2025-10-07

Gazeteci Eyüp Burç, Medya Zamanı programında Denizcan Abay ve Banu Güven’in sorularını yanıtladı. Halep’in Kürt mahalleleri Şeyh Maksud ve Eşrefiye’deki ablukayı değerlendiren Burç, “Bu sıradan bir kuşatma değil, bütün süreçlerin bir tarafın elini güçlendirme çabası olarak yürütülüyor. Kobani kuşatmasına benziyor” dedi.

Gazeteci Eyüp Burç, İlke TV’de yayınlanan Medya Zamanı programında Halep’in Kürt mahalleleri Şeyh Maksud ve Eşrefiye’deki geçici Şam hükümeti ablukasına dair değerlendirmelerde bulundu. Programda Denizcan Abay ve Banu Güven’in sorularını yanıtlayan Burç, “Bütün meseleler birbiriyle bağlantılı. Aslında bu gelişmeler Erdoğan ile Trump görüşmesi sonrası şekillendi” dedi.

Burç, son dönemdeki diplomatik trafiğe dikkat çekerek, “Yaşananlar gösteriyor ki Trump ile Erdoğan arasında bu konular da konuşulmuş.  Bu süreçte Türkiye’nin eli güçlendi, HTŞ daha meşru hale geldi. Ardından Suriye’de taraflar bir araya geldi ve 10 Mart mutabakatının uygulanması için görüşmeler başladı” ifadelerini kullandı.

Ancak tam bu dönemde Halep’teki iki büyük Kürt mahallesi Eşrefiye ve Şeyh Maksud’un kuşatıldığını belirten Burç, “Ben bu kuşatmayı herhangi bir askeri operasyon olarak görmüyorum. Bu, müzakereler başlamadan önce bir tarafın elini güçlendirme ve provokasyon yaratma hamlesidir” dedi.

Burç, bölgede sahadaki güç dengelerine ilişkin de bilgi verdi: “Halep’teki kuşatmanın başlıca aktörleri Suriye Milli Ordusu’na bağlı güçler. Bu güçler sözde Suriye ordusuna entegre olduklarını iddia etseler de fiilen kendi başlarına hareket ediyorlar. Dolayısıyla ortada bütünlüklü bir ordu yapısı yok.”

Türkiye’de yayın yapan bazı basın kuruluşlarının olayı çarpıttığını vurgulayan Burç, “Bazı gazeteler ‘SDG orduyla çatışıyor’ diyor ama bu doğru değil. Suriye Demokratik Güçleri ne Halep’te ne de Afrin’de bulundu. Orada halk savunma ve asayiş güçleri var. Bu haberlerin tamamı bir algı operasyonu” dedi.

Gazeteci Burç, yaşanan kuşatmayı “Kobani kuşatmasına benzer” olarak tanımladı: “Bu sembolik mahalleler üzerinde yürütülen abluka bana Kobani’yi hatırlatıyor. O dönemde de ‘Kobani düştü düşecek’ deniyordu. Şimdi de aynı dil yeniden üretiliyor. Bu, halkın direncini test eden bir kuşatma.”

Banu Güven ise sosyal medyada dolaşan dezenformasyona dikkat çekerek, “Şam’daki geçici yönetimin söylemleri Ankara’nın retoriğiyle örtüşüyor. İngilizce yayın yapan bazı hesaplar Halep’teki ablukayı yanlış yansıtıyor” dedi.

Burç, “Dezenformasyon sadece medyada değil, sahada da yürütülüyor. Bazı televizyonlar SDG’yi sivil hedeflere saldırmakla suçluyor. Oysa gerçek tam tersi, Kürt mahalleleri abluka altında” ifadelerini kullandı.

İLKETV