10/4/2024 3:59:22 PM
Yanıltıcı bilgiler, ihmaller, 19 gün neden bulunamadı?
Ferit Aslan
Narin Güran cinayetinde tespitler… Diyarbakır Barosu, Narin Güran cinayetiyle ilgili soruşturma sürecinde önemli hatalar yapıldığını açıkladı. Baro, başta tümgeneral olmak üzere, soruşturmayı yürüten yetkililerden şikayetçi oldu. Baro raporu, Güran’ın 19 gün boyunca neden bulunamadığını ve ihmalleri çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ediyorNarin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ediyor
Narin Güran cinayetinde tespitler
Diyarbakır Barosu, Narin Güran cinayetiyle ilgili soruşturma yürüten yetkililerden şikayetçi oldu. Baro, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu dilekçede, Güran’ın kaybolduktan sonra aynı gün öldürülmesine ilişkin önemli ihmallerin altını çizdi. Baro, jandarma personelinin, arama-kurtarma ve delil toplama süreçlerinde kusurlu hareket ettiklerini belirtti. Söz konusu kişilerin cezalandırılmasını talep etti.
Şüpheliler saat konusunda yanlış yönlendirdi
Baro, Güran’ın kaybolduğunun fark edildiği saat olan 17:40 ile gerçek kayıp saatinin örtüşmediğini belirtti. Dilekçede, kayıp saati üzerinden yapılan arama çalışmalarının şüphelilerin yönlendirmesiyle gerçekleştirildiği bilgisi yer aldı.
Diyarbakır Barosu, ilgili kişilerin ihmalleri ve olası hatalı yönlendirmeleri nedeniyle soruşturmanın sağlıklı ilerlemediğini vurguladı.
“Tümgeneral ve jandarma personelleri uzman değil”
Baro ayrıca, savcılığa sunduğu dilekçede, arama çalışmalarını yürüten jandarma personelinin uzmanlık eksikliğine dikkat çekti. Baronun dilekçesine göre başta İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım olmak üzere sürece müdahil olan ekip, durumu daha karmaşık hale getirdi.
Tümgeneral Selçuk Yıldırım, 28 Ağustos’ta “Çember daralıyor” dedi
Baro, görevli personelin kayıp çocuk vakalarındaki uzmanlık eksikliğine örnek olarak Yıldırım’ın açıklamasını gösterdi.
Dilekçede baro, bu eksikliğin soruşturmanın hatalı ve eksik ilerlemesine yol açtığına dikkat çekti. Baro sürecin doğru bir şekilde yönetilmediği vurguladı.
“Şüpheli olması gereken aile bireyleri mağdur”
Baro, 19 gün boyunca 267 kişinin ifadesinin alındığını, bu kişiler arasında aile bireylerinin de bulunduğunu hatırlattı. Dilekçede, buna rağmen personellerin şüphe ve şüpheli tespiti yapamadığı bilgisi yer aldı. Ancak dilekçeye göre kayıp çocuk vakalarında ilk aşamada aile bireylerine de şüpheli olarak bakılmalı.
Baro, aile bireylerinin şüpheli olmaması nedeniyle delil karartma, gizleme ve yok etme gibi eylemlerin önünün açıldığını da ifade etti. Bu durum soruşturmanın doğru bir şekilde ilerlemesini engelledi ve olayın çözülmesi daha da zorlaştı.
“15:15 ile 15:45 arasında kayboldu”
Baro dilekçede, kaybolma zamanına dair de önemli bir tespit yaptı. Kolluk kuvvetlerinin tespitine göre Narin Güran’ın en son görüntüsü 15:15’te. Ancak şüpheli aile bireyleri Narin Güran’ın 17:40’ta kaybolduğunu ifade ediyor. Kolluk kuvvetleri de aile bireylerinin ifadesine dayanarak kaybolma saatini 17:40 ve sonrasında gerçekleştiğini belirtiyor.
Fakat Narin Güran’ın cansız bedenine ulaşılması ve Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri ile yer gösterme beyanı sonrası, çocuğun kaybolma zamanı 15:15-15:45’e denk geliyor.
“Şüpheli olması gereken aile bireyleri delilleri kaybettirmiş”
Diyarbakır Barosu, soruşturma sürecinin baştan yanlış yürüdüğünü vurguladı.
Kayıp çocuk vakalarında ilk aşama, kaybolma ihbarının ardından başlanan tahkikat süreci.
Baroya göre kolluk kuvvetleri çocuğun öldüğünden şüphelenmeliydi. Baroya göre bugün şüpheli ve tutuklu olan kişiler arama faaliyetlerini manipüle etti, delil kararttı:
“Görüntüdeki patika yol güzergahındaki kişiler ile köy sakinlerinin şüpheli, bilgi sahibi olarak beyanlarının alınması ve çalışmalarda bulunmaması gerekiyordu.”
Baro, tutuklu 12 kişiden altısının “delilleri gizleme, saklama ve kaybettirme” suçlarından tutuklandığını hatırlattı.
“Failler Narin’e ulaşılmasını engellemiş”
Baro dilekçede, faillerin 19 gün boyunca çocuğa ulaşılmasının engellediğini belirtti. Baro, arama çalışmalarının yetersizliğine dikkat çekerek, özellikle kritik bir delilin kaybedildiğini vurguladı.
Abi Enes Güran‘ın kolundaki ısırık izinin yedi gün sonra tespit edildiği dilekçede yer aldı:
“Aradan geçen süre içerisinde DNA kalıntısının kalmaması ile morfolojik açıdan ısırığın Narin’e veyahut başka bir şüpheliye ait olup olmadığı hususunda tespiti imkansız hale getirmiştir.”
“Deliller organize bir şekilde kaybettirilmiş”
Baro, otopsi sonrası çıkan biyolojik, kimyasal ve patolojik raporlarda yer alan önemli bulguları gündeme taşıdı. Diyarbakır Barosu, DNA örneklerinin bulunamayışının, Narin Güran cinayetiyle ilgili delillerin organize bir şekilde kaybettirilmesinin amaçlandığını ortaya koyduğunu ifade etti. Bu durumun, cinayetin örtbas edilmesi ve faillerin izlerinin kaybolmasına yönelik bir girişim olduğunu belirtti.
Dilekçede, kolluğun şüpheli konumundaki kişileri mağdur olarak değerlendirmesinin, arama çalışmalarının yanlış yönlendirilmesine yol açtığı vurgulandı.
Bu kişilerden alınan bilgilerle yapılan arama faaliyetlerinin sonuçsuz kalması, soruşturmanın ilerlemesini doğrudan engelledi. Ayrıca, çocuğun cansız bedeninin kaybettirilmesinin, olayın oluş şekliyle bağlantılı olarak, faillerin tespit edilmesine yardımcı olacak delillerin kaybolmasına yol açtığı ifade edildi. Baro, bu süreçte yaşanan ihmallerin ya da kasıtlı hareketlerin, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini engellediğini belirterek, bu durumun adaletin yerine gelmesini zorlaştırdığını vurguladı.
Medyascope
KÜRDİSTAN