2025-08-10
Bu ülkenin bütün adaletsizlikleri, belki hepsi değil ama yaygın ve adressiz olanları, AKP’nin kendi halinde seçmeninin de üzerine çullanıyor. Gözü kör, kalbi taş, aklı teslimiyet içinde değilse, zaten görüyordur. Tepedekileri korkutan da bu
Diğerleri zaten çok farkında ama “AKP seçmeni”nin şunu kavraması lazım:
Bir AKP’ye oy veren sıradan insanlar var; şu veya bu sebeple, bir de nemalanmak için sıraya girmiş olanlar, sırasız, teklifsiz, arsız olanlar.
Kabaca, iki AKP’li var: Biri milyonlarca oy sahibi; oy vermeyenlerin maruz kaldığı pek çok şeye onlar da maruz kalıyor. Başta geçim, işsizlik vs. Diğeri ise piramidin en tepesinden tepenin biraz aşağılarına doğru; bir de “fırsat bu fırsat” diyen aradan birileri.
Bu ülkenin bütün adaletsizlikleri, belki hepsi değil ama yaygın ve adressiz olanları, AKP’nin kendi halinde seçmeninin de üzerine çullanıyor. Gözü kör, kalbi taş, aklı teslimiyet içinde değilse, zaten görüyordur. Tepedekileri korkutan da bu.
Çünkü “haksızlık ve adaletsizlik” ile “yağma ve yalan” işte “evdeki yüzde 50”yi de kemirdi, eritiyor. Olması gereken hızda değil belki, ama özellikle gözü açılan gençlerde.
“Bizden olmayanlar içeri atıyorlar, eziyorlar” diye bakan, avunan, hatta en tepeden saçılan kin ve nefreti huşu ile paylaşanlar için manzara şu:
Onu fiziken içeri atıyor, düşman ilan ediyor, ezmeye kalkıyor, hasta haliyle bile hapiste tutuyor, susturuyor, bastırmak istiyor, tamam… Ancak sofradan çalınanlar, çocukların, gençlerin geleceğinden gasp edilenler ve “diploma soygunu” gibi çürümüşlükler gerçekten adres sormuyor.
Soruları almamışsan, diploma çalmamışsan, ormanları kıyıları, kaynakları yağmalamamışsan, kayırma ve torpil organizasyonlarına bulaşmamışsan, milyonlar yoksullaşırken haksız servet katlamamışsan; buna ne gücün yetmişse ne vicdanın kaldırmışsa ne de aklın almışsa, istersen AKP’ye oy ver, senin hayatından da alındı, evladının geleceğinden de çalındı.
Ve bunu senin oylarınla gerçekleştirdiler. Oyunu aldılar, hayatını oydular. Bu talan, hırsızlık, düzenbazlık, sahtekarlık çarkları; tepelerden yayılan kin, nefret, intikam, arsızlık, yüzsüzlük, pişkinlik, ihtiras siyasetiyle döndürüldü.
Yani sen “öteki”ni; muhalefeti, muhalifleri, “öteki kadınlar”ı, LGBTi+ insanları, hayvanları, protestocuları, artık kimi “karşıda, ayrı, başka” görüyorsan, düşman bellerken; işin, aşın, çocuklarının hakkı, sofranın bereketi çalındı.
Bu tesadüfen olmadı; bunun için bir düzen kuruldu. “Fetöcüler yaptı” denmiş ne varsa, bir zamanlar onlarla devlette, adalette, emniyette ortak olmuş iktidar, aynı tedrisatın içinden geçip benzerlerini hayatınıza çarptı.
Başkaları karalanırken karanlıktaydı olan biten belki. Ama deniz biterken, aşınızın, işinizin kemirilmesi gerekti; yetmedi ve kayırma, hırsızlık, arsızlık, tezgah, katakulli, dümen düzeni bir model olarak devletleştiği için; ipini koparan da hayatınızdan çalmaya koyuldu.
“Kul hakkı” adına ne varsa, kendi hakları gördüler. Bir “inanç bombardımanı” ve “ahlak despotizmi” seferberliğinde, aklı, hayatı, okulları, üniversiteleri, tabiatı, hakkaniyeti kemirdiler, kemirdiler.
“Kalkınma” tükenmişti; “Adalet” çürüdü, “sefalet” yürüdü; siz “beraber yürüdük biz bu yollarda” sandınız ama yollarını yoldular, “ötekiler” sandıklarınızla birlikte sizi de yoldan attı, yoldan çıkanlar. Siz yağan yağmurda ıslandınız, sırılsıklam oldunuz, çamura atıldınız. Onlar çamurdan hamur, yağmurdan oluk oluk menfaat, itikattan irtikap inşa ettiler.
“Diploma skandalı” haksızlık, adaletsizlik, hakkaniyetsizlik üzerine kurulu sistematik bir düzenin patlayan lağımıdır sadece. Başkasını hapse atarken desteklediğiniz ya da sessiz kaldığınız bu düzen, evlatlarınızın geleceği üzerine de kustu.
Kesif korku düzeneği kesif kokuyla hanenize de ulaştı. Oy verdiniz; o oylar sofranızı, geleceğiniz, hayatınızı, çocuklarınızın okul, sınav silsilesindeki umutlarını, ülkenin tabiatını, vatandaşlığın değerini bile hırsla kemiren, adaletsizlik hummasıyla semiren bir canavar sistemi beslemiş oldu.
“Kendin attın, kendin battın” demeyeceğim, oya saygımız var ne de olsa; ama bir düşün bakalım, “nihayetinde kendine bile ne yaptın!”
Size de her şey bunu hatırlatsın… Çünkü baktığınız her yerde izi duruyor!
T24
BASıNDAN