12/28/2023
Rawin Sterk
Ağrı İl Kültür ve Turizm Vekili Erkan Kösedağ’ın bir çok sporcu çocuğa cinsel taciz de bulunduğu iddiasının gündemin baş sırasına oturması gözleri bu şehre çevirdi. Kösedağ meselesinin aslında buz dağının görünen kısmı olduğunu söylemek ise abartılı olmayacak. Zira Ağrı merkez ve başta Patnos olmak üzere ilçelerde yaşanan bir çok taciz, istismar ve tecavüz vakası yargıya intikal etmiş durumda. Ancak vakaların boyutlarından haberdar olmak için kentte küçük bir sivil toplum kuruluşları turu yapmak yeterli.
Erkan Kösedağ Ağrılı, evli ve iki çocuk babası. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü vekilliğinin yanı sıra aynı zamanda şehirdeki Amatör Kulüpler Federasyonu’nun da başkanı. Dolayısıyla sporcu çocuklarla çok fazla mesai yapıyor, onlarla içli dışlı.
Aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni olan Kösedağ’ın bu tür vakalara isminin evvelden beri karıştığını, konuyla ilgili avukatlar ve bazı sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinden alıyoruz.
Görüştüğümüz avukatlardan biri, Kösedağ’ın akrabalarından bir arkadaşına iddiaları sorduğunu ve söz konusu kişinin de, yakın çevrede Kösedağ’a ilişkin bu tür “dedikoduların” eskiden beri konuşulduğunu aktardığını söylüyor.
İddianın izini sürerken, Kösedağ’ın 2016 yılında da yine benzer şekilde kısmen ifşa olduğunu ancak araya 15 Temmuz darbesinin girmesiyle konunun gündemde yer bulamadığı ve unutulup gittiği bilgisini yine kentteki bir çok avukat ve sivil toplum örgütünden öğreniyoruz.
Konu nasıl gündeme geldi?
Çocukların taciz edildiğine dair iddialar, Kösedağ’ın yaşları 15 ile 20 arasında değişen sporcu çocuklara gönderdiği mesajlar, ses kayıtları ve fotoğraflarla ifşa oldu. Ancak öncesinde ailelerden bazılarının meseleden haberdar olduğu ve kendi çabalarıyla konuyu çözmeye çalıştıklarını anlıyoruz.
Aileler arasında görüşmeler sürerken bir başka el söz konusu kayıtları sızdırıyor. O gizli elin ise, Kösedağ ile terfi ve çalıştıkları dairedeki rakipleri tarafından sızdırıldığı iddiaların başında geliyor. Zira aileler konuyu hiçbir şekilde medyaya yansıtmamaya gayret ediyor.
Konunun sosyal medyaya düşmesinin ardından bir çok dernek suç duyurusunda bulunarak soruşturma açılmasını sağlıyor.
Bunun üzerine Kösedağ bir tez çalışması için birkaç şehirlik turundayken Yozgat’ta bir karakola giderek ifade veriyor ve üzerine de tutuklama kararı veriliyor. Kösedağ istismardan değil ama cinsel tacizden tutuklanmış durumda. Bu arada Kösedağ’ın taciz ettiği ve istismar ettiği iddia edilen çocukların tamamı erkek.
Mesele kimler tarafından neden gizleniyor?
Söz konusu iddialar evvelden beri varken, Kösedağ’ın bu güne kadar görevinin başında kalmış olması ve hakkında herhangi bir işlemin yapılmamış olmasının nedenleri iki başlıkta toplanıyor.
Birincisi kentteki akrabalık ve aşiret ilişkileri. Aileler isimlerinin böyle bir mevzu ile anılmasın istemediği, bazı ailelerin Kösedağ ile aynı aşiretten olması ve söz konusu aşiretin de şehrin bilinen aşiretlerinden olması ilk gerekçe.
İkinci gerekçe ise Kesedağ’ın etrafındaki nüfuzlu siyasiler ve bürokratik korunaklı alan.
Ağrı Barosu Avukatlarından Azad Akbulut, konunun detaylarını şu şekilde aktarıyor:
“Son yaşanan mesele ile ilgili biz İHD olarak Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe ile başvurarak müdahil olmak istedik. Şu aşamada dosyada gizlilik kararı olduğu için dosya içeriğine dair konuşmam mümkün değil. Delil ve ifadelere de ulaşamıyoruz. Bu yüzden sürecin takipçisi olmakla yetinmek zorunda olduğumuzu belirtmek isterim. Atılı suçun vahameti ortada. Bu tarz eylemler Ağrı gibi küçük bir bölgede, bölge üzerindeki baskıdan mı kaynaklanmakta tam bilmiyoruz ama son yıllarda bir artış gözlemlenmekte. Aşiret yapısı ve kapalı toplum yapısı da sivil toplum örgütlerinin önünde daima bir engel olarak durmakta. Tabi biz bu engele takılmayacağız ve meselenin üzerine gitmekten geri durmayacağız. Bahse konu eylemlerin faillerine baktığımızda ise genelde bir takım güçlü ailelere mensup olduklarını ve bir takım güçlü siyasi ilişkileri olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde siyasal iktidarın her zaman kullandığı sloganları önlerine alarak, bunun yanında da İslami söylem arkasına sığınarak bu tür eylemlerde bulunduğunu görüyoruz. Bu bizim açımdan toplumdaki çürümenin ne boyutta olduğunu ve baskının bir toplumu ne aşamaya getirdiğini görmekteyiz.”
Rûdaw ekibi olarak kentte görüştüğümüz bir çok aktörün isim ve kurumlarını gizli tutma sözü vererek bilgi alabildiğimizi belirtmekte fayda var.
Çocuklardan ikisinin ifade işlemlerine pedagog eşliğinde, baro görevlendirmesiyle giren avukatlar ve Baro Çocuk Hakları Komisyonu ise dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle görüş belirtemeyeceklerini ifade etti.
İHD Ağrı Şubesi konunun takipçisi olmaya devam edeceklerini belirtirken, bazı uluslararası çocuk hakları derneklerinin de hem suç duyurusunda bulunduğunu hem de konuyu yakinen takip ettiklerini belirtmekte fayda var.
Kim olduğunu, mesele ile alakasının ne olduğunu açıklayamayacağımız ve S.T. olarak kodladığımız bir kaynağımız ise meselenin evvela yakınlarının kendi yöntemleriyle halledilmeye çalışıldığını ancak savcılığa intikal etmesiyle birlikte olayın seyrinin de değiştiğini ifade ederek şöyle devam etti;
“Bu çocuklar sporcu çocuklar. Şehir dışına müsabakalara gidiyorlar ve bu şahsı oradan tanıyorlar. Zaman zaman birlikte yemek yiyorlar ve bu aşağılık adam çocuklara mesajlar atıyor, ses kayıtları atıyor ve bazı videolar yolluyor. Biz duyduğumuzda tabi şok olduk. Ne yapacağımızı bilemedik. Gelen mesajlarda zaten her şey apaçık ortada. Önce kendisine suçüstü yapmayı düşündük ama medyaya sızınca işin rengi de değişti. Daha sonra savcılığa giderek şikayetçi olduk. Aileler tabi korkuyor ya da isimlerinin böyle bir şekilde anılmasını istemiyorlar. Bu yüzden de şikayetçi de olmuyorlar. Sadece iki aile şikayetçi olmuş durumda. Ancak tacize uğrayan çocukların sayısının bir hayli fazla olduğunu biliyoruz. İsteğimiz bu şahsın ağır bir cezayla cezalandırılmasıdır. Bu kadar çocuğun başına bunca şeyler geldi, hiç olmazsa bir daha görevine dönemesin ve başka çocuklar da mağdur olmasın.”
Bu arada söz konusu skandal gündeme bu şekilde düşerken, zanlı Kösedağ’ın iki çocuğunun konudan haberdar olup olmadığı bilinmiyor. Aile herhangi bir görüşmeye kati suretle yanaşmazken, eşi ve çocuklarının akrabalarının yanında kaldığı öğrenildi.
Mağdur çocuklar konusunda ise durum biraz karışık. Zira bu güne kadar herhangi birine herhangi bir psikolojik destek verilmiş değil. Bazı çocukların da meselenin ifşa olmasından dolayı birbirlerini suçladıkları ve konunun bu şekilde çocuklar arasında da yayılıp bir pürüze dönüşmesinden endişe ediliyor.
Kentte vaka sayısındaki artış dikkat çekici
Şehirde bulunduğumuz iki gün içinde ondan fazla avukat, yine ona yakın sivil toplum örgütü ve konunun bir çok başka taraflarıyla yaptığımız görüşmelerde ise istismar, taciz ve tecavüzün geldiği seviye dikkatimizi çekiyor.
Patnos ilçesinde iki ayrı vakanın yargı aşamasında olduğu, şehir merkezinde üç yaşında bir çocuğun benzer şekilde bir imamın istismarına maruz kaldığı, yine diğer ilçeler ile şehir merkezinde bir çok başka vakanın olduğu yönündeki ifade ve görüşler şehirde işlerin yolunda gitmediğine işaret ediyor.
Rudaw
- Cudi ve Gabar dağlarında ekokırım
- Diyarbakır’da PSK 50. Kuruluş Yıldönümü Kitlesel Kutlandı
- Kayyımın ihale yolsuzluğu haberine hapis cezası
- Bafıl Talabani: “KYB’siz Hükümet Kurulması İmkansız”
- Miyan Hayri: 10 yıl geçti ama Ezidilerin şikayetleri hala duyulmuyor
- UNAMI Başkanı: Güçlü bir Kürdistan Bölgesi, Ortadoğu'nun çıkarınadır
- Cumhuriyet'in 101. Yılında Yurdundan Edilen Halklar ve Zulüm
- SOHR: Türkiye'nin Rojava’ya yönelik hava saldırılarında 27 sivil hayatını kaybetti
- TSK Rojava'yı havadan bombaladı: Can kaybı var
- Iraklı Kürtler değişim için çok umutlu olmasa da sandık başına gitti