dile getirerek festivale katılanların birçoğunun şehir dışından geldiğini belirtti.

Sur; kimliksiz, güvensiz ve özgün kent mimarisine yabancı

Diyarbakır'ın Sur ilçesine bağlı Hasırlı mahallesinde Kurşunlu Camii civarında 06 Eylül 2015 tarihinde başlayan çatışmalar ile 6 mahallenin tamamı yıkıldı. 9 bin yıllık geçmişe sahip Suriçi’nde birçok tarihi yapı ve ev yıkıldı. Bir yılda yaklaşık 7 bin ev ve iş yeri yıkıldı. UNESCO korumasındaki Surlar zarar gördü. 30 bini aşkın insan göç etmek zorunda kaldı.

Çatışmalardan sonra 21 Mart 2016’da, Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edilen Sur İlçesi'nin 15 mahallesinde 368 adadaki 6 bin 300 parsel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı ile kamulaştırıldı. Kamulaştırılmadan sonra çatışmalarda hasar gören evlerin büyük bir bölümü yıkıldı.

Beton ve asfalttan yeni bir Suriçi oluşmuş, özgün kent mimarisine yabancı, kimliksiz, güvenlik ve rant odaklı yapıların inşa edildiği Sur’un sokak dokusu da bu şekilde tamamen ortadan kaldırılmış. Kurşunlu Cami önündeki meydana bakan alanda ise ticari işletmeler ve butik oteller inşa edildi. Az sayıda kalan tarihi yapının ise restorasyon süreci devam ediyor.

“Ben özgür olmak ve özgürce festivale gitmek istiyorum”

21 yaşındaki üniversite öğrencisi Cihat A., düzenlenen festivale katılacak sanatçıları incelediğini ve Kürtçe bir etkinlik olmadığını belirterek, “Ben bu şehirde doğdum, büyüdüm. Eylül ayında belediyenin düzenlediği konser dışında tek bir açık hava etkinliğine katılmadım hatta katılamadım. Anadilim yoksa kültürüm de yoktur. Peki, farklı dillerin, halkların olmadığı bir festival nasıl ‘Kültür’ adıyla servis edilebilir kendimize bunu sormamız gerekiyor. İki yıl önce bu festival ilk yapıldığında dışarıdan gelen arkadaşlarımı Dengbej dinletisine götürmüştüm ve Miradê Kinê’nin bir kılamında geçen ‘Kürdistan’ kelimesini ‘Gülistan’ diye okumuştular. Yani ben önce özgür olmak ve sonra özgürce festivale gitmek istiyorum” dedi.

“Sur'a adım atamıyorum”

Sur’da doğup büyüyen ve çatışmaların ardından Benusen mahallesine taşınan 50 yaşındaki Ahmet S., çatışmaları dün gibi hatırladığını şöyle anlattı: “Ben Sur’da doğup büyüdüm. Orada evlendim, ilk çocuğum orada doğdu. Sonra bir sabah bir baktık tüm çocukluğumuz tarihimiz yıkılıyor. Şimdi bu birkaç yıldır zaten o mahallelere adımımı bile atmakta zorlanıyorken bir de festival yaptılar. Evlerimizi yıktılar, insanlar öldü. Yerine yapılan yerlerin hepsi yabancı ve ucube. Bütün şehir festival olsa ne? Sur’da binlerce yıllık tarih, kültür yok oldu. Ben evimin damında oturup ailemle dinlediğim radyoları, kasetleri hiçbir festivale değiştirmem. Bize Sur’da ya da Amed’de hele de Kürt kültürünü yok sayan bir festival değil yok ettikleri kültürün hesabı lazım.”

“Bakanlık neden bilinmeyen bir dille çağrı yapıyor”

Ofis Sanat Sokağında cafe işletmecisi D.H., festivaldeki dil meselesini vurgulayarak şöyle konuştu: “Burada yaşayan halkların yüzde 80’i Kürt, geri kalan Arap, Süryani, Ermeni ve Türk. Festivalde göstermelik birkaç tane Kürtçe kelime ya da şarkı geçer geçmez demiyorum. Ya da mesela afişlerde Kürtçe “Kültür ve sanata buyurun” yazıyor. Peki, var olmayan, bilinmeyen dil olarak dayatılan hatta yok olmasın diye çalışma yürütenlerin gözaltına alındığı bir dönemde bakanlık neden bilinmeyen bir dille çağrı yapıyor? Bakanlık kendisiyle çelişiyor. Karar versinler Kürtçe var mı yok mu? Önce dilini yok sayacaklar sonra da yok ettikleri kültüre festival diyecekler. Yok, öyle bir dünya biz her şeyin farkındayız. Festivalin yapıldığı Sur’ların etrafında bir yürüyün her yer yabancı plakalı araçla dolu. Yok, saydıkları kültüre ancak zaten yabancılar katılır bu şehirde.”

“Gençlerin konserlere ihtiyacı var”

Ücretsiz yapılan konserlere gençler olarak ihtiyaçları olduğunu söyleyen Halime ise “Diyarbakır çok güzel bir şehir. Her yıl binlerce turist geliyor ve bu şehir kültürel anlamda çok geniş. Bunun görünmesi lazım. Hem esnafın kalkınması için böyle şeyler gerekli. Sur yenilendi tabi ben eski halini pek bilmiyorum ama bence güzel. Biz gençlerin konserlere ihtiyacı var” diye konuştu.

“Asimilasyon festivali”

Sur’da sokak hayvanlarına mama dağıtımı yapan 33 yaşındaki Saliha K., Sur da doğdunu ama çatışmalar sırasında taşınmak zorunda kaldığını belirtti.

Mama dağıtırken pek çok şeye şahit olduğunu söyleyen Saliha K., yoksulluk ve uyuşturucuya değinerek şöyle konuştu: “Bakmayın şimdi her yerde afişler asılı diye renkli ama evlerin içindeki açlıkla boğuşurken gençler ve çocuklar ise uyuşturucunun pençesinde. Sur savaşından sonra her şey değişti. Buralar artık bizim mahallemiz değil köşe başları torbacı dolu renksiz evlerle doldu. Bir 8-9 gün buralar milyonlar ödenen sanatçıların sesleriyle dolacak. İnsanlar evlerine ekmek alamıyorken evet belki de “kültürlenecek”. Ha keşke kendi kültürüne maruz kalsa ama o da yasak tabi. Bu konserler bitecek buralar yine uyuşturucunun pençesinde ve yoksul insanlar ile dolacak. Bir halk yoksulluk ile mücadele ederken bu tür renkli cafcaflı işler yapmak kültürden çük kültürsüzlük, asimilasyon festivalidir.”

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar